On bir ayın sultanı geldi!
Kur’an-ı Kerim’in, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’nin sahibi geldi!
Rahmet, mağfiret ve cehennem azabından kurtuluşun anahtarı geldi!
Ramazan geldi dostlar!
***
Gelin bu Ramazan ile birlikte sadece midelerimiz değil bütün benliğimiz oruç tutsun!
Gelin bu Ramazan ile belleğimizde bir sıfırlama yapalım.
Küskünlükleri, garezleri, kinleri, hasetleri bir daha hiç hatırlanmayacak şekilde maziye gömelim.
Yarınların sevgi, hoşgörü, birlik, beraberlik, dayanışma temellerini atalım gönül toprağımıza.
***
İki Cihan Serveri’nin (s.a.v.) sünnetinin saç, sakal, sarık, cübbeden ibaret olmadığını, hatta Fahr-i Kainat sünnetinin aslında bunlar olmadığını idrak edelim; bir yetimin başını sevgiyle okşarken, bir fakirin ocağında kaynayan çorbası olalım. Bir minik yüreğin ölen kuşu için taziyeye gidelim, tüm benliğimizi ayaklarının altına serelim annemizin, babamızın, büyüklerimizin.
En fakirinin sofrasında bulunmayan ikramı kendine zûl sayan sahabeler olalım. Sofralarımızı birbirimizle değil garibanların gönüllerini fetheden şükürlerle donatalım.
Bir tek hane bırakmayalım iftar ezanını kuru bir sofrayla bekleyen. Sofralarımız değil gönüllerimiz coşsun iftarlık sohbetlerde. Sofralarımız değil gönüllerimiz doysun sahurluk saatlerde.
Oruç ibadetinin “aç kalmak” değil, “aç olana ulaşmak” olduğunu fark edelim!
***
Aç bırakalım!
Bizi birbirimizden koparan, uzaklaştıran tüm ayrılıkları, tüm gayrılıkları.
Aç bırakalım!
Aynı apartmanda hatta aynı katta yan yana kapıların açıldığı, ama komşuluk hasletinin o kapılardan giremediği duvarların soğuk tuğlalarını.
Aç bırakalım!
Gurbet ile sıla arasında uçurumlar oluşturan uzaklıkları.
Aç bırakalım!
Ötekileştiren ne varsa.
Ve iftar sofraları hazırlayalım tüm güzelliklere.
***
Var mısınız?
Bir ay boyunca siyaseti evimize sokmayalım, eş, dost, akraba, arkadaş ile siyaset konuşmayalım. Sen şu partilisin, ben bu partiliyim ayrılığını gönül kapısının dışında tutalım.
Var mısınız?
Bir ay boyunca gıybet ve dedikodu mezelerini sofralarımıza koymayalım. Yüzüne gülüp ardından dedikodusunu yaptığımız kim varsa, sözümüzle olmasa bile hal dilimizle helalleşelim.
Var mısınız?
Bu zamana kadar dilimize doladığımız, kötü yönlerini çarşaf çarşaf ortalığa serdiğimiz dostlarımızın (!), akrabalarımızın (!), arkadaşlarımızın (!) bir ay boyunca güzel yönlerini dillendirelim.
Var mısınız?
Bu Ramazan, oruçlu oruç tutmayana değil, oruç tutmayan oruçluya saygı göstersin! Oruç ayında, ulu orta yiyip içmeyelim, hizmet vermeye devam eden işyerlerimizi eskiden olduğu gibi mümkün olduğunca dışarıdan görünmeyecek şekilde kamufle edelim. Oruç ayının gözüne sokarcasına oruçsuzluğumuzu sergilemeyelim. Bir zamanlar gayri müslimlerin bile hürmet ettiği oruç ruhuna biz de hürmet edelim.
Var mısınız?
Bu Ramazan, tüm kötü hasletleri aç bırakalım!
Bu Ramazan, tüm güzelliklere iftar sofraları kuralım!