Seçimlere giderken “Seçim Mektupları” başlığı altında beş yazı yazmış birisi olarak seçim sonuçlarını da değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum.
Eldeki seçim sonuçlarını değerlendirirken önce seçime gidilen yolda yaşananlara bakmak sonra da bir kestirimde bulunmak zorundayız.
Gergin bir propaganda süreci yaşandığı ne kadar gerçekse bu gerginliğin ağırlıklı olarak tek taraflı yaratıldığı da o kadar gerçek. Bu anlamda bir ayrıntıyı, tartışmayı gereksiz buluyorum çünkü birlikte yaşadık ve tanıklık ettik.
AKP, söylemini daha çok duygusal değerler üzerinden ve yapılanlar (!) üzerinden yürüttü. Aldığı oya bakıldığında bu söylemin seçmen bazında beklenen karşılığı bulmadığı söylenebilir. Bir başka açı, AKP’nin gerek iç gerekse dış politikada sıkça yaşadığı zikzaklar seçmeni yormuşa benziyor. Ekonominin geldiği noktanın seçmendeki etkisi ise en önemli belirleyici oldu.
Başkanlık sistemi tartışmalarının seçmenden yeterli destek görmediği de açık. Bu, seçimlere olabildiğince AKP’nin yanında asılan Cumhurbaşkanı’nın seçmenden yeterli onayı alamadığı da açık.
CHP’nin oyları, seçmenin ilgisinin daha çok ekonomik konularda olduğunu ve bu anlamda oyunu, ekonomik söylemleriyle öne çıkan CHP’den yana kullandığını göstermektedir. Seçmenin bu yaklaşımı aynı zamanda AKP iktidarına bir tepki olarak da algılanmalıdır.
CHP’nin ekonomik temelli erken çıkışı, MHP, HDP ve diğer küçük partilerin de propagandalarında ekonomiyi öne çıkarmalarına yol açtı.
MHP’nin “açılım” adı altında yürütülen ve her gün toplumu geren, HDP-AKP kavgasına yol açan sürecin seçim malzemesi yapılmasına tepki olarak kendiliğinden gelen destekle bir oy artışı yaşadı demeliyiz, herhalde.
HDP, iktidarın tüm saldırılarına karşı özellikle Selahattin Demirtaş’ın kişiliğinden; barışa yönelik söyleminden ve özellikle CHP ve MHP’ye oy vermeyen ancak AKP’nin tek başına iktidarına da karşı olan seçmenin oylarıyla barajı aşmış oldu.
Özetle şunları söyleyebiliriz:
1.AKP, iktidar olarak girdiği seçimden yıpranarak ve oy kaybederek çıkarken seçimin kaybedeni olmuştur. Bu, aynı zamanda şimdilik başkanlık tartışmalarının da sonu olmuştur.
2.CHP ve MHP klasik pozisyonlarını korumuş; hedeflerinin biraz uzağına düşmüşlerdir.
3.Seçimin sayısal kazananı HDP olmuştur.
4.Asıl sorun bundan sonra ne olacağıdır. Umarız, demokratik teamüllerin gereği yapılır ve sorumlular sorumluluklarının gereğini yaparlar. Ülke yeni ve belirsiz bir kaosa sürüklenmez.
Üretilecek ve önerilecek her yöntemin, atılacak her adımın Türkiye’nin toplamının huzuru ve refahı düşünülerek atılması gerekmektedir.
Bu güzelim insana barış yakışıyor, refah yakışıyor, dünya milletler ailesinde onurlu bir yer yakışıyor.
Bu hak edişi de kimsenin engellememesi, geciktirmemesi gerekiyor. Yoksa hep söyleyegeldiğimiz gibi asıl kaybeden çocuklar ve torunlar olacaktır.