İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YOK HÜKMÜNDEDİR

YOK HÜKMÜNDEDİR

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bir zamanlar Yugoslavya diye bir ülke vardı…

Bu ülkeyi oluşturan Boşnak, Hırvat ve Sırp unsurları; 1990’yı yılların başlarında, birdenbire(!) bölündü, parçalandı ve iç savaş baş gösterdi!

Daha doğrusu iç soykırım!

Sırplar, Kazıklı Voyvoda’nın torunları olduklarını ispat yarışına girdi… Medeni (!) Avrupa el altından destekleyip seyretti…

1992 yılına gelindiğinde, Medeni(!) Avrupa’nın tam göbeğinde, insanı insanlığından utandıran bir vahşet, zulüm, soykırım ve iğrençlik sergilendi… Zalim Sırp, Mazlum Boşnak… Zulmeden Hristiyan, zulme uğrayan Müslüman olunca, hele hele Avrupa’nın göbeğindeki Osmanlı ruhunu yaşatan bir millet ise her türlü soykırım, zulüm ve vahşet mübahtı!

Temmuz 1992’ye gelindiğinde, Srebrenitsa şehri, Sırp zulmünden kaçan Bosnalı Müslümanlar ile birlikte 36 binden 80 binlere fırladı. Bu kasaba BM güvencesindeydi!

Bu kasabaya ulaşabilenler Sırp vahşetinden Birleşmiş Milletler gücü tarafından koruma altına alınmıştı!

Ve BM Barış Gücü’nün o esnada Srebrenitsa’daki varlığı Hollanda idi… Hollanda askeri, zulüm gören Bosnalı Müslümanları korumak için oradaydı…

Kasabaya sığınanların önce silahları ellerinden alındı, güvenlik gerekçesiyle… Ardından meydan Sırp kasaplarına bırakıldı…

Birleşmiş Milletlerin onursuzluğunun, iki yüzlülüğünün, şeref yoksunluğunun temsilcisi Hollanda, elinden silahını aldığı Bosnalı Müslümanları, savunmasız bir şekilde Sırp Kasabı Mladiç’e teslim etti.

Ratko Mladiç komutasındaki VRS (Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu) birlikleri Srebrenitsa’ya girerken Mladiç kameralara şunları diyordu: “Bugün 11 Temmuz 1995. Sırplar için kutsal bir günün yıl dönümünü kutlamadan önce Sırp Srebrenitsa’dayız. Bu kenti Sırp milletine armağan ediyoruz. Osmanlı’ya karşı gerçekleştirdiğimiz ayaklanmanın anısına, Türklerden öç alma vakti gelmiştir.” (Türklerden kastı ise Bosnalı Müslümanlar elbette.)

Tam 10 bin kişiyi esir alan askeri grup Mladiç’in emriyle esirleri öldürmeye başladı. 5 gün süren katliamda 8 bin 372 kişi öldürüldü.

Mladiç’in elindeki kanda en büyük pay sahibi olan Hollanda için Müslümanların ya da mazlumların katledilmesi, işkence görmesi, soykırıma uğraması o kadar önemli bir şey değildi zaten…

Yeni Dünya’ ya ayak bastıklarında, 1615 yılında kurdukları Fort nassau Kolonisi mensuplarının anne kucağındaki çocukları paramparça ettiğini bilmeyebilirsiniz…

1740 yılında 10 gün içinde 10 binden fazla Çinli’yi katlettiklerini de duymamışsınızdır!

Hatta tarihe Güney Sulawesi meselesi olarak geçen, Endonezya’da 3 bin 100 erkeği katlettikleri olayı da bilmiyorsunuzdur!

Ama Srebrenitsa hafızalarda hala taptaze!

Bu eli, yüreği, tarihi kanlı ve kirli ülke, tutmuş bana soykırım yaptın diyor meclisinde! Üstelik Türkiye bütün tarihi arşivini açmasına, bu arşivlerde soykırımın s’sini bile bulamamalarına rağmen!

Biz de “karar yok hükmündedir!” diyerek en üst perdeden kararı şiddetle kınıyoruz!

Yeter artık!

20’den fazla ülke, kuruluş “Türkler Ermenilere soykırım yaptı!” diyor ve biz hepsine de “bizim için yok hükmünde” diyoruz!

Bize soykırım iftirası atan tüm ülkelerin geçmişi soykırım ve vahşetle dolu!

Biz de onların iftirasına karşılık “tarihi gerçeklerin ortaya koyduğu” kendi vahşet ve soykırımlarını meclise getirip karar alsak kıyamet mi kopar?

Hollanda; Srebrenitsa’daki soykırımın ortağı, Kızılderili soykırımının müsebbiblerinden birisi ve Endonezya vahşetinden TBMM tarafından suçlu kabul edilmiştir. Hollanda; soykırım ve vahşet yapan bir ülkedir!

TBMM bunu dese, biraz da onlar “Türk meclisinin aldığı bu karar bizim için yok hükmündedir!” dese…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!