Osmanlı Beyliği kurulduğu zaman, onu benim yurdum himaye etti yıllarca…
Çobanoğulları Beyliği’nin gölgesinde serpildi, güçlendi Osmanlı Beyliği…
Bir Anadolu Devletini Cihan Devleti yapan Fatih Sultan Mehmetlere ana oldu bu toprağın kadını…
Bütün erkeklerini cepheye gönderen Dere Köyü’nü Ersizlerdere yapan insanların yurdu…
Erkek elbisesine bürünüp cepheye koşan, Dereköylerini Ersizlerdere yapan yıkıcı bir savaşın erkeğini öğüttüğü anda kadınının şaha kalktığı şüheda yatağı…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın…
Milli mücadelenin şaha kalktığı yerdir burası… Mehmet Akif Ersoyun Nasrullah Camii kürsüsünden haykırışının bütün Anadolu’ya dalga dalga yayıldığı yerdir burası…
Anadolu’nun ilk lisesinin, ilk sanayi mektebinin, ilk kız muallim mektebinin ocağıdır bu diyar…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın…
İki cihan serveri Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizi görmekle şerefyar olmuş; “Onlar yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız kurtuluşa erersiniz” diyerek övdüğü sahabe-i kiramdan birisi, Kaysül Hemedani El Asgari Hazretleri, Halveti tarikatının Şabaniyye kolunun kurucusu Şeyh Şaban-ı Veli, vefatının ardından kabri başında talebelerinin yarım kalan derslerini tamamlayan Müfessiri-i Alaaddin kuşatmıştır maneviyatla dört bir yanını… Evliyalar diyarıdır…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın…
Bünyesinde barındırdığı evladının üç – beş mislini gurbete salan, bağrında doğanı bağrında besleyemeyen, bir zamanlar küçük bir nahiyesi konumundaki komşularının bile kendisine tur bindirdiği göçler diyarıdır…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın!
İstanbul’u mesken tutan bir milyon evladı BİR olamaz hiçbir zaman! BİRLİK adına çıktığı yollarda AYRILIK şarkılarıyla biter gecenin sonu! Ne ticarette, ne siyasette, ne kültürde BİRLİKTE olamaz… Bu yüzdendir ki, 10 milletvekili çıkarabileceği nüfusuyla bir kişi üzerinde bile uzlaşamaz! Kendisinin gözü, kulağı, sesi olan televizyonunu yaşatamaz! Gazetesini, dergisini görmez, göremez…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın!
Hep tarihiyle övünür… Ama tarihe not düşen yazarlarını, araştırmacılarını, şairlerini, tarihçilerini tek baskılık eserler girdabında boğar… Baharzade Hatunların, İhsan Ozanoğlu, Rıfat Ilgazların başarısıyla gururlanır da, yenilerini yetiştirmeyi beceremez…
Kastamonu’dur burası övünmek gibi olmasın…