İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Harcanan kim?

Harcanan kim?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Para tedavülden kalkıyor.

Param kadar yerim, içerim, eğlenirim devri kalın bir dosya halinde rafa kaldırıldı.

Maaşı alınca “acaba bu ay kesinti yapıldı mı?” ya da “zam aldım mı?” heyecanıyla para sayma gereği kalmadı.

Eski çağ, yeniçağ derken geldik sanal çağa.

Devir kredi devri…

Kredi kartı, bireysel kredi, kurumsal kredi, araç kredisi, 6 ay erteleme,12 ay taksit, internet bankacılığı, cep bankacılık…  Bankaların kapısı müşterilerine sonuna kadar açık…

Türkiye 1968 yılında ilk kredi kartıyla tanışmıştı. 1990’lı yıllardan sonra ise bankalarla olan samimiyet fazlasıyla arttı.

Yeni çağa adaptasyon da pek zorlanılmadı. Belki de asrın mucizesiydi kredi kartları. “Arkadaş hanıma bir sorayım”,  “bu ay da masraf ayı; çocukların okulu, kira, elektrik faturası derken çok açıldık” dertlerini dinlemeden, ihtiyacınız olan tutarı bilgisayar ekranına yazıp parayı almak büyük bir nimetti.

 O dönemde alış veriş için kullanmakta fuzuli olan kredi kartlarına özellikle nakit para çekimlerinde ‘benim sadık yârim’ düşüncesiyle sıkı sıkı sarılıyorduk.

Ne bir uzman, ne bankacı, ne de devlet yetkilisi çıkıp da; ‘nakit para çekimleri cebinize sokulan yılandan farksızdır’ demiyordu.

“Milenyum çağına gireceğimiz bu dönemde bir kredi kartı sizin ihtiyaçlarınızı karşılayamaz” diyen bankalar; kendi kartlarını müşterilerine limit sınırlaması olmadan hediye ediyordu. Biz de ‘vay be ne kadar önemli biriyim tüm bankalar bana kart vermek için uğraşıyor’ diye aşırı özgüvenle etrafta dolaşıyorduk.

 Sonra mı?

Kartlarından vazgeçmek isteyip de geç kalanların dramları tiyatro sahnelerine değil, sokaklara yansıdı. Hepimizin bildiği malum sonlar yaşanmaya başlandı. Kredi kartı borcu yüzünden batanlar, eşiyle ayrılanlar, intihar edenler…

Bankalar birden kendini sorumlu hissetti.

Tüm hesaplarını kontrol ettiği müşterilerinin, başka bankalara borcu olduğunu bile bile kredi kullandırtması medyaya yansımasaydı bu süreç ne kadar daha uzardı kim bilir.

Gerçi medya da geç kaldı ama devlet kadar değil…

Doğru bildiğimiz yanlışlar arasına bir yenisini daha ekledik.

Nakit para çekimi için değil de alışverişlerde kullanılmalıymış kartlar. Yıllarca kimse bundan söz etmemişti.

Ya anlatan da ya da anlayan da bir sorun olduğu aşikâr…

Günümüzde neden benimde son model telefonum, bilgisayarım olmasın, giydiğim kıyafetin etiketini kimse görmese bile maaşımın 2 katını harcayıp havamı atarım diyen bir sürü alış veriş çılgını etrafta geziyor.

 54 milyon kredi kartı kullanıcısı olunca devlette kendini sorumlu hissetti. 2012 yılının son aylarında bankaları(! )ve müşterilerini denetim altına aldı

Kart kullanım bedelleri, dosya masrafları kaldırıldı(!)

Avcı ne kadar yol bilirse av da o kadar yol biliyor.  

Ava göre muamele…

Vatandaş içinse kaçış yolları tıkalı…

Artık limitiniz ne kadar çoksa asgari ödemeniz de o kadar yüksek olmak zorunda. Eğer asgari ödeme miktarını 3 ay üst üste ödeyememişseniz kartınız limit artışa ve nakit avansa kapatılıyor. Kara listede yerinizi alıyorsunuz.

Harcıyorsunuz ama harcanan siz oluyorsunuz…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!