İstamonu Yazarlar

91. YIL…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

                                                                 

Yıl saymayla değerlerin korunmadığını ve korunamayacağını az çok bilenlerdeniz. Sayıların zaman zaman insanları yanıltma ve uyutma aracı olarak kullanıldığının da farkında olanlardanız. Ama bu demek, sayılara hiç başvurmayacağımız anlamına gelmez, gelmemelidir.

Cumhuriyetin 91. yılında size kahramanlık öyküleri anlatıp hamaset yapmayacağım.

Başka bir yazı yazmayı yeğledim.

Thomas More; 1478 yılı doğumlu…

Neler demiş bir bakalım istedim.

“Krallar, uşaklarla bakanlarını birbirinden ayırmazlar. Her ikisini de kendisine hizmet eden birer insan olarak görürler.”

Kral, öyle bir kaynaktır ki iyilik de kötülük de oradan sel gibi akar halkın üzerine.”

“Krallar yalnız savaşı düşünürler. Barışa yararlı sanatlar kralların pek umurunda değildir. Din, iman, akıl dinlemezler; ne günaha girmekten çekinirler ne de kan dökmekten…”

Kralların danıştığı insanlara gelince; bunların bir kısmı ağızlarını açamazlar, çünkü söyleyecekleri sözleri yoktur. Kendileri akıl danışmak zorundadırlar.

Bir kısmının akılları erer ama her zaman yetkilinin düşüncesini paylaşır,  (o yetkilinin) ortaya attığı budalalıkları alkışlarlar. Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın ( ve adamlarının) desteğini kazanmaktır.

Diğer bir kısmı da kendilerini beğenmiş kişilerdir. Kimseyi dinlemezler.

Bu danışma kurullarında yükselme tutkusu, para kaygısı ya da kendini beğenmişlik ağır basar.”

İnsanların tanrı buyruklarına aykırı yasalar çıkarmasını, ( olayları) kitaba uydurmasını kim önleyebilir? Nasıl önler?  Tanrı bize yalnız başkasını değil kendimizi de öldürmeyi yasaklamıştır. Oysa biz, (Tanrıya rağmen) yasaların gölgesine sığınarak birbirimizi boğazlayabiliyoruz! Bu korkunç adalet anlayışı yargıçları ve cellatları Tanrı buyruğunun üzerine çıkarabilecek, onlara yasanın ‘ öldür’  dediğini öldürme hakkını verecektir.”

Yani, ben, 91. yılda;

İnsani aklın eriştiği süreç ile hayvani aklın işlediği bir süreç arasındaki ayrımı göremeyen gözlerle gideceğimiz yolun “sana şehadet ama bana tantana, şaşaa” demekten utanabilecek yüzlerce yönetilmek isterdim.

Yani ben,

Her akşam “hırlayan” ve “havlayan” yüzlerle uykuya dalmak istemiyorum.

Yani ben,

“İnsani aklın erişmiş olduğu en iyiyi” (ki bunun adı gerçek cumhuriyettir) yaşıyor olmaktan onur duyan bir YURTTAŞ olmak istiyorum.

Ne ilginç,

Adam, kaç yüz yıl önce söylemiş,

 Değil mi ?…

Eminim, bizimkiler bu adamı HSYK’da yargılar ve görüşlerine “yayın yasağı” koyarlar (dı).

Yakin olmak ile “koymak” nasıl olsa aynı şey !…

Hadi, kutlu olsun bakalım;

 Oluyorsa…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!