İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ÇOK EŞLİLİK 1

ÇOK EŞLİLİK 1

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

İnsanoğlu sosyal hayatın içerisinde yaşamını sürdürmeye başladığından günümüze dek çok eşlilik kavramı da zaman zaman başka isimler altında da olsa kendini göstermiştir. Hiçbir zaman yok olmamıştır.

Bazı gerçeklerin çok fazla dile getirilmemesi ya da toplum içerisinde onaylanmaması o gerçeklerin yaşanmadığı anlamına gelmemektedir.
Erkeğin fıtratında olan çok eşlilik biz kadınlara göre aldatma diye nitelendirilse de aslında dinen istenildiği durumda kullanmaları üzere kendilerine verilen bir haktır.

Erkeğin fıtratında olan bu çok eşlilik durumu kendini ifade edeceği alan bulduğu takdirde ortaya çıkar. Ve her erkekte de bu vukuu bulmaz.
Tek eşlilik sürdürüp de sıkıntı içinde yaşayan depresyondan bir türlü çıkamayan mutsuz kadınların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Günümüzdeki boşanma oranlarından da bu oldukça net anlaşılmaktadır. Tek eşliliği eşittir mutluluk olarak anlamak ne kadar sağlıksız bir durumsa buna alternatif olarak ta çok eşliliği de ilk kadın için mutsuzluk olarak görmekte bir o kadar yanlıştır.

Eğer bir kadın:
Sürekli aldatılma ve terk edilme korkusu yaşıyorsa…
Eşinden fiziksel ya da psikolojik şiddet görüyorsa…
Eşiyle birliktelik yaşamıyor ya da yaşadığı birliktelik ona sıkıntı veriyorsa…
Eşinin ilgisizliğinden ve onu sevmediğinden yakınıyorsa…
Bu ve benzeri durumlarda tek eşli olmanın bile aslında kendisini mutlu etmediğini acı da olsa fark edecektir. Kadınlarımızın toplumdaki yerinin kültürel ve ekonomik anlamda çok yetersiz olması boşanma olaylarından sonra kadının her anlamda daha kötü şartlarda kendisine layık olmayan ortamlarda yaşamasına neden olmaktadır.

Eşiyle yaşadığı sorunları katlanılabilir gören ve de bir ayrılık yaşaması durumunda yaşayacaklarının tahlilini sağlıklı yapan bir kadın bence çok eşliliği kendisi için bir kurtuluş olarak görmelidir.
Bir birliktelikteki amaç her durumda kaliteyi yakalamaksa, bu ister yemek yemek,  ister birliktelik,  ister sohbet etmek olsun,  çok eşlilik bunun uygulanacağı en uygun zemindir. Çünkü insanoğlu kaybetme korkusuyla hareket etmeye başlayınca,  sahip olduklarının kıymetini daha iyi anlayacaktır.
Zaten fıtratında çok eşlilik duygusu olan bir erkekte bu durum vukuu bulmaya başlamışsa buna engel olmakta bir kadın için mümkün değildir.
Bir kadın hangi durumda çok eşliliği kabul eder ya da etmez. Bu iki durumun analizini çok sağlıklı yapmak ve taraflar içinde durumu iyi değerlendirmek gerekmektedir.

Bu ilişki içindeki hanımların ve erkeğin psikolojisini de anlamaya çalışmak oldukça önemli bir konudur.
Eşini sahibi olarak gören bir kadın, eşine bağımlı olarak yaşamak ve ona köle olmak psikolojisine girmişse eğer dünyadaki zindanını kendi elleriyle hazırlamış ve bekçilik görevini de erkeğine vermiştir. İşin en ilginç kısmı ise bunu tamamen gönül rızasıyla yapmış olmasıdır.
Efendimiz (S.A.V) buyurduğu gibi kadınlar erkeklere Allah’ın birer emanetidir. Ve sahibi de yalnız ve yalnızca Allah’tır. O halde eşlerimizi hayat arkadaşımız, can yoldaşımız ve mutluğumuzu paylaşmayı umut ettiğimiz diğer yarımız olarak görebilmeyi başarabilmeliyiz. Böylece hayatımızda oluşturduğumuz bu zindanı yıkmayı başarabilir ve mutlu olabiliriz. Bağlılık bir evliliğin temelini oluşturan sadakat duygusunu içinde barındırmaktadır ve evlilik kurumunun olmazsa olmazlarındandır.

Çok eşliliği yaşama fikrinin hayata geçirmeye karar veren erkeği bu durumdan vazgeçirmeye çalışmak hiçbir kadının başarabileceği durum değildir. Bu durumla mücadele etmeye çalışması kadını her türlü fizikse ve ruhsal sıkıntılar yaşamasına neden olabilir. Kadın içinde bulunduğu durumun tahlili sağlıklı bir şekilde yapamaya çalışmalıdır. Hayatta alınacak her önemli karar gibi bu durumda da kazanacaklarını ve kaybedecekleri düşünmelidir. Kaybedecekleri eğer kazanacaklarından fazla görünüyorsa eğer böylesi durumda gitmeyi değil de kalmayı tercih etmiştir birçok hanım gibi.
Çok eşliliği genellemek, tarafların psikolojini tahmin etmeye çalışmak çok yanlış bir durumdur. Çünkü her durum kendi içinde farklılıklar barındırmaktadır. Ve her durum kendi ortamında değerlendirilmelidir. Bizim katlanılmaz bulduğumuz bir durum diğer bir kadın için katlanılabilir olabilir. Kendini tanımayı ve anlamayı başaramamış bir birey nasıl olurda bu durumda karşı tarafı anlamaya çalışabilir? Evet, toplum olarak takındığımız komik ve hiçbir zaman doğru bulmadığım bir tavırdır bu.

Hepimiz kendi doğrularımız yaşamaya ve onlar için mücadele etmeye geldik bu hayata. Dolayısıyla başkaları ve onların doğrularının hayatınızdan ve enerjinizden çalmasına izin vermeyin.

Seçim Siz’indir.  Ya mutlu bir birliktelik tablosu çizmeye çalışan mutsuz bir kadın olarak yaşarsınız ya da her durumda ve şartta mutlu bir kadın olmaya odaklı bir birliktelik yaşarsınız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!