İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BOĞAZLAMA ÇAĞI

BOĞAZLAMA ÇAĞI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni bir çağa girmiş olmalıyız. Çünkü her çağ, kendinden önceki dönemin özelliklerini, var oluş gerekçelerini değiştirerek “yeni” bir takım özellikler yerleştirir.

Giderek süreleri kısalan çağlardan sonuncuları anımsayalım; Uzay Çağı, Bilgi Çağı, İnternet Çağı ve adı konmamış olsa da Küreselleşme Palavrası Çağı. Ancak içine girdiğimiz son çağın adı olsa olsa Boğazlama Çağı olabilir.

Her güç, kendisine gerekli olanları bulmak için çeşitli gerekçelerle birbirini boğazlıyor. Yöntem ve araçlar değişse bile bu boğazlama sürüp gidiyor.

Dikkat edin! “Boğazlaşma” demiyorum.  Çünkü ortada güçlülerin güçsüzleri boğazladığı tek taraflı bir eylem var. Boğazlaşabilecek güçte olanlar henüz karşı karşıya gelmemeye özen gösteriyorlar. Bir süre sonra boğazlanacak zavallılar kalmadığında birbirlerini boğazlamaya hazırlanıyorlar. Belki o zamanki çağın adına Boğazlaşma Çağı diyebiliriz.

Hangisinden başlayalım ki? ABD ve yakın ortakları (İngiltere, Suudi Arabistan…) petrol gerekçesiyle Orta Doğu’yu boğazlıyorlar. İşte Yemen !

Orta Doğu’da “kullan at” anlayışına dayalı olarak kurulmuş ve sözde din adına davranan terör örgütleri, zavallı ve masum insanları boğazlıyor. Çin, Afrika’da kendisini koruyamayacak kadar zavallı toplumları, madenleri için boğazlıyor. Rusya, doğalgaz başta olmak üzere bölgede egemenlik için kimi bulursa onu boğazlıyor. İngiltere, her yeni boğazlamadan pay kapmak için her yere atlamakta.

Küreselleşme adı altında çok uluslu şirketler, demokrasi kılıfını kullanarak ulusları, ulusal kimlikleri, ulus devletleri boğazlıyorlar.

Bunlar dışımızdan örnekler…

İçeride ise egemen güçler dizginleyemedikleri hırsları yüzünden din, özgürlük vesaire gibi kavramları kullanarak kendi halkını boğazlıyorlar. Sağlıkta reform adı altında sağlık sorunu yaşayanlar boğazlanıyor. Cahil, sorgulayamayan, itaatkar bir toplum yaratmak ve onların üzerinden egemenliklerini sonsuzlaştırmak isteyenler eğitimi, eğitim yoluyla da küçücük çocukları boğazlıyorlar.

Adalet sistemi ve adalet örgütü boğazlanıyor. Patronlar işçileri boğazlıyor, işsizlik gençliği boğazlıyor. Açlık sınırının altında yaşamaya zorlamak için emekliler boğazlanıyor. Din, mezhep gibi kutsalları çıkarı için kullanan açıkgözler, masum dindarları boğazlıyorlar. Basının bir kısmı yağlanırken bir kısmı boğazlanıyor. Toplumun bilinci medya aracılığı ile boğazlanıyor. Genç kızların düşleri, magazin programlarıyla boğazlanıyor. Kadınlarımız sokak ortasında her gün boğazlanıyor.

Ağaçlar boğazlanıyor.

HES’ler aracılığı ile halkın suları, dereleri boğazlanıyor. Halkın olması gereken kıyılar, koylar, körfezler boğazlanıyor ve buna bağlı olarak halkın çevre hakkı boğazlanıyor.

Hayvanlar boğazlanıyor.

Sivil Toplum Örgütleri boğazlanıyor; yazarlar çizerler, yurtsever aydınlar boğazlanıyor…

Daha ne olsun ki?

Boğazlama Çağı’na hoş gelmişiz de haberimiz yokmuş, öyle değil mi?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!