İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YENİ İNSANIN KİMLİĞİ

YENİ İNSANIN KİMLİĞİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

İnsanlık tarihi boyunca insanın kişilik yapısını oluşturan etkenler hep olmuştur. Ancak, bilimsel ve teknolojik gelişmeler; iletişim alanındaki olağanüstü araçların insanların yaşamına girmesi insanın kişiliğini oluşturmada her zamankinden çok etkili duruma geldi.

Eskiden “üzüm üzüme baka baka kararır” diye tanımlardık kişilik etkilemesini ve etkilenmesini ancak, bugün bu sözün yerine şunu söylememiz gerekiyor herhalde: “İnsan ekrana baka baka kararır!”

Buradaki ekran, TV, bilgisayar, cep telefonu ekranıdır.

Burası işin araçlar kısmı.

Bir de yeni insanın nasıl bir “şey!” olacağı sorunu var. Yani, bu araçları kim kullanacak ve hangi insanı yaratmak için kullanılacak.

Farkında mısınız? Bugün insanları ekran başına toplayan en etkili programlar acımasız yarışmalar.

Yarışmaya katılanlar birbirini yer gibi davranıyorlar. Sonsuz bir rekabet ve savaş yaşanıyor. Bir tek hedef var yarışmacıların önünde: kazanmak, kazanmak, kazanmak

Ne pahasına olursa olsun, karşıdakinin sonu ne olursa olsun; aç kalacakmış, kalsın; açık kalacakmış, kalsın; yaralanacakmış, yaralansın; ölecekmiş, ölsün. Ağlayacakmış, üzülecekmiş, küçük düşecekmiş, onuru kırılacakmış, gönlü incinecekmiş hiçbirinin umurunda değil. Ve sandalyesinde, koltuğunda oturup izleyenler sanki kendileri yarışıyormuş gibi kendilerini bu yarışma vahşetinin içinde buluyor. Doğal olarak buradaki tüm davranışlar, izleyicinin de ruhuna işliyor ve izleyicinin de doğruları haline geliyor.

Peki, bu yarışma programları öylesine mi ortaya çıktı ya da çıkıyor dersiniz? Kesinlikle hayır!

Bu programlar tüm dünyaya belirli merkezlerden dayatılıyor. Bu merkezler ne istiyorlar? Her şeyden önce insanın insanı yağmalayıp yutmasının olağanlaşmasını, insanın insanı yok etmesinin normal bir şey olduğunun benimsenmesini, acıma ve paylaşma duygularının tümüyle ortadan kalkmasını; güçlüye boyun eğilmesinin zorunlu olduğunun insanlık tarafından koşulsuz kabullenilmesini…

Peki, bu merkezler kimlerdir, dersem!

Aslında açık ama yazalım. Bu merkezler dünyanın tüm nimetlerini zorla da olsa kendileri için bir hak görenlerdir. Bu haklarını kullanmak için silahı, savaşı, öldürmeyi, yok etmeyi, çalmayı, gasp etmeyi, baskı ve şiddet uygulamayı normal olarak gören ve insanların da böyle görmesini isteyenlerdir.

Bunu filmlerle, dizilerle de yapıyorlar ancak, filmler ve diziler eskisi kadar etkili olmuyor. Bunların yerine vahşi içerikli ve ödüllü yarışmalar koyuyorlar. Hele emperyalist, sömürgeci devletler bu gibi film, dizi ve yarışmalara destek oluyorlar, parasal katkı sunuyorlar. Çünkü silahlarıyla bir ülkeye girip insanları öldürdüklerinde, o ülkenin maddi değerlerine el koyduklarında eleştiri yerine alkış almak; pisliklerini “başarı” gibi göstermek istiyorlar. En çok da çocuklar üzerinde oynuyorlar bu oyunu. Çünkü en çok gelecek neslin rızkını çalma peşindeler.

O yüzden diyorum ki, ey anne-babalar! O ekranlara iyi bakın!

Çocuklarınızı o ekranların vahşi programlarından uzak tutun ve sakın sizle de aldanmayın.

Kendi uzaktan kumandalarımızla çocuklarımızın geleceğinin karartılmasını tuşlamayalım.

Ve çünkü bunun geriye dönüşü YOK

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!