Önce Kapımızın Önünü Süpürsek

Dinimiz gereği komşumuz açken tok yatmak müminlere uymayan bir davranış şekli.

Dünyanın dört bir yanında olan savaşlara, katliamlara Türkiye dört koldan yardım kampanyalarıyla destek veriyor.

Dış işleri açıklamalarına her gün yenileri ekleniyor; Amerika’yla görüşmeler oldukça yoğun.

Türkiye dışa açılan politika da iyilik meleği, kardeş ülke.

İç işlerini konuşmaya bile gerek yok.

Ateş düştüğü yeri yakıyor he zaman ki gibi. Yıllardır bir avuç çapulcu diye nitelendirilen terör örgütü fidanlarımızı kopartıyor topraklarımızdan…

Mezarlarının üzerindeki demet demet çiçekler acı ve gözyaşı kokuyor.  Karakolların yenilenmesiyle ilgili; arazi şartlarından, yoldan, birtakım diğer sebeplerden dolayı aksamalar var.Kolay bir iş değil bu! Diye açıklama yapıyor bakanımız.

Teknoloji şartlarını, arazi şartlarını elersek bir takım diğer sebepler ne acaba?

Her ne pahasına olursa olsun dağ başına gönderdiği ya da şehrin ortasında otobüse bindirdiği evladını korumalı devlet.

Kolay olsaydı şayet devlet erkânında sıradan insanlar olurdu.

Asgari ücretle çalışan, trafik borçlarını sildirmeye gücü yetmeyen balık istifi belediye otobüslerine binen sıradan insanlar.

Ambulans eskortluğunda giden araçlarla seyahat edip ceylan derisi koltuklara oturdukları  en önemlisi de seçilmiş ve seçtiğimiz insanların görevi vatan evladını korumak.

Kullanmadığı elektrik için ödediği paraya, 3 kuruş indiriminden sonra yapılan 25 kuruş mazot zammına bir şey demiyor millet evladına iyi baksın diye devlet.

Komşumuz açken tok yatmayalım da, 1 milyar 300 milyon doları hibe etmeden önce kapımızın önündeki pislikleri temizleyelim