Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. YERLİ DURUŞ, KÜRESEL BAKIŞ TRADEF’İN HİKAYESİ

YERLİ DURUŞ, KÜRESEL BAKIŞ TRADEF’İN HİKAYESİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bazı cümleler vardır, insanın kulağına çarptığında sadece duyulmaz; ruhunu da sarsar. “Fuar olmasa da olur, yapan şirkete para mı kazandıracağız?”

Kendini bilmez, kendine yetmez bir avuç zihnin kurduğu bu cümle, ne yazık ki sadece basit bir kıskançlık ifadesi değil; aynı zamanda şizofrenik bir bakış açısının dışavurumudur.

Türkiye’de her yıl milyonlarca liralık fuar organizasyonları düzenleniyor. Ve evet, bunların büyük bir kısmı ya yabancı firmaların elinde ya da sadece büyükşehir merkezli, ruhsuz ticari şovlara dönüşmüş halde. Paralar oluk oluk akıyor; ama kimsenin sesi çıkmıyor.

Ne zaman ki biz bu emeği, bu çabayı, bu vizyonu Kastamonu gibi bir Anadolu şehrinde sergilemeye kalkıyoruz, işte o zaman dudak bükmeler, küçümsemeler, burun kıvırmalar başlıyor.

Peki haberiniz var mı?.

2025 yılında Karadeniz’de bulunan 18 il içerisinde TOBB onaylı fuar yapan Samsun, Kastamonu ve Ordu var sadece. Biliyor muydunuz? İyi Ki İstamonu var.

Oysa bir fuar; sadece stantlardan ibaret değildir. Fuar, bir şehrin ekonomik damarlarına can suyu vermektir. Yeni iş birliklerinin, yeni ticari bağlantıların, yeni istihdam kapılarının aralanmasıdır. Bir fuar, koca bir şehrin vizyonunu Türkiye’ye ve dünyaya duyurma çabasıdır.

Onlarca yerli ve yabancı firmayı, yüzlerce katılımcıyı, binlerce ziyaretçiyi bir araya getirmek; masa başında oturmakla olmuyor.

Bu iş için bir şey gerekir: Akıl

Bir şey daha gerekir: Azim.

Dahası: İstek, vizyon ve risk alma cesareti.

Ve evet…

Bütün bunlar yetmez.

Biraz da deli olmak gerekir!

Çünkü cesaret, çoğu zaman akıl konforunu reddedenlerin işidir. Bu şehirde, bu topraklarda, bin bir özveriyle fuar yapmaya çalışmak; işte tam da böyle bir deliliktir.

Merhum Rıfat Ilgaz ne güzel söylemiş:

“Kıyıda kum çakıl yosun. Gidenlerden Boşuna değil martıların hırçınlığı. Köprülerin altından geçen sular var ya

Kürsülerde lâfını ettiğimiz. Biraz da köprülerin üstünden akmalı…”

Siz lafını ede görün, ben o suyu köprülerin üstünden akıtıyorum zaten.

Yıllardır yoksun bırakılmış bu şehrin, bu bölgenin, bu insanların potansiyeline inandığım için yola çıktım.

Bunu şahsileştirenler, bu çabayı küçümseyenler için ne yazık ki tek bir cevabım var: Siz sadece seyre dalarsınız, ben köprüyü kurdum, geçtim bile.

Yürek istiyor musunuz?

Buyurun buradayım.

Fuar sadece ticaret değil; yürek, vizyon ve memleket meselesidir. Anlayanlara selam olsun…

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!