Geçtiğimiz günlerde “dünyanın en mutsuz kutup ayısı” olarak bilinen Arturo’nun, 30 yaşında Arjantin’in Mendoza Hayvanat Bahçesi’nde hayatını kaybettiğiyle ilgili bir haber okudum.Bu haber pek çoğumuzu derinden etkilemesine rağmen bazılarımızın da hayatında hiç yer etmedi ne yazık ki.
Yalnız haberin devamı bu azınlığı da sarsacak kadar dehşet!
“Uzun yıllardır hayvanat bahçesinde tutulan ve kanser nedeniyle dört yıl önce tek arkadaşı olan kutup ayısı Pelusa’yı kaybeden Arturo, ömrünün son yıllarında yoğun depresyon belirtileri gösteriyordu. Hayvan hakları aktivistleri bazı dönemlerde 40 dereceyi aşan sıcaklıkta betonla kaplı bir bölmede tutulan Arturo’nun bünyesi sıcak iklime uygun olmadığından Kanada’ya taşınması için imza kampanyası başlatmıştı. Ancak kampanyalar sonuç vermemiş, Mendoza Hayvanat Bahçesi Müdürü Gustavo Pronotto, Arturo’nun taşınma işlemi için fazla yaşlı olduğu gerekçesiyle talebe karşı çıkmıştı. Arturo’nun bölmesinde, serinlemesi için yaklaşık 50 santimetrelik bir su birikintisi bulunuyordu ve hayvanat bahçesi çalışanları buraya buz kütleleri taşıyordu. Bütün bu müdahaleler Arturo’nun sıkıntılarını hafifletmeye yetmedi. Arturo’yu 23 yıldır tutulduğu bölmede gözlemleyen ziyaretçiler, parmaklıların ardında ileri geri sallandığını, huzursuz olduğu anlaşılan hareketler yaptığını aktarıyordu. Kayıtlarda Arturo’nun içinde bulunduğu ağır depresyonu gösteriyordu. Saint Boniface Üniversitesi’nden Arjantinli akademisyen Fernanda Arentsen, 2013 yılında “Onun deliriyor olduğunu görebilirsiniz. Kutup ayılarının çok fazla stres altındayken yaptığı gibi hareket ediyor. Sıkıntısının işareti olarak ileri geri sallanırken görüntülendi. Ben de Mendozalıyım ve ne kadar sıcak olduğunun farkındayım. Bu sıcaktan kaçmasının yolu yok” demişti.
Zalim dünya kendi heves ve istekleri için Allah’ın özenle yarattığı bir varlığı göz göre göre yok etmişti.
Evet, tam da böyle…
Yok etti…
Şimdi eminim daha mutludur ahirette… Gerçek hayatına kavuştu ve orada ona zalimlik eden hiçbir şey yok. Şükür ki yok!
Peki diğer canlılar!
Onlar için hala bir umut olmayacak mı?
Yaşadığımız şehirdeki tutsak hayvanlar peki?
Onlar için de aynı acı son olmayacak mı?
İstanbul’da Vildpark’ta(Vialand’ın içinde kurulan tutsak hayvanat bahçesinin adı)o kadar çok tropikal hayvancık var ki!
Merak ettim ve ziyarete gittim. Saatlerce gezdim. Günlerce kendime gelemedim. Her türlü canlı ait olduğu yerden koparılmış ve zalim insanın kapitalist zevkine kurban ediliyor. Hala…
Derdim beni uyutmadı ve Bimer’e şikayet ettim. Cevap aynen şöyle:
“Şikayetiniz tarafımıza ulaştı. Yalnız bu konuyla Orman Bakanlığı yetkilileri ilgileniyor. Şikayetinizi oraya iletin!”
Yine yazdım elbette şikayetimi. Çünkü bu vebali taşıyamıyorum. Canlı canlı mezara konulan canlıların hesabını nasıl veririz?
Dahası insan bile mutsuz olduğu yerde bir dakikadan fazla kalamıyorken onlar nasıl kalsın?
İnsan zalimsin.
Ve eminim Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin:
“Peygamberlerden birini bir karınca ısırdı. Bunun üzerine peygamberin emri ile o karınca yuvası yakıldı. Cenâb-ı Allah, o peygambere şöyle vahyetti (bildirdi): “Allahı tesbih eden ümmetlerden (topluluklardan) birini yaktın.”[672] Kainattaki tüm varlıklar, Allah’ı tesbih ederek zikrederler. Bu yüzden bir hayvan öldürmek veya bir hayvan topluluğunu yok etmek, bir ümmeti ortadan kaldırmak olur.[673] hadisinden hala haberin de yok!