Gazetemiz İstanbul’daysa, şehrin sevincine de, sorununa da, kalkınmasına da, duraklamasına da nâçizâne değinmek boynumuzun borcudur. Öyle ya; binlerce evde binlerce farklı yaşamlar var.Kimi ağlamakta, kimi gülmekte, kimi ölmekte.
20 yıldır belediye otobüslerini, ve tetkîk edecek kadar da halk otobüslerini kullanmışımdır. Keskin gözlem için toplu taşıma araçları iyi birer kaynaktır. İETT teşkilâtının en büyük garajlarından birisinin de 37 yıldır dibinde oturan bir âilenin bireyiyim.Metrobüslerin merkez duraklardan, yolda bekleyenleri hiç düşünmeden bir iğnelik yer bırakmacasına dolu kalkması bir tarafa, bu halk otobüsleri yönetmeliğine karışan da zannediyorum İETT. E-5’ in Uzunçayır durağına “Ali Sâmiyen” diyorum ben.
Yaklaşık 200 metrelik bir mesâfenin sol üst başında minibüslerin illegal; “durak” diye bekleyiş dayatmaları, kulakların geçmişine gazel okuyan kornaları,onların yüzünden gelmekte olan otobüsleri zamanında göremeyip, bir aşağı bir yukarıbaşa koşuşturan zavallı halk. Evine dönmek için bekleyen insanların “hiç kullanmıyanları” umursamadan aç karnına yaktıkları sigaraların dumanlarıyla insanları o stresin içinde bir de zehirlemesi vay anam vah! Otobüs üst başta durunca, alt başta bekleyen yorgun insanlar üst başa koşuncaya kadar oturarak gidebilme şansını kaybediyor.
Buna sebep olan tek şeyse o uzun 200 metrelik mesâfenin tam ortasına daha gelmeden âdetâ kontağı kapatıp park eden “Halk otobüsleri “! Neden mi? Belediye otobüsünü bekleyen insanların görüş mesâfesini kapatıp, tüm yolcuyu toplamak için. Bunu tüm merkezlerde yapıyorlar. Buna en çok şâhit olduğum bir ikinci merkez de, Kadıköy Osmanağa camii’nin yanındaki Çarşı durağı. Yolcu bitiyor, hâlâ bekliyor, gitmiyorlar.
Arkada belediyeler iskeleye kadar uzanmış umurlarında değil.Bu Halk otobüslerinin İETT’ den ne temizlik, ne kural ihlâli cezâları aldıkları da yok. Benim Şerife’min köyümdeki damı daha temiz kokuyor bunların içinden. Yol bomboşken dâhi titrek frenlerle Büyük adadaki faytonlardan çok daha yavaş gittiklerine değinmiycem.
Gelelim kaz’ ın ayağına. Gönülün kaçanı hep kovaladığı gibi, iktidar da hep Kadıköy’ ü alıcam diye yılmadan usanmadan kovalıyor. Kovalarken çalışıyor da. Bu yüzden, tâ başbakan Erdoğan’ ın İstanbul’ un başkanlığı günlerinden beri kendilerine oy vermemekte ısrâr eden Bağdat caddesi halkına; Otokar’ın teşkîlât için ürettiği “çil çil,mor renkli “Erguvan” otobüslerini her 5 dakîkada bir sefere çıkarıp; bu hükûmete senelerdir oyunu vermiş Kayışdağ’lıların “19 K”sına saatte 1 sefer verip ; Kadıköy ’den kalkıp E-5’ ten,Hâl’in arkasından, Küçükbakkalköy’ den,Doğu Ataşehir ve İnönü mahallesi Yeditepe Üniversitesinden geçerek Ferhatpaşa ’ya dünya kadar yolcusunu taşıyan “19 c ” sini hizmetten siliyorlar, lâv ediyorlar 6 yıldır ! 27 mart 1994’ ten beri oylarıyla hükûmeti zirvede tutan bu güzergâhın halkını ,belediyenin “19 C”sini yok ederek “19 sayılı Halk otobüslerine” mahkûm etmenin karşılığında ne kazandıklarını doğrusu çok merâk ediyorum, çok! Allah sormaz mı hesâbını, böyle teşekkürün !