Yer: Filistin, Gazze…
İsrail terör devleti masum anaların, masum çocukların, masum yaşlıların, masum erkeklerin üzerine kan kusmakta… Hem de yarım asır önce işgal ettiği topraklar üzerinde… Hem de o toprakların asıl sahiplerine!
Yüzsüz, acımasız, riyakâr, menfaatçi, sömürgeci, bencil medeniyetin ortaya koyduğu sözde insan haklarını bile hiçe sayarak kin, kan, can kusmakta!
Yer: Irak, Kerkük, Musul…
İslam’ın merhametinden, saygısından, sevgisinden, barışından nasibini almamış yaratıklar güruhunun Beşar’la, İsrail’le, Amerika’yla, Çin’le yarışırcasına Müslümanları katletmesine mi? Yoksa bunu İslam ve İslam Devleti adına yaptığını söylemesine mi lanet okumalı?
Ve Irak’ta sözde Müslümanlar, Müslüman kanı akıtırken oluk oluk, bu vahşetin kurgusunu yapanlar bıyık altından sırıtmaya devam ediyorlar!
Yer: Suriye, Halep, Şam…
Üç yıldır akan kan durmuyor… Üç yıldır zulüm bitmiyor… Yüzbinlerce Müslüman, bir Müslüman kimliği tarafından öldürülürken, milyonlarca insan da öz vatanından, yurdundan, toprağından kaçıyor, kaçmak zorunda kalıyor! Ve din kardeşleri olan, sığındıkları ülkenin insan müsveddelerince sokak köpekleri kadar değer verilmiyor!
Yer: Doğu Türkistan, Cungarya, Urumçi, Kaşgar, Altay, Gulca, Turfan…
Asırlardır öz vatanlarında parya yapılan Türkler, son bir asırdır Çin zulmü altında milliyetlerini yaşatma savaşı veriyor. Bütün dünyanın kör, sağır, dilsiz olduğu kahredici bir mücadele! Bütün insani değer ve yargıların ayaklar altına alındığı, dünyadan tecrit edilmiş bir vahşet ve zulüm…
Ve dünya her zamanki gibi… Dünya Doğu Türkistan’daki vahşeti görmüyor!
Yer: Bosna, Sudan, Darfur, Kuzey Afrika, Afganistan, Mısır, Cezayir, Myanmar…
Yer: İslam kimliğinin bulunduğu her yer velhasıl!
Ve İslam kimliğinin bulunduğu her yerde kan var, zulüm var, sömürü var!
Müsebbib zahirde Işid denilen terörist!
Müsebbib görünüşte El – Kaide!
Müsebbib görünüşte İSLAMİ TERÖR!
Terörün bir dine atfedildiği tek terim! Isevi Terör, Musevi Terör, Budist Terör terimlerini bulamazsınız hiçbir dilin lügatinde! Ama İslami Terör terimi, İslam ülkelerinde bile çoktan tahtına kurulmuş vaziyette!
Ve güzel ülkemde şehirler Ramazan sevinciyle, Ramazan coşkusuyla şenlenmekte…
Sokaklarda yüzlerce metrelik uzunlukta iftar sofraları kuruluyor…
Evlerde çeşit çeşit yemeklerin süslediği iftar sofralarında ezan bekleniyor huşu içinde…
Ve huzurla oruçlar açılıyor!
Ne mutlu bize!
Ben utanıyorum Allah’ım!
Bir buçuk milyarlık din kardeşliğinin paramparça halinin bir parçası olduğum için utanıyorum!
14 milyonluk nüfusun dize getirdiği bir buçuk milyarın içinde bulunduğum için utanıyorum!
Dünyanın zulüm gören, sömürülen, ezilen ve bütün belalara, musibetlere rağmen bir türlü birlik ve beraberlik ruhuna elini uzatamayan gaflet cenderesinde boğulduğum için utanıyorum!
Acıyı bile kategorize ettirdiler bize!
Doğu Türkistan’ın acısını yüreğinde taşıyan ile Filistin’in acısını yaşayan ayrı cephelerde!
Bosna’nın dramını kalbine taşıyanla Myanmar’ın çilesini yaşayan ayrı kıyılarda!
Acı tek… Vahşet tek… Zulüm tek… Sömürü tek…
Ama Müslümanlar paramparça!
Ya Rabbi!
Din kardeşliğinin gereğini yapma iradesi, bilinci, şuuru nasip eyle bizlere…