featured

Sektöründe Büyüyenlerin Konuğu: Erdoğan Öztaş

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Karadeniz ile Sektöründe Büyüyenlerin Konuğu: Erdoğan Öztaş…

Geleneksel meslek deyip geçmemek gerek kasaplığı, bıçağın bilenmesinden, etin seçimine kadar bin bir emek ister. Emekle olacak iş değildir sadece, muhakkak sevgiyle de harmanlanmalı etler. Öyle olsun ki sanatla buluşsun eller.

Eti sanatla buluşturan bir usta Erdoğan Öztaş… Hilal Et Dünyası’nın vazgeçilmezi olan helal etlerin damaklardaki lezzetinin de sorumlusu.

Dünyaya geldiği Bozkurt’un Şeyhoğlu Köyü’nden mecburi göç serüvenine katılmasıyla birlikte İstanbul’da almış soluğu. Kendini geliştirme arzusu, zamana karşı yarışı, milenyum çağına ramak kala Köfte Time gibi bir markayı oluşturmasıyla sonuçlanmış. Böylece yeniçağın vazgeçilmez adresi olmuş Köfte Time…

Bayrampaşa ve Güngören’deki ana şubeleri ile Antalya, Esenler, Eyüp ve Alibeyköy’deki bayileriyle kaliteden ödün vermeyen bu halka gün geçtikçe daha da genişleyeceğe benziyor. Çünkü yemeklerinin lezzetinin yanı sıra dost sohbetlerinin de en lezzetlisi can buluyor kurulan sofralarda.

“Sektöründe Büyüyenler”in bu haftaki konuğu, Hilal Et Dünyası’nın sahibi Erdoğan Öztaş

***

Ticari hayatınız nasıl başladı, hangi aşamaları kat ettiniz?

Ticari hayatım kasaplığa çırak olarak başladığım iş yerini 1994 yılında arkadaşımla satın almamla başladı.

Öncesinde ise 1971 yılında doğduğum Bozkurt’un Şeyhoğlu köyünde ilkokulu okudum. Babamın trafik kazası geçirmesiyle birlikte 1984 yılında geldiğim İstanbul’da ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdim. Bu sürede çeşitli sektörlerde çalıştım. Çırak olarak girdiğim kasabın yanında askere gidene kadar mesleği öğrendim. Geri döndüğümde kendimi daha fazla geliştirmek isteğindeydim. O dönemde kasapların çok olduğu Küçükçekmece’de istediğim fırsatı yakaladım ve 2 yıl kadar bu bölgede çalıştım. Bu arada askere gidene kadar yanında çalıştığım patronumun kalifiye eleman bulamadığı için iş yerini kapattığını öğrendim. Bende kendisine işletmeye talip olduğumu söyledim, arkadaşımla birlikte orayı satın aldık. Maddi imkânımız yoktu, çalışarak borcumuzu ödedik. Ardından aynı ortağımla birlikte 2006 yılında market kurduk. Tabii işler büyüyünce sıkıntılar da büyüdü, ortaklıktan ayrıldım kasaplığa devam ettim. Toptan et sattığım işletmeler vardı, tahsilatta problem yaşamam ‘Neden bende lokanta ya da köfteci açmıyorum’ düşüncesini aklıma getirdi. Hilal Et Dünyası olarak Köfte Time adında ilk şubemizi 1999 yılında Esenler’de Ekrem Acar’la birlikte açtık, bu ortaklığımız 10 yıl sürdü. 2006 yılında ise radyo programcısı Melih Kurtuluş’la ortak olduk Köfte Time’ın Eyüp’te bulunan 2.şubesini ve Bayrampaşa’da bulunan 3. şubesini birlikte açtık, ortaklığımız hâlihazırda devam ediyor.

Köfte Time’ın kaç şubesi bulunuyor?

Bayrampaşa ve Güngören’de kendi işletmelerimiz var. Ayrıca Antalya’da, Esenler’de, Eyüp’te 1, Alibeyköy’de de 2 bayimiz bulunuyor.

Bayileriniz sadece isim hakkını mı kullanıyor, ürün kalitesi aynı mı?

İsim hakkının yanı sıra et mamullerini de biz gönderiyoruz. Markanın kalitesinden asla ödün vermiyoruz. Antalya’daki bayimize ürünlerimizi -18 derecede dondurulmuş şekilde özel nakliye aracıyla gönderiyoruz.

Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

Kendi işletmemizde yaklaşık 20 kişiye iş imkânı sağlıyoruz. Bayilerimizle birlikte bu sayı 100 kişiyi buluyor.

Et tedariğini nasıl sağlıyorsunuz?

Ürünün lezzetine; hayvanın beslenmesinin, bulunduğu ortamın, havanın etkisi çok büyük. Daha önce Kastamonu’daki mandıralardan et tedariğimiz oldu ama aradığımız lezzeti sağlayamadı. O yüzden Balıkesir ve Çanakkale’de yetiştirilen kapalı besi hayvanlarını tercih ediyoruz. Bizim köftelerimizin lezzetine en uygun etler o bölgelerden temin ediliyor.

Köftelerinizin özel bir sırrı var mı?

Hayvanın kaburga ve gerdan kısımlarından katkısız ve baharatsız olarak %100 dana etinden üretiyoruz. Damaklarda kalan lezzeti ise meslek sırrı.

Kasap ve restoran… İkisi de ayrı ayrı meziyet isteyen hizmet alanı. Çalışma alanınız içerisinde daha çok hangi zorluklarla karşı karşıya kalıyorsunuz?

Kurum içinde çok büyük problem olmamakla birlikte bazen nitelikli eleman konusunda sıkıntı yaşayabiliyoruz. İşimizin en zor yanlarından biri bu. Oysa tüm yemeklerin reçetesi var. Ne kadar malzeme kullanılması gerektiği, nasıl servis yapılacağı bellidir. Aşçısından garsonuna kadar herkesin bunun farkında olması gerekir. Göz kararı yemek yaptım, gelişi güzel servis açtım söylemleri kabul edilemez. Ama bazı zamanlar bu problemi ister istemez yaşıyoruz. Bir de kaliteli et bulma konusu oldukça uğraştırıyor. Türkiye genelinde büyük bir et sıkıntısı yaşanıyor, köylerde bile artık hayvancılık yapılmıyor. Buna bir de ilgili bakanlığın yanlış teşvikleri eklenince durum içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Hayvancılığa verilen teşviklerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Gelecek hedefiniz nedir?

Aslında çok fazla büyümek iyi bir şey değil. Çok büyüyünce kalite de bozuluyor. Birkaç iyi alışveriş merkezinde yeni şubeler açabiliriz.

Kaç çocuğunuz var, onların mesleği devam ettirmesini ister misiniz?

1 kızım,2 oğlum var. Şuanda eğitimlerine devam ediyorlar. Mesleği öğrenmelerini hem istiyorum hem de istemiyorum. Güzel ve zevkli bir iş yapıyoruz. Üst düzey görevlerde bulunan birçok insanla tanışma fırsatı buluyoruz. Bu avantajının yanı sıra çok emek ve zaman isteyen bir iş. Sabahın erken saatlerinden gecenin yarısına kadar, her gün aynı enerjide olmak zorundasınız.

Genellikle ortaklıklara karşı biraz temkinli yaklaşılır, siz aksine tüm ticari faaliyetlerinizde bir ortakla yola çıkmışsınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

İşinde iyi iki insanın birleşip daha güçlü olacağı kanaatindeyim, hem böylece yükümüz daha fazla hafifler.

Hemşerilerinize ve genç girişimcilere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

Tek bir iş kolunda sabit kalmak artık yeterli gelmiyor. Bu yüzden alanında uzman kişiler birlikte hareket etmeli, ortaklıklar artmalı. Ayrıca iş yerlerinde profesyonel kişilerle çalışılması çok önemli. Özellikle yönetici seçimine önem verilmeli. Herkese eşit mesafede duran, kurum çıkarlarını gözeten, güvenilir bir yönetici sizi muhakkak başarıya taşır.

Melih Bey ile aynı sektörde değilsiniz… Birbirinize nasıl katkınız oluyor?

Yaklaşık 13-14 yıllık bir ortaklığımız var. Onun radyocu kimliği benim de işi bilmem işletmelerimize büyük katkı sağlıyor. Bu zamana kadar birbirimize her alanda fayda sağladık. Hatta Arnavut göçmeni olması sebebiyle burada köyü olamadığı için kendisini benim köyüm olan Bozkurt Şeyhoğlu köyündenim diye lanse eder.

Aynı zamanda Şeyhoğlu Köyü dernek başkanısınız, dernek faaliyetleriniz ne zaman başladı?

Derneğimiz 1999 yılında kuruldu. Ben de kurucu üyeler arasındayım, son 3 yıldır da başkanlık görevindeyim. Şuanda 252 aktif üyemiz bulunuyor. Yapılan bağışlar ve hatırı sayılır büyüklerimizin destekleriyle kendi mülkümüzde faaliyet gösteriyoruz.

İstanbul’daki Kastamonu derneklerinin yapılanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslına bakarsanız artık daha eğitimli kişilere ihtiyaç duyuluyor. Birçok eksiğimiz olduğu aşikâr. Ancak eğitimli kişilerin de tabanla uyuşabilmesi için dernek yönetimine alt kademenden başlaması gerekiyor. Aksi takdirde problemler yaşanabiliyor. Bu açığımızı kısa vadede kapatmalıyız.

Gün boyu birçok farklı insanla temas halindesiniz. Kastamonuluların ne gibi farklılıkları var?

Türkiye genelinin %90’ı Kastamonu insanı gibi olsa ne polise ne de jandarmaya ihtiyacımız olur. Bizim tek sorunumuz birlikte hareket edememek. Sosyal alan ya da iş ortamı olsun iyi başlıyor, fakat daha sonra bozuluyor. Bu da tez canlı olmamızdan kaynaklanıyor.

Geçtiğimiz günlerde köy yollarınız için Kastamonu’da ve Ankara’da çeşitli temaslarınız oldu… Bu konuyla ilgili son durum nedir?

Bozkurt’a Yaralıgöz’den giriş yapılıyor, kış şartlarının ağır geçmesi sebebiyle de oldukça sorun yaşanıyor. İnsanlar köyüne gidemiyor, ticaret yapamıyor, evinin tadilatını bile yaptıramıyor. Sırf yol bozuk diye malzeme parası kadar nakliye parası vermek zorunda kalıyorsunuz. Aslına bakarsanız 1982 yılında yapılan bu yolun dışında alternatif çalışmalarda yapılmamış, sadece ufak tefek göçükler düzeltilmiş. Biz 4 yıldır çevre ilçe ve köylerimizle bu konu üzerinde duruyoruz. Bu gün yarın yapılacak derken zaman geçti. Toplam 27 kilometrelik bir grup yoluna ihtiyaç duyuyoruz. 1930’da bu yolun planı yapılmış ama işleme koyulmamış. Oysa burası kışın buz tutmaz, pek kar yağmaz yani bu yolun yapılması devletimiz içinde ileriye dönük bir avantaj. Son olarak ilçe kaymakamlarımızı, Vali Şehmus Günaydın’ı, İl Özel İdareyi ve AK Parti İl Başkanını ziyaret ettik. Hemen hemen hepsi de bu yolun eksik olduğunu biliyor. İmkânlarımız dâhilinde yapıyoruz diyorlar. Ankara’ya Hakkı Köylü’nün yanına da gittik. Bu sene programa alınacağını söylediler.

Hangi dernek yöneticileri vardı bu ziyarette?

Şeyhoğlu Derneği’nin yanı sıra Elmalıtekke, Çörekçi, Kuz ve Çevre köyleri ile Pınarözü Köyü yöneticileri yer aldı.

Net bir tarih verildi mi size?

Bu yıl Eylül ayı içerisinde virajların kırımına başlanacağı, 2015’te de asfaltlamanın yatırım programına alınacağına dair bilgiler aldık.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!