Türkiye’nin iki ana merkezi; doğrudan küresel başkent niteliğindeki İstanbul ile siyasi iradenin merkezi olan Ankara, ülkenin doğusu ile batısını birbirine bağlayan iki stratejik yakayı temsil etmektedir. Bu iki yaka arasında konumlanan Batı Karadeniz Bölgesi, yer altı ve yer üstü kaynakları, kültürel zenginliği ve tarihsel mirasıyla dikkate değer bir coğrafyadır. Ancak bu değer, henüz kalkınma dinamiklerine tam anlamıyla yansımamış; bölge, göç veren iller sıralamasında üstlerde yer almaya devam etmiştir.
Mevcut Durumun Analizi
Batı Karadeniz, sahip olduğu maden potansiyeli, orman varlığı, tarımsal çeşitlilik ve turizm imkânlarına rağmen:
İstihdam yetersizliği,
Sanayi altyapısındaki eksiklikler,
Kalkınma politikalarında geri planda kalma, gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu tablo, bölgenin uzun yıllardır “potansiyeli yüksek ama yeterince değerlendirilememiş” bir coğrafya olarak kalmasına yol açmıştır.
İki Büyükşehir Potansiyeli
Akademik ölçekte değerlendirildiğinde, Batı Karadeniz’den iki büyükşehir çıkması mümkündür:
- Zonguldak
585 bin nüfusu, köklü sanayi kültürü ve madencilikten gelen üretim disipliniyle, yeniden bölgenin ekonomik lokomotifi olabilir.
Enerji, lojistik ve üniversite altyapısı, dönüşümün temel dayanak noktalarıdır.
- Kastamonu
Gurbetçi nüfusun ekonomik, sosyal ve kültürel gücü harekete geçirildiğinde, bölgeye yatırım ve dönüş sağlayacak stratejik bir merkezdir.
Tarihi, kültürel sermayesi ve turizm kapasitesi, büyükşehir statüsünü destekleyecek en önemli avantajlardır.
Bu potansiyelin harekete geçmesi için STK’lar, meslek odaları, üniversiteler, kamu kurumları ve siyaset aktörleri arasında güçlü bir koordinasyon gereklidir.
Vizyoner Bir Adım: Cumhurbaşkanlığı Himayesinde Organizasyon
Türkiye genelinde her yıl yaklaşık 27 organizasyon Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenmektedir. Ancak bu etkinlikler arasında Batı Karadeniz’e özgü tek bir organizasyon dahi bulunmamaktadır. Bu eksiklik, bölgenin ulusal ve uluslararası gündemde yeterince temsil edilmediğini göstermektedir.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilecek bir “Batı Karadeniz Vizyon Organizasyonu”, bölgenin görünürlüğünü artıracak, yatırımcı ilgisini çekecek ve yerel kalkınmayı hızlandıracaktır.
Sonuç ve Öneriler
Batı Karadeniz, coğrafi olarak İstanbul ile Ankara arasında stratejik bir köprü konumundadır. Ancak bu köprünün gerçek anlamda bir cazibe merkezine dönüşmesi, vizyoner adımlara bağlıdır.
Öneriler:
Bölgesel Kalkınma Stratejisi hazırlanmalı, Zonguldak ve Kastamonu odaklı “büyükşehir vizyonu” ortaya konulmalıdır.
Diaspora Politikası geliştirilerek, yurtdışındaki Kastamonuluların ekonomik ve sosyal katkıları organize edilmelidir.
Cumhurbaşkanlığı Himayesinde Bir Organizasyon ile Batı Karadeniz, ulusal gündemin üst sıralarına taşınmalıdır.
Kamu–STK–Üniversite İşbirliği ile sürdürülebilir bir kalkınma ekosistemi inşa edilmelidir.
Batı Karadeniz, yalnızca İstanbul ile Ankara arasında sıkışmış bir bölge değil; iki yaka arasında yeni bir merkez olmaya adaydır. Doğru strateji ve ortak irade ile bu coğrafya, Türkiye’nin gelecekteki büyükşehirlerinden ikisini çıkarabilecek güçtedir.