M.Ö. 59 yılına kadar gider gazetecilik…
Taaa o zamanlarda, Roma’da 2 bin kopya olarak basılıp dağıtılan Acta Diurna bildiğimiz kadarıyla gazetecilik faaliyetine ilk örneklerden birisidir.
Matbaa’nın keşfedilişinden iki asır sonra ortaya çıkmış olan süreli yayın tarzındaki gazeteler, zaman içerisinde dördüncü kuvvet halini aldı toplumlarda…
İlk Türkçe gazeteye ise 1828 yılında Kahire’de basılan Vekayi-i Misriye ile merhaba dedik…
Anadolu diyarındaki ilk Türk gazetesi ise Takvim-i Vekayi olmuş…
Kastamonu’nun ilk gazetesinin de 1868 yılında basılmaya başlanan Kastamonu Vilayet Gazetesi olduğu birçoğumuzun malumudur… Kastamonu’nun tarihi, kültürel, sosyal hayatına damgasını vuran Açıksöz Gazetesi ise 1919 yılında “merhaba” dedi yayın dünyasına…
Şu anda il merkezinde 5 gazete var günlük olarak yayın yapan…
Ve bu beş gazetenin yaşaması, sayfalarını doldurması, Kastamonu halkının kendi memleketindeki olaylardan haberdar olması için gecesini gündüzünü esirgemeyen onlarca neferi…
Gazetecinin mesai mefhumu yoktur…
Bir gece yarısı ansızın gelir haber…
Ya da cümle alemin tatlı tatlı uyuduğu ya da keyiflik bir kahvaltı masasına oturduğu Pazar sabahı çalar gazetecinin kapısını olay…
Herkes annesinin, babasının, eşinin, dostunun elini öpüp bayramını kutlarken; gazeteci bir trafik kazası olayının tam merkezinde hazır ve nazır vaziyettedir.
Gazeteci için günün 24 saati mesai saatidir.
Ve gazeteci tarihin en canlı tanıklarından birisidir…
Yazı İşleri masasına servis edilen her haber, tarihe düşülen bir nottur…
İşte bu nottur Kastamonu’nun 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarını bugünlere taşıyan…
Yakın tarihimizin en önemli belgeleri arasında Kastamonu Vilayet Gazetesi ve Kastamonu Açıksöz Gazetesi yer almaktadır…
Neden?
O günkü gazeteciler olmasaydı?
Atatürk’ün Kastamonu ziyaretlerinin ayrıntılarını…
Milli Mücadele döneminde Kastamonu’da yapılan faaliyetleri…
Eşref Edib’in dünyada eşi benzeri görülmeyen “Cuma Talimleri” uygulamasını…
Mehmet Akif’in, Milli Mücadele ruhunu şaha kaldıran Nasrullah Kürsüsü vaazını…
İstiklal Marşı’mızın Ankara dışında ilk kez Kastamonu halkıyla kucaklaşmasını…
Ve daha nice olayı, zenginliği, bilgiyi, birikimi o günlerden bu günlere nasıl taşıyacaktık?
Bugünün gazetecileri de yarınların temelini atıyorlar, siz farkında olmasanız da!
Bir yılı aşkın zamandır gurbet ile sıla arasında köprü vazifesi gören…
Kastamonu kimliğini İstanbul’da en yüksek perdeden seslendiren…
İstanbul’daki Kastamonu’nun sesi, kulağı, gözü olan…
Hüseyin Karadeniz önderliğinde, azimle, fedakarlıkla, inançla ve en önemlisi Kastamonu sevdasıyla önünüze gelen İSTAMONU Gazetesi;
Siz farkında olmasanız da, sizin tarihinizi yazıyor!
…
Tüm basın neferlerinin Gazeteciler Günü Kutlu olsun!
Ve Kastamonu kimliği, kendisini tarihe kazıyan gazeteyi kutlu yapsın!
Gerçek manada…
Hak ettiği değeri vererek!
Anladınız siz onu!..