Şu an elinizde tutmakta olduğunuz gazete öyle değerli ki bizim için, ona iyi bakın, çünkü ‘İstamonu’gazetesibu güzel memleketimizin ihtiyaç duyduğu kıymetli bir evlat olacak.
Güzellikler diyarı, dünya kültür başkenti İstanbul ve dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kastamonu’nun birleşiminden oluşan bu güzel bebeğin adı ‘İstamonu’ oldu. Bir gün telefonum çaldı. Arayan değerli hemşerim, sevgili Hüseyin Karadeniz’di. Sesinden farklı bir heyecanın olduğu sinyalleri o dakikada anlaşılıyordu. Haliyle lafı fazla uzatmadan konuya girdi. Hızlıca kafasındaki fikirleri kısaca anlattı ve bu oluşumun hemşerilerimiz için bir ‘ilk’ olacağının altını çizdi ve ekibe dahil olma konusundaki kararımı sordu. O an düşündüm, kulağa gerçekten de çok hoş geliyordu. Haftalık olarak çıkacak bir gazete ve nerede olursa olsun her daim bizi anlatacak, bizden olacak, bizi bize yansıtacak yeni bir mecra kurmak ve bu ailenin bir parçası olmak…
Bu güzel düşüncenin beni heyecanlandırmaması mümkün değil! İstanbul’da, memleketimize dair haber almak bir yana, bir de bu haberleri bizzat keşfetmek, yazmak, paylaşmak… Öte yandan, büyük kentin koşturmacası ve hızı içinde Kastamonu’yu unutmayarak ve hissederek, faydalı olabileceğimize inanarak kuruyoruz bu gazeteyi. Emeğimizle her hafta yeniden doğacağız ve her geçen gün sizlerle birlikte büyüyüp gelişeceğiz; güçleneceğiz!
Yeni bir şeye başlamak her zaman heyecan verici, bir o kadar da değişime davettir. Bana, “İstamonu için var mısın?” diye sorulduğunda, “Hayır ben bu işte yokum.” demek bana yakışır; beni yansıtır mı? Mutlaka bir işin ucundan tutmalı ve destek olmalıydım, ve uzun lafın kısası: ‘’Evet, varım, elimden ne geliyorsa yaparım.” dedim. İyi ki de dedim, çünkü bana ihtiyaç vardı. Bu bebeğin elinden hassasça, titizlikle tutmalı ve sağlıklı gelişmesine katkıda bulunmalıydım. Böylece, görevim, hikayem başlamış oldu ve gazeteci kimliğime büründüm.,
Yaklaşık 40 yıl evvel, İstanbul’a Kastamonu’dan göç etmiş, öğretmen kökenli bir ailenin torunuyum. İstanbul’da Kastamonu sevgisiyle büyüdüm. Babaannemin şivesi, İstanbul’da Kastamonu lezzetlerini yaşatan elleri, ailemin memleketine duyduğu özlem, Kastamonu’ya her yıl yapılan seyahatler, içimde Kastamonu sevgisini her daim canlı tuttu. Ne şanslıyım Kastamonu’lu olduğum için diyor ve gurur duyuyorum. Tarihi dokusuyla, kültürüyle, insanıyla, el sanatlarıyla, yaşanmışlıklarıyla, yemek kültürüyle, sonsuz değerlerle dolu bu topraklar canayakın ve misafirperver halkıyla daha da taçlanıyor. Hele bir de ‘’Hoşgeldiğiiiz sefalar getirdiğiiiiz, ne iyi ettiğiizde geldiğiiiz…’’ demeleri, o muhteşem karşılamaları yok mu, işte o an o doğallığa ve içten sevgiye tanık olduğunuz andır. Kan çekiyor derler ya hani, nerede olursak olalım, illa bir birbirimizi ayrı seviyoruz, anlıyoruz. Kökenlerimizin aynı yere ait olduğunu düşünüyoruz sohbetlerimizin ortasında ve tahminlerimiz hep doğru çıkıyor sonrasında. Her seferinde o harika doğasına, kıyı şeridine, kaleden baktığım manzarasına, kadınların tarlalardaki o emeğine, uğraşına, çocukların hep meraklı bir gözle köylerdeki o hayal ettiğimiz tam da olması gereken çocukluğu yaşamalarına, çarşaf bağlarındaki estetiğe ve matematiğe, etli ekmeğinin lezzetinden, çekme helvasının tazeliğine kadar her bir ayrıntısına hayran kalıyorum ve muhakkak her gidişimde Nasrullah Camii’nin suyundan içip, güvercinlerin aynı anda hareket etmelerini uzun uzun inceliyor, bir daha gelmeyi diliyorum. Tabii bir de hangi mevsimde giderseniz gidin o Ilgaz Dağı’nın havasını solumadan, ağaçların yüceliğini, o ormanların renk cümbüşünü iyice hafızanıza resmetmeden dönmeyin demeyi de unutmuyorum dostlarıma.
Şimdi böylesine güzelliklere sahip bir şehrin İstanbul’daki gazetesi olmak elbette ki çok güzel. Bu nedenle de bu güzide bebeğin oluşum süreci öylesine heyecan verici. Yeni fikirler, koşturmalar, uykusuz geceler hep “daha iyi ne yapabiliriz” sorusuna cevap bulmak için.Ve her saniye tatlı bir telaş… Baharın gelişiyle eş zamanlı oldu ‘İstamonu’nun gelişi, iyi ki de geldi… Tabii, asıl şimdi başlıyor en önemli mesele. Bu bebeği dünyaya getirdik ama nasıl büyüyecek, nasıl gelişecek? İşte bu sorunun cevabı bizim içimizde gizli. İstamonu ailesinin bir üyesi olarak üzerime düşen sorumlulukları ben, kendi adıma her daim yerine getirmeye hazırım. Siz değerli okuyuculardan da beklentilerim var doğal olarak bu noktada. Yapmanız gereken içinizden bütün önyargıları atıp, keşfetmeden eleştirmeyi bırakmak ve bu bebeğin elinden tutmak! Bir hemşeri içgüdüsüyle, samimiyetle ve içtenlikle bize inanmak, güvenmek ve fikirlerinizi paylaşmak… Neticede, sevginin, ilginin ve şefkatin, en önemlisi insani duyarlılığın esas alındığı bu alanda gazetemizin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmak. Zaten bütün bu değerler de bizim en ihtiyaç duyduğumuz, önemsediğimiz kavramlar değiller mi hayatımızdaki? Sevgi, ilgi ve içtenlik. ‘İstamonu’ hepimizin! Herkes bir şekilde sahip çıkarsa, biz üzerimize düşen görevleri yaparsak, bu bebeğin sağlıklı ve mutlu bir şekilde başarılara imza atmaması için hiçbir sebep yok.
Kastamonuluyum diye demiyorum ama gerçekten her bir değeriyle dört dörtlük bir diyar bu şehir. Sadece bu nimetin farkında olmamız, nelere sahip olduğumuzu görmemiz, kıymetini bilmemiz, en önemlisi korumamız ve bu memleketin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan gelişimine sahip çıkmalıyız. İşte ben de bana ayrılan bu sayfada, köşemde yeri geldikçe canım memleketimin her bir detayını ayrı ayrı, özenli bir şekilde ele alacağım sizler için.
Bundan böyle ‘Gülfem İle Hayata Dair’ köşesinde adından da anlayacağınız gibi hayatın içinden; birbirinden farklı, renkli, dopdolu konular bulacaksınız.
Kastamonu’da yetişmiş değerler, şair ve yazarlar, sizin için seçtiğim şiirler, maniler, türküler, yöremizin o lezzetli yemeklerinden her hafta bir tanesinin tarifi, kültür sanat haberleri, bunları biliyor muydunuz köşesi, İstanbul’daki Kastamonu gündemi, el-dokuma santatları, ahşap oymacılığı, kadınlar için güzellik ve bakım önerileri, İstanbul’daki Kastamonulular için kaçış noktaları, haftasonu önerileri, yeni yerler ve mekanların keşfi, mutlaka gezip görmeniz gereken yerler, fotoğraflar, sizden gelen okur mektupları, kaliteli magazin haberleri, başarı hikayelerini paylaşacağım özel röportajlar ve dahası her hafta bu sayfada sizlerle olacak. Tabii bu süreç içinde zaman buldukça mutlaka Kastamonu’yu ziyaret edip, yerinden bildireceğim haberlerim olacak, böylece İstanbul’da doğup büyümüş olmamın, uzakta kalmamın hüznünü daha az yaşayacağım. Kastamonu’nun her bir ayrıntısının bana hissettirdiklerini gözlemleyerek, defterlerime notlar alacağım, fotoğraflar çekeceğim, röportajlar yapacağım ve memleketimizi yeniden keşfederek görüşlerimi, duygu ve düşüncelerimin en yalın halini yansıtacağım.
Ben de Devrekânili bir hemşeriniz, kardeşiniz, kızınız olarak bizi yalnız bırakmayacağınıza, samimiyetinize ve inancınıza güveniyor, ilginiz ve sevginiz için şimdiden teşekkür ediyorum.
Her zaman sevgimle, saygımla, davranışlarımla, düşüncelerimle sizlere lâyık olmaya çalışacağım ve hep daha iyi olmak için, daha yararlı olmak için üreteceğim ve katkıda bulunacağım gelişmemiz adına. Umarım sizlerde başlatmış olduğumuz bu hikayenin birer kahramanı olmaktan mutluluk duyar ve bizlere destek olursunuz. Bu güzel, nurtopu gibi bebeği, gazete ‘İstamonu’yu birlikte büyütmek, geliştirmek ve daha iyi yaşatmak için elimizden geleni yapmak dileğiyle.
İyi ki Doğdun İstamonu!
Geçtiğimiz günlerde coşkuyla kutladığımız bu anlamlı tarih için de söylenmesi gereken çok söz var elbet, hepimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bir kez daha kutlu olsun. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak, milli iradenin doğuşunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Cumhuriyet tarihimizde 23 Nisan 1920’nin önemi son derece büyüktür. Ayrıca, dünyada ilk defa Atatürk tarafından çocuklara adanan bir bayram olması ayrı bir anlam taşımaktadır. Dünyada çocukların kutladığı tek bayram olan 23 Nisan; barış, hoşgörü ve kardeşliğin sembolüdür. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 92. yıldönümünü ulus olarak coşku ve heyecanla kutluyoruz. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımıza armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tüm dünya çocuklarının katılımıyla kutlanması Ata’mızın “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini tüm dünya çocuklarına öğretmektedir.
Abana’ya, Ağlı’ya, Araç’a, Azdavay’a, Bozkurt’a, Cide’ye, Çatalzeytin’e, Daday’a, Devrekani’ye, Doğanyurt’a, Hanönü’ne, İhsangazi’ye, İnebolu’ya, Küre’ye, Pınarbaşı’na, Seydiler’e, Şenpazar’a, Taşköprü’ye, Tosya’ya ve gurbetteki bütün hemşerilerime selâm olsun. Biliyorsunuz ama bir kez de buradan hatırlatmakta fayda var. Bu yıl 10-13 Mayıs 2012’de 5’incisi düzenlenecek olan İstanbul Feshane Kastamonu Günleri’ne tüm Kastamonu dostlarını bekliyoruz.
Yüzünüzden tebessüm, yüreğinizden sevgi eksik olmasın.