Mübalağa bir sanattır. Bu sanatın en güzel örneğini Kastamonulular icra etmektedir. Bu durum tüm otoriteler tarafından da muhakkak tescillenmelidir.
Mübalağa (Abartma) Sanatında “Manda yuva yapmış söğüt dalına, Yavrusunu sinek kapmış.” dizelerinden de anlaşılacağı üzere, olayın etkisini güçlendirmek amacıyla gerçekleşmesi mümkün olmayan şekilde anlatım şarttır. Söz konusu özelliğin icrası için mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde büyütülmesi ya da küçültülmesi gerekir.
Baharzade Feride Hanım, Yorgansız Hakkı, İhsan Ozanoğlu, Orhan Şaik Gökyay, Behçet Necatigil, Rıfat Ilgaz, Oğuz Atay, Siyami Özel… Türk edebiyatına büyük katkılar sağlayan Kastamonulular olarak ön plana çıkan isimlerdir.
Kastamonuluların edebiyat alanındaki başarısı maalesef matematiğe yansıyamamış. Bu durum da kimyayı biraz bozmuş.
Hiç Kastamonulu ünlü matematik dehası anlatılırken duymadım daha.
Bu durumu pekiştirmek adına, matematikte vasatlığımızın en yakın örneklerinden birini kısaca aktarayım sizlere:
Ajansa servis edilen, medyanın da çoğu zamanki gibi sorgulamadan yayınladığı bir haber.
Ben bir solukta 2 milyona kadar sayamıyorum, soluk alsam da kaça kadar sayabileceğimi henüz test etmedim.
Olasılığa göre Kastamonu Günlerini 2 milyon kişinin ziyaret etme durumu elbette var ama mantık dersine biraz göz atınca sorgulama devreye giriyor.
Açılıştan kapanışa kadar oradaydım.
Kastamonu Günleri elbette diğer il tanıtım günlerine göre daha yoğun katılımla gerçekleşti. Organizasyondaki canlılık Kas-Der genel merkez ve şubelerinin heyecanın yanı sıra Kastamonu il protokolünün de gösterdiği ilgiden kaynaklıydı.
Milyonlar değil ama 100 binler alanı doldurdu.
Ruhum gıda alsın diye Serdar Ortaç ve Enis Mangaloğlu’nu dinledim. Arzu Akça ve Ilgaz’ı da dinlemek isterdim ama Serdar Ortaç ulusal olduğundan, sahne dizaynının bozulmaması gerektiğinden, son anda ondan önce çıkacak müzisyenlerimize ambargo koymasıyla hevesim kursağımda kaldı. Tabi zaman zaman istemeden de olsa kulağıma gelen seslerle ruh zehirlenmesi sınırına kadar dayandım.
Yedik içtik; kalabalığa göre fiyatlarda artış kalitede düşüşler yaşadık.
Konuştuğum Bolu ve Çankırı sivil toplum kuruluşları temsilcileri organizasyona imrendiklerini dile getirdiler. İl protokolünün desteğini alabilirlerse onlarda tanıtım günleri atağına başlayacaklarmış.
İstanbul’da Batı Karadeniz’den hatta birçok ilden şenlik düzenleme anlamında öndeyiz.
Ama eğri oturup doğru konuşalım bir Adıyaman değiliz.
Aynı gün Yenikapı’da Adıyaman Tanıtım Günleri vardı. Protokolde kimler vardı bir bakın derim.
Allah’tan Maltepe’ye gelme ihtiyacı duymadılar (!) Zira bir protokol sunumu hatasını daha yüreğim kaldıracak güçte değil.
Kedi uzanamadığı ciğere mundar mı dermiş?
Alakası yok…