Dışarıdan bakıldığında küçük bir Anadolu köyündeki sade bir köy camisini andırır insana. Dışı itibarıyla oldukça sade, içi itibariyle oldukça mukassi bir yapı olan Emir Mahmut Bey Camii Kastamonu’da yapılan ilk camilerden birisidir.
Türkiye’de örnekleri az bulunan bu camiyi gezip görmek isteyen yerli ve yabancı turistler, sık sık yerini sorar. Kastamonu’ya 17 km uzaklıktaki Kasaba Köyünde bulunan ahşap işçiliğinin nadide bir örneği olan bu camiye ulaşmak için Kastamonu-Daday karayolu üzerindeki Subaşı Köyü’nü geçtikten sonra sağ tarafta yer alan “Kasaba Köyü 4 km” levhasına dikkat edilmesi gerekiyor.
Yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran ağaçlarla kendini gizlemiş minaresi de olmasa özellikle yaz mevsimi yapıyı kolay kolay fark edemeyeceğiz. Köyün içindeki daracık yollardan ve küçük çaydan geçerek camiye ulaşılabiliyor.
Anadolu’daki ahşap mimarinin en güzel örneklerinden birisi olan bu nadide eser 14. yüzyılın ikinci yarısında Candaroğulları beylerinden Emir Mahmut Bey tarafından yaptırılmış. Dış kısmı moloz taştan yapılan eserin kapısını açtığınız zaman sütunlarından mahfillere, minberinden tavanına kadar rengârenk işlemeleriyle tezyin edildiğini göreceksiniz.
Halk arasındaki adı “Kasaba” olarak bilinen yerleşim yeri günümüzde köy haline dönüşmüş. Vakfiye kayıtlarında ismi “Ilısu” olarak geçen köy, 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar kalabalık, bayındır ve önemli bir yer iken zamanla çeşitli sebeplerle geniş bir yerleşim alanı olmaktan çıkmıştır.
Köyde bu eserden başka bir büyük cami, bir mescit, iki hamam kalıntısı da bulunmaktadır. Ayrıca bir medrese olduğuna dair de bilgi kayıtlarda mevcuttur.
Kayıtlarda son cemaat yerine bitişik birtakım yapılarla, okul binasının olduğu, Candaroğlu Emir Mahmut Bey’in annesi ile bazı akrabalarının mezarlarının bitişik hazirede yer almaktadır. 2009 yılında restorasyonun tamamlanmasıyla yeniden ziyarete açılmış olan bu tarihi yapı görenleri kendine hayran bırakmakta ve geçmişten bugüne intikal eden ahşap işçiliğinin gücünü göstermektedir.