featured

Evliyalar ve Bilinmeyenler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evliya, enbiya, şüheda sıfatlarıyla kol koladır bu mümtaz şehir…

17 bin evliyanın yatağı olarak vasıflandırır Nazlı Rana Gürel şiirinde Kastamonu’yu…

Medreselerinden buram buram enbiya ruhu tüter…

Ay yıldızlı al bayrağın dalgalandığı Kastamonu Kalesi sağ burcundan, Okmeydanı’na… Gümüşlüce’den Ahmet Dede’ye, Yunus Mürebbi’nin bayrağını dalgalandırır onlarca, yüzlerce, binlerce vatan evladı…

Kimilerinin isimleri bellidir, kimilerinin ise mezarları dahi bir bilinmezin dehlizinde saklıdır…

Sahi!

Mezarlar ölüler içindir, değil mi?!

Ne buyuruyor Yüce Yaradan Kur’an-ı Kerim’de:

“ Allah yolunda öldürenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar canlıdır, fakat siz anlayamazsınız” (Bakara / 154)

Evet…

Din, vatan, bayrak, namus, hürriyet sevdasında; canlarını feda eden kahramanlarımızın ölüler safında yer tutmadıklarına inancımız tam…

Evet…

Bu toprakların vatanlaşması uğrunda kanlarıyla imzalanmış olan tapuya cepheden cepheye koştukları zamanlardaki gibi sahip çıkacaklarına inancımız tam…

Evet…

Ecdadın bizlere emanet ettiği bu toprakları gelecek kuşaklara alnımızın akıyla teslim etmek için ecdada yaraşır bir şekilde bu vatan evladının zamanı gelince kınalı kuzular olacağına da inancımız tam…

Ve şüheda yatağı Kastamonu diyarı da ismi bilinenden ziyade isimsiz kahramanlarıyla dolu…

Ruhunuz şad olsun…

Kastamonu size minnettardır!

Çürümeyen Beden

AŞIKLI SULTAN

“ Allah yolunda öldürenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar canlıdır, fakat siz anlayamazsınız” (Bakara / 154)

Evliyalar Şehri olarak bilinir Kastamonu… Nazlı Rana Günel’ in şiirinde haykırdığı gibi 17 bin evliyanın geçtiği yerdir. Her bir sokağı, her bir caddesi, her bir mahallesi bir büyük evliya ile şereflenmiş olan Kastamonu’ nun en çok ziyaret edilen mekanlarından birisi de Aşıklı Sultan Türbesi’dir.

Kale Kapısı mevkiinde bulunan Aşıklı Sultan Türbesi’nde beş adet sanduka vardır. Bu sandukalardan sadece bir tanesinde Mağribli Mehmet Ağa isimli birinin yattığı bilinmektedir. Türbeye de adını veren Aşıklı Sultan ise ortada yer alan üçüncü sandukada medfundur. Her ne kadar bir kitabesi mevcut olmadığından hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı bilinmese de; gerek mimari tarzı gerekse türbede medfun Aşıklı Sultan’ın ağızdan ağıza günümüze kadar ulaşan halk rivayetleri; bu türbenin 12. yüzyıl başlarında, Kastamonu’nun fethinden hemen sonra yapıldığına kuvvetle delalet etmektedir. Aşıklı Sultan Türbesi’ndeki Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışması devam etmektedir.

Bu türbeyi bu kadar çok ziyaret edilir kılan sebep ise bu zatın bedenin çürümemiş olmasıdır. Gerçekten de on yıllardır, camekan içersinde teşhir edilen ve insanlara ibret olması umulan Aşıklı Sultan’ ın aşık kısmı etiyle, kemiğiyle asırlardır durmaktadır. Aşıklı Sultan, Kastamonu’ nun fethi için buralara gelen Selçuklu ordusundaki komutanlardan birisidir. 1185 – 1200 yılları arasında cereyan eden fetih mücadelesi esnasında şehit düşmüş ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Bedeni tam 8 asırdan fazla zamandır hiç çürümeden durmakta ve adeta kendisini ziyarete gelenlere “ Allah yolunda öldürenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar canlıdır, fakat siz anlayamazsınız” mealindeki ayeti kerimeyi (Bakara / 154) haykırmaktadır.

Bu türbe ile ilgili halk dilinde anlatılan ilginç bir hikaye de mevcuttur ve bu olaydan sonra Aşıklı Sultan’ ın çürümemiş beden mucizesinin ortaya çıktığı söylenmektedir. Rivayete göre; cumhuriyetin ilk yıllarında türbe büyük bir yangın geçirir. Yangın başladığı esnada türbede yatan zat, zamanın valisinin rüyasına girerek “kalk beni kurtar” diye haykırır. Vali kan ter içersinde uyanır ancak tekrar uykuya dalar. Zat ikinci sefer ikaz eder valiyi rüyasında. Vali bu sefer de “Hayırdır inşallah” deyip tekrar uykuya dalar. Üçüncü seferinde türbede medfun zat daha bir hiddetle bağırır valiye rüyasında “ Sana yanıyorum, kalk beni kurtar diyorum. Ne diye uyuyorsun!” diyerek çıkışır. Üç sefer üst üste aynı minval üzerine gördüğü rüya valinin aklını başına getirir ve yaverine Kastamonu’ da o saatlerde bir yangın olup olmadığını sorar. Yaveri kale kapısı mevkiinde bir türbenin yanmakta olduğunu söyleyince derhal yangın mahalline gelir ve söndürme çalışmalarına bizzat katılır. Yangın söndürülür ancak, tabut ayak ucundan alev almıştır. Tabutun yanan kısmından içerisi de görünür hale gelir ve Aşıklı Sultan’ ın bedenin çürümediği bu sayede anlaşılır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!