İsfendiyar Bey’in Oku, Kastamonu’nun Manevi Huzuru…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kastamonu adeta bir açık hava müzesi gibidir. Her sokağında bir tarih, her eserinde bir hikaye vardır. İsfendiyar Camii de, Kastamonu’da hikayesiyle yaşayan eserlerden biridir. Halk arasında Oklu Camii olarak ta bilinir.

Rivayet edilir ki;

Candaroğulları Beyliği tahtında en uzun süre oturan İsfendiyar Bey, bileği kuvvetli, pazusu apartman misali, güçlü kuvvetli bir yiğittir aynı zamanda.

Yay germek ve ok atmak da İsfendiyar Bey’imizin hünerleri arasındadır. Öyle ki, yay germesi yedi divanda dilden dile dolaşır hale gelmiştir.

Bir gün Kastamonu Kalesi’nden şehrini seyre daldığı vakitlerden birisinde yay germesiyle ilgili mevzu açılır. Her kafadan bir ses yükselir. Yanında başka beyliklerden gelmiş olan elçi heyetleri de bulunmaktadır. Herkes hükümdarı övme yarışındadır. Elçiler ise bıyık altından gülmektedir bu övgülere.

İsfendiyar Bey, misafirlerinin bıyıklarının altından dudaklarına sirayet eden alaycı ve inanmaz tebessümü fark etmiştir.

“Getirin yayımı ve sadağımı!” diye emir buyurur adamlarına…

Yayını misafirlerine uzatır önce.

“Buyurun bir deneyin!” der.

Misafirlerin hiç birisi bir santimden fazla geremezler yayı. Sanki çelikten yapılmış gibi, yayın ipi direnmektedir olabildiğince. Misafirler bıyık altı gülmüştür ama İsfendiyar Beyimiz bıyıklarının üstünden güler bu duruma…

“Verin hele ağalar!” der ve yayı alır eline… Sazın telleriyle oynar gibi oynar. Ardından sadaktan bir ok çıkarılır. Oku yayına itina ile yerleştiren İsfendiyar Bey, hedef belirlemek için gözlerini gezdirir Kastamonu üstünde…

Ve hedefini belirler…

“Bakın Ağalar! Şu karşıdaki ahşap minareli cami var ya!” der.

“Birkaç yıl önce Mevla’mın inayetiyle yaptırdığımız cami. Onun minaresine iyi bakın!”

Yayını gerer ve içinden Enfal Suresi’nin 17. ayetini okuyarak;

“Ya Allah! Bismillah!” diyerek oku bırakır.

İsfendiyar Bey, elçiler ve kalabalık bir topluluk hep beraber İsfendiyar Bey Camii önüne gelir. Görülür ki; İsfendiyar Bey’in attığı ok hedefini bulmuş, caminin şerefesi üzerine saplanmıştır.

Herkes şaşkın ve hayrettedir.

Bu hadiseden sonra caminin adı Oklu Camii’ye çıkar…

Yapısı ve Tarihi

İsfendiyar Mahallesi’nin aynı isimli sokağında bulunan cami, Atatürk Caddesi’nin doğusunda yer almaktadır. Cami, meyilli arazi üzerinde olduğundan batı yönündeki kapıya sağlı sollu merdivenlerle çıkılmaktadır.

Caminin, Candaroğulları Beyliği zamanında yapıldığı bilinmektedir. Yaptıran ise uzun süre tahtta oturmuş ve tarihçiler arasında beyliğin kendi ismiyle anılmasına yol açan İsfendiyar Bey’dir.

İsfendiyar Camii’nin yapılış tarihine dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Ancak, İsfendiyar Bey’in 1439 yılında vefat ettiği göz önüne alındığında, bu tarihten önce yapıldığı düşünülmektedir. Caminin çevresinde imaret, zaviye, medrese binalarının da bulunduğu bilinmesine rağmen, maalesef günümüze ulaşamamıştır.

Bina moloz taşından, harç koyularak yapılmıştır. Caminin ana mekanı, 11*11,5 metre ölçüsünde olup, tavanı ve döşemesi ahşaptır.

Caminin, batı tarafında 3,25*9 metre ölçüsündeki balkon görünümlü kısmın altında gasilhane ve şadırvan bulunmaktadır. Kuzey tarafında ise küçük bir bahçe ve iki oda yer almaktadır.

1712 yılında Hacı Ali isimli bir hayır sahibi tarafından caminin tamir ettirildiği, mihrabın iki yanındaki şamdanlar üzerinde yazılı olan manzumeden anlaşılmaktadır. 1838 yılında cami tekrar restore işlemi görmüştür.

İsfendiyar,Bey’in,Oku,,Kastamonu’nun,Manevi,Huzuru…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!