Daday ve çevresi gerek 1. Dünya Savaşındaki cephelerde gerekse Kurtuluş savaşında en çok şehit veren ilçelerden birisi.
Sadece ismi Ahmet olan Çanakkale’de şehit olan 18 yiğit var Daday’ın merkez ve köylerinden dersem meramımı kısmen de olsa anlatmış olurum.
O günlerde Kastamonu’nun sayılı ilçelerinden birisi Daday.
Şehitlerin, gazilerin pek çoğu o redif kışlasının önünde toplandı ağıtlar eşliğinde eprimiş elbisesi ile askere, cephelere uğurlandı.
Bu tarihi bina cumhuriyet döneminde daha çok yapılış amacına uygun şekilde Daday askerlik şubesi olarak kullanılmış.
Son olarak da Daday Askerlik Şubesinin yeni binasına taşınmasından sonra özel idareye devredilmiş.
Günümüzde ise Daday Müftülüğü’ne
Redif Alayları 19.yüzyılın ilk yarısında Sultan ll. Mahmud döneminde modern orduya geçilmesi ile birlikte oluşan askeri bir sistem.
Anadolu’nun pek çok yerinde, imparatorluğun dört bir bucağında Sivas’ta, İskilip’te, Kerkük’te, Afyonkarahisar’da, Manastırda vb oluşturulmuş bu sistem. Redif; terhis edildikleri halde ihtiyaç halinde yeniden askere alınan kişilerdir. Bu süre 8 yıla kadar sürebilmekteydi.
Bir nevi ihtiyat birlikleri olmasına rağmen genellikle savaşlarda istihdam edilmişler. Süvari ve yaya olanları var. Her seferberlik döneminde Redif Alaylarının bulunduğu kışlalar önünde toplanılır, alaylar oluşur hareket düdüğü çaldığında gözyaşları sel olur, yürekler yanıp tutuşurdu. Bir daha kavuşmak mı belki? İşte o kışlalardan birisi de sözünü ettiğimiz işte bu Daday Redif Kışlası’dır.
O günleri en iyi anlatan ezgilerden birisi de herkesin bildiği O meşhur Yemen türküsüdür. Hâlâ evladının askere yollayan ana da eşinin tezkeresini bekleyen eş de o türküyü söylemeden bir türlü duramaz. O türkü her derde deva gibi gelir. İşte o türkünün de ortaya çıkış hikâyesinin de böyle bir redif kışlasının önünde, gözü yaşlı analar tarafından yakılıp söylendiği kabul edilir.
Kışlanın ardında, sıra Söğütler;
Zabitler oturmuş, asker öğütler.
Yemen`e gidecek bu koç yiğitler.
Kışlanın ardında, redif sesi var,
Duygularım biraz yatışsın diye gittiğim Daday Kelebek çayırında ki 30 Ağustos Zafer Bayramı at yarışları ile daha da efkârlandım.
Tarihin yükünü taşıyan atlar beni eskilere çok eskilere doğru alıp götürdü. Daday’ın Kelebek Mahallesinde doğan, hayatı at sırtında geçen büyük asker Miralay Halit Bey sanki o küheylanların adı konulmamış süvarisi gibi geldi bana.