Malumunuzdur…
Milli Mücadele döneminde ordumuzun ve halkımızın maneviyatını yükseltecek, diğer ülkelerde var olan ama bizde eksikliği hissedilen bir Milli Marş için çalışmalar yapıldı 1920 yılı ikinci yarısında…
1920 yılı Ekim’inden itibaren gazetelerde ilanlarla bir Milli Marş yazılması için yarışma açıldığı duyuruldu…
Sonuçta tam 724 adet şiir gönderildi TBMM’ye…
İçinden 6 tanesi “eh” dedirtti!
Ama bu milletin duygularına onlar da tercüman olamıyordu!
Bu yarışmaya, para ödülü konduğu için katılmayan bir kişi vardı: Mehmet Akif…
Yani Şair-i Muazzama…
Yani İslam Dünyası’nın çağımızdaki en büyük şairi!
Para ödülünü almamak şartıyla bir Milli Marş yazmayı kabul etti Mehmet Akif…
Yazdı da…
Hem de öylesine bir Milli Marş yazdı ki:
Türkü, Kürdü, Lazı, Çekrezi, Arabı, Arnavutu…
Bin yıllık Anadolu mozağinin tüm parçaları, İslam dünyasının tüm toplulukları bu marşı yüreğinde hissetti…
Mehmet Akif, Kahraman Ordumuza ithaf ettiği İstiklal Marşı’nı Safahat’a koymadı!
Sebebini soranlara “o artık Milletin malıdır!” cevabını verdi.
İşte bu İstiklal Marşı, TBMM’de 12 Mart 1921 tarihinde alkışlar arasında kabul edildi…
Ama TBMM’de avuçların patladığı alkışlardan üç hafta önce Kastamonu Açıksöz sütunlarında arz-ı endam etmişti İstiklal Marşı…
Mehmet Akif, 19 Ekim – 24 Aralık 1920 tarihleri arasında kaldığı, Milli Mücadele ruhunu şaha kaldırdığı Kastamonu’yu onurlandırmıştı!
Ankara dışında İstiklal Marşı’nı ilk kez Kastamonu Açıksöz Gazetesi sayfalarına taşıma bahtiyarlığına ermişti…
Hatta denilebilir ki, o günkü posta ulaşım şartları göz önüne alındığında, daha Ankara’da Hakimiyet-i Milliye matbaasında dizgiye girmeden Kastamonu yoluna çoktan koyulmuştu İstiklal Marşı…
Tarihler 21 Şubat 1921 gününü gösterdiğinde, Kastamonu Açıksöz Gazetesi’nin ilk sayfasını bir tarih süslüyordu…
Bir gurur veriliyordu Kastamonu’ya…
İstiklal Marşı, Anadolu’da ilk kez Kastamonu Açıksöz Gazetesi’nde neşrediliyordu…
Ruhun şad olsun Büyük Şair…