İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yar mektubun ucunu yakmış

Yar mektubun ucunu yakmış

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Gezi Parkı bahanesi eşliğinde Taksim’i Tahrir yapma sevdasının şekillendirdiği eylemlerde son zirveyi ana muhalefetimiz yaptı.

Gurur duyalım!
Hollanda Başbakanı Rutte’ye ve Almanya Başbakanı Merkel’e yazılan mektuplar Siyasi Tarihimize altın harflerle yazılacaktır! Kendi ülkesinin hükümetini ve yakın zamanda yapılacak olan seçimlerdeki  en büyük rakibini dış ülkelere şikayet etme, dış ülkelerden yardım isteme cinliği için kutluyorum kendilerini!
Seçimlerin Hollanda ve Almanya’da yapılmayacağını, sandığa Türk Milleti’nin gideceğini ve özgür iradesiyle oyunu kullanacağını birileri umarım kendilerine hatırlatır.
Ben bu hafta köşemi manifesto niteliğindeki mektuplara devretmek istiyorum. Gelecek nesillerin ders kitaplarında bile işleyeceği böylesine muazzam(!), özgürlükçü(!), demokrasi yüklü(!), insan hak ve hürriyetleri sevdasıyla(!) yazılmış mektuplar her zaman bulunmuyor.
Hollanda Başbakanı’na yazılan mektup:
“Sayın Başbakan Rutte,
Türkiye’nin genç nesli Gezi Parkında Türk demokrasisinin geleceği, temel hak ve özgürlükler ve insan onuru için umut ve ilham verici yeni bir dönem başlatmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak gençliğin ve onların yanında yer alanların daha güzel bir Türkiye için olan talep ve vizyonlarını paylaşıyor ve destekliyoruz. Biliyoruz ki bunlar, Avrupa Birliğinin de temsil ettiği ve savunduğu değer ve ilkelerdir.
Ülkemizdeki gelişmelere ilişkin Hükümetinizin tepkisini anlıyorum. Aynı endişeleri ben de taşıyor ve ortamın sakinleşmesi için her türlü çabayı gösteriyorum. Aynı zamanda, Türk Hükümetini, bir hukuk devleti olarak demokratik normlarla uyumlu davranmaya davet ediyorum.
Ancak Türk Hükümetine yönelik yapılan eleştiriler ile Türkiye’nin AB üyelik sürecinin farklı hususlar olarak ele alınmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. AB’nin Türkiye’ye böyle bir zamandaki mesajının, üyelik müzakerelerinin daha da yavaşlatılması doğrultusunda olmamalıdır. Çünkü bu sadece Türkiye’deki demokrasi ve AB karşıtları ile Avrupa’daki Türkiye karşıtı çevrelerin işine yarayacaktır. Oysa AB, Gezi Parkı eylemcilerine sahip çıkmalı, Türk demokrasisinin güçlenmesine ve farklı hayat tarzlarına saygı gösterilmesine destek olmalıdır.
İşte bundan dolayı, Sayın Başbakan, katılım müzakerelerinde, AB’nin yeni fasıllar açmasına yönelik katkınızı bekliyorum. Hollanda her zaman Batı Uygarlığının yüksek değerleri için sürekli bir umut ışığı teşkil etmiştir. Zaman, Türkiye’de demokrasinin yükselişi için gösterilen çabalara destek verme zamanıdır.
Saygılarımla,”
Ve Almanya Başbakanı Merkel’e yazılan mektup:
“Sayın Şansölye,
İstanbul Gezi Parkında genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareket, bir umut ve ilham kaynağıdır. Avrupa’yla paylaştığımız bu değerler, AB ve özellikle Almanya tarafından desteklenmesi ve teşvik edilmesi hayati önem taşımaktadır.
Son yıllarda demokrasi, özgürlük ve insan hakları bağlamında giderek gerileyen ve kötüleşen duruma verdiğiniz tepkiler yerindedir. Bu eleştirilerin AKP Hükümeti üzerinde mutlaka bir etkisi olacaktır, ancak AKP’ye yöneltilen bu eleştirilerin, Türkiye’nin AB ile bağlarını, bilhassa AB’ne katılım müzakerelerini yavaşlatması veya askıya alınmasını, bundan da ötesine geçerek, Türkiye’nin AB’ne üye olamayacağı yönünde bir tutum içerisine girilmesi haksız, yersiz ve yanlış bir yaklaşım olacaktır. Buna da ilaveten, Türkiye’nin demokratik temelini güçlendirecek yeni ve önemli fasılların açılması Türk Halkının AB ile bağını yenileyecektir.
Bu anlamda Türk halkına yönelik mesajlarınız şu hususlara değinmelidir:
1. Türk gençliğine, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına ve Türkiye kökenli Alman Vatandaşlarına verilmesi gereken en önemli mesaj; Türkiye’nin dostu Almanya’nın, AKP Hükümetinin baskıcı ve dayatmacı tutumuna karşı olduğu.
2. Meydan okumaların (challenge) diyalog ve demokratik yollardan çözüme kavuşması gerektiğini.
3. Almanya’nın, Türkiye’yi Avro-Atlantik Camiasında laik ve demokratik bir üyesi olarak görmek istediğini.
4. Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin öngörüldüğü şekilde sürmesi gerektiğini.
Bu yönde yapacağınız bir açıklama ve girişim sadece Türkiye-Almanya değil, aynı zamanda Türkiye-Avrupa ilişkilerine de çok önemli ve tarihi bir katkısı olacaktır.”
Bu arada, mektupların ucunu yakmayı unutmamışsınızdır umarım!
Sizi ayakta alkışlıyorum!
Türkiye siyaset tarihi ve CHP tarihi sizi unutmayacak, emin olun!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!