Muhalefet, İktidar Olmak İstemiyor!
Din, ideoloji, siyaset daha doğrusu her şey insanların sağlıklı ve huzurlu olması için bir araçtır. Milli ve dini bayramlar veya halkımızın önemli saydığı kutsal günler,toplumun mutluluğunu temin etmek için bir vesiledir. Bir araç, huzursuzluk kaynağı oluyorsa, orada şiddet vardır. O zaman din, ideoloji, siyaset ve emek de şiddete alet ediliyor demektir. İktidarı değiştirmenin yolu sandıktır. Şiddet ise darbeyi hazırlar. Bugüne kadar darbe ile gelen sandıkta yok oldu… Sağlıklı, güçlü ve iktidar olmak isteyen bir muhalefete ihtiyaç vardır. Muhalefet, iktidar olmak istemediği için şiddet söz konusudur…Çünkü bir ülkede güçlü muhalefet, demokratik kuralları işletir ve iktidarı her zaman denetler…
Halk, iktidarı dört yılda bir denetler. Halk beğenirse devam der, beğenmez ise sandıkta yok eder. Ama muhalefet ise mecliste her gün iktidarı denetleyecek ve halkı bilgilendirecek. Bilgilendirilmeyen halk, iyiyi kötüyü ayırt edemez. AKP, üç dönemdir görevine devam etmesinin nedenlerini irdeleyelim.
1. AKP görevini çok iyi yapıyor, halk memnundur. Bu nedenle üç dönem iktidardır.
2. Muhalefet, iktidarın olumsuz yönlerini halka anlatamıyor. Bu nedenle AKP üç dönem iktidardır.
3. Muhalefet, iktidarın olumlu icraatlarını, olumsuz olarak yansıttığı için inandırıcı olamıyor. Bu nedenle AKP üç dönem iktidardır.
4. Muhalefet, iktidarı denetleyemiyor. Bu nedenle AKP üç dönem iktidardır.
5. Muhalefet, iktidarı denetlemek istemiyor. Bu nedenle AKP üç dönem iktidardır.
6. Muhalefet, iktidar olmak istemiyor. Bu nedenle AKP üç dönem iktidardır.
Denetlenemeyen bir iktidar, yaptığı her icraatın doğru olduğunu düşünür. Hatta öyle bir noktaya gelir ki hiç kimseye sormaz. Sormaması da normaldir. Çünkü hiç kimse demokratik kuralları işleterek ses çıkarmıyor. Muhalefet doğruları ve yanlışları ortaya koymuyor. Bu nedenle istediğim gibi yaparım anlayışı zuhur edebilir. İşte bu durumda muhalefetin denetleme görevini tam anlamıyla yerine getirirse, iktidarın düşüncesini değiştirir hem de demokratik kuralların işlemesine yardım eder. Bunun örneğini Amerika’da görebiliriz. İki dönem demokrat partisi ikinci dönemden sonra cumhuriyetçiler iktidar oluyor. Ülkemizde Muhalefet oyunu yükseltmesi gerekirken oy kaybına uğruyor. İktidar ise çıtayı yükselterek yoluna devam ediyor. Amerika’daki muhalefette mi yoksa bizdeki muhalefette mi anormallik vardır diye sormamız gerekir.
Geçmişte muhalefet, denetleme görevini yapamadığı için her on yılda bir darbe olmuştur. 27 Mayıs 1960 darbesini yapanalar, 71 muhtırasını verenler, 1980 ihtilalini yapanlar, 28 Şubatı gerçekleştirenler ve destek verenler, sandıkta yok olmuşlardır.
Gezi parkındaki gençler ve çevreciler, haklıdır. Polisin davranışı da hoş değildir.Ama bu söz konusu gençleri ve çevrecileri istismareden provokatörleride görmemezlikten gelmek mümkün değildir. 200 civarında yaralı polis, bir o kadar da sivillerden de yaralı vardır.. Bir görevli vatandaşının çadırını yakıyor ise; bir vatandaş, emniyet mensuplarına saldırıyorsa bunlar,provokatördür. Siyasilerin, bu provokatörlere engel olması gerekmez mi? Siyasi partiler, tabanlarına mesaj vereyim derken provokatörlere yardım ediyor diye düşünüyorum. 1959 yılında taksimde yapılan yürüyüşler, aynı anda ülkenin geneline yayılmıştı, sonra 60 ihtilali yapıldı.1959 yılında taksimdekiolaylarda muhalefetin takındığı davranış ile bugün gezi parkındaki olaylarda muhalefetin davranışıaynı…
Sonuç itibariyle gençler ve çevreciler haklı. Provokatör değil ise polisin tutumu etik değildir. Provokatör değil ise emniyet mensuplarını yaralayanların davranışı hiç hoş değildir. Ama muhalefet de iktidar olmak istemiyor!… Saygılarımla…