Vizyoner Kastamonulular Neredesiniz?
Dün eskilerden bir gazeteci arkadaşım telefonda ‘Usta ne zaman yazacaksın, Kastamonuspor’da işler kötü…” diye bir serzenişte bulundu.
Yerel basından ve sosyal medyadan Kastamonuspor ile ilgili gelişmeleri an be an takip ediyorum…
Gazeteci arkadaşım Kastamonuspor’a işler kötü dedi ya, telefonu kapatınca şöyle bir maziye gittim…
Yıllar yılı adını taşıdığı kendi öz şehrinde otel odalarında kalan, her yıl resmi kurumların misafirhanelerinde boynu bükük kalan, dahası yazları öğrenci yurtlarında, havalimanın eski tesislerinde kalan Kastamonuspor’un o eski göçebe hayatı bir an gözümün önüne geliverdi.
Kastamonu Gazetesi’nin Belediye Caddesindeki eski idarehanesinin en üst katındaki kiralık dairede yakacak odun ve kömür alamadıkları için pazar yerindeki, sebze, meyve ve balık kasalarını toplayarak kaldıkları evde, sobaya atarak ısınmaya çalışan futbolcuların durumlarını hatırladım!
Köy Hizmetleri ve Şeker Fabrikası misafirhanelerinde futbolcular çok ses yaptıkları için kovulduğu günleri anlatmıyorum bile…
Kastamonu’nun yetiştirdiği değerli devlet adamı Sayın Murat Başesgioğlu ve dönemin valisi rahmetli Mustafa Kara’nın olağan üstü gayretleriyle bu şehrin esnaflarından bir bir toplanarak Kuzeykent’te çok zor şartlar altında yapılan İsmail Dikmenli Tesisleri’nin yapılışını daha dün gibi hatırlıyorum…
Eski Kastamonuspor’un yönetimlerinde uzun yıllar yöneticilik yapan çok sayıdaki dostlarımız kulüp iyi yönetilemediği için hala bedel ödüyorlar!
Geçtiğimiz hafta bir düğün merasiminde eski taraftar derneği başkanı ve kulüp yöneticisi Hüseyin Yazıcı ile karşılaştım. “Naber başkan, artık maçlara da gelmiyorsun! Neden bu kadar küstün” demeye kalmadı… “İzzet abi sen bizim ne kadar cefakarlık ve fedekarlık yaptığımızı en iyi bilenlerdensin. Adam yokluğunda yönetime girdik, maliye ve SGK tarafından kulübün eski borçları yüzünden benim gibi adam 120 bin lira para ödedi. Kırgınım, kızgınım şehri yönetenlere!” dedi, lafı ağzıma tıkadı.
Hal hatır sorup soracağıma pişman etti beni.
Kastamonuspor sevdalılarından arada sırada duyuyoruz, kimilerine göre kulübün borcu 12 milyon, kimilerine göre 22 milyon kimilerine göre 32 milyon lira… Doğrusu hangisi bilmiyorum.
Tek bildiğim dünde bugünde maalesef Kastamonuspor’un iyi yönetilemediği.
Zaman zaman yerel basında okuyoruz, kulübün borçlarından kurtulması için Kuzeykent’teki İsmail Dikmenli Tesislerini yıkıp yerine rezidans, yurt, akaryakıt istasyonu gibi gelir getirici düşüncelerin olduğu yönünde… Bu değerli arazi ile ilgili herkesin hesabı kitabı olabilir.
İşte o tesisler, kulüp zorda olduğu zaman icralık olmasın ve yok olmasın diye yarısı İl Özel İdare’nin yarısı Kastamonu Belediyesi’nin üzerine bilerek yapıldı!
Özellikle spor kamuoyu tarafından “Cengiz Abi” olarak anılan sayın Cengiz Aygün’e buradan seslenmek istiyorum.
Yeni bir tesis yapmadan, kulübü yeni evine taşımadan, sakın İsmail Dikmenli Tesisleri ile ilgili bir tasarrufa kalkışmayın.
Yukarıda eski yıllarda çekilen zahmetleri ve zorlukları anlatmaya çalıştım.
Sayın Cengiz abi…
Bakın şimdi beni iyi dinleyin…
“Geçen sezon oğlunuz başkan olduğu zaman bir onur kurulu listesi yayınladınız. Kastamonu’da sözünü dinlediğiniz insanlar size bu listeyi yaparken dahi hata yaptırdılar.!
Oğlunuzun başkanlığında oluşturduğunuz yönetim kurulunda proje üretecek, kulübe vizyon katacak, gelir sağlayacak bir tane dahi yönetici yok. Sizden önceleri olduğu gibi şu anki yönetimde bulunanlarda şeref tribünün de kasıla kasıla oturur ama hiçbir şey üretmeden oturur!
Vali parayı versin, belediye başkanı parayı versin, Kastamonu’daki ve İstanbul’daki hemşerilerimiz parayı versin biz harcayalım. Oh ne ala… Böyle bir dünya yok.
Halbuki yönetim kurulu yapılırken vizyoner, ufku açık, sürekli gelir getirici projeler üreten insanlar olsaydı, bugün çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
Yıllar yılı bu şehrin esnafı Kastamonuspor’u buraya kadar taşıdı. Kabul etseniz de etmeseniz de Türkiye’de inanılmaz bir ekonomik kriz var. Covid salgınından dolayı 1,5 yıldır yerel esnaf zaten zor bir süreç geçiriyor. Bu şehrin esnafı hele hele böyle bir zorlu sürecin ardından Kastamonuspor’a yardım edemez! Etmek ister ama ekonomik krizden dolayı edemez. Bunu böyle bilin.
İstanbul’da Kastamonu adını taşıyan 800’ün üzerinde hemşeri derneği var. Vakıf var, KAS-DER, Kastamonu Güç Birliği Platformu, Kastamonu Kadın Derneği, Kastamonu Dernekler Federasyonu ve Kastamonu Holding vs. birçok kuruluş var.
Hatta hatta birde İstanbul Kastamonu Gençlik ve Spor Kulübü “İstanbul Kastamonuspor” var.
İstanbul Kastamonuspor’un kendi tesisleri var, kendi otobüsü var, şimdilerde Yıldız Teknik Üniversitesi ile çok kapsamlı bir ortaklığa da imza atmak üzereler… Devamında Türkiye’de hiçbir kulübün aklına gelmeyen Uluslar arası büyük bir projeyi de uyguluyorlar. Hatta İngiltere’nin dev kulüplerinden West Ham United ile örnek bir proje bile yürütüyorlar. Bu tür projeleri ancak ve ancak vizyoner, ufku açık insanlar yapabilir.
Türkiye’nin en önde gelen firmalarından çok sayıda sponsorları bile var.!
Kastamonu’daki ve İstanbul’daki muhataplarınızla şimdiye kadar neden bir masada oturup istişare etmediniz?
Hele hele böyle bir dönemde sürekli para para olmaz… Bazen bir pratik zekalı adam vardır yakınınızda, dersine çok iyi çalışmıştır pratik zekalıdır ve size 1-2 milyon lira gelir getirecek bir projeyi sunuverir önünüze… İşte tek eksiklik bana göre budur.
Sayın Cengiz Abi;
Biliyorum, kulübe artı değer katacak çevrenizde kimseciklerde yok. Herkes şakşakçı olmuş… Herkes akıl vereceğine, para ver! Gibi klişe sözlerin arkasına sığınır olmuş.
Halbuki, yönetim yaparken üreten beyinlere de yer verilebilseydi…
Belki de biz eksik biliyoruzdur… İstanbul’daki bu derneklerle, bu holdinglerle veya “Kastamonu” isminden güç alan kurumlarla siz bir araya gelmek istediniz de onlar mı yanaşmadılar? Bunu da bilmek isteriz… Bu insanlarla dar çerçeveli toplantılar yaptınız da gelmediler mi?
Herkes oturunca mangalda kül bırakmıyor, lakin iş icraata gelince herkes ‘kem-küm’
Yetişmiş beyin gücü göçü, sadece Kastamonu’nun sorunu değil. Bu sorun Türkiye’nin en önemli sorunu.
Şayet siz güzel, akılcı ve uygulanabilir bir proje ile Kastamonulu olsun ya da olmasın karşılarına çıkarsanız, inanın bana çok sayıda sponsor bulabilirsiniz. Bunu, Altınordu Spor Kulübü’de İstanbul Kastamonuspor’da çok iyi yapıyorlar.
Buradan hem sayın Cengiz Aygün’e hem de İstanbul’daki “Kastamonu” ismini taşıyan dernek, vakıf, şirket ve holding yöneticilerine de çağrımdır.
Daha neyi bekliyorsunuz üretmek için… Gelin artık bir araya… Bir iki kişinin elini taşın altına koymasıyla bu işlerin olmadığını herkes gördü artık. “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti”
Mesele sadece Kastamonuspor meselesi de değil. Mesele, Kastamonuluların samimi bir şekilde üretmek için bir araya gelememesindedir!
O dernek şu siyasi görüşlü, bu dernek şu görüşlü ya da o iş insanı bizden değil gibi ucuz ve basit söylemlerle kişileri ve kurumları ayrıştırırsanız, bu memleket hiçbir yere varamaz.
Vasıfsız bir insana 100 milyarı teslim edersiniz kısa bir süre içinde sıfırı tüketir… Akıllı ve zeki bir adam ise ürettiği pratik projelerle, kısa süre içinde gerekli olan paraya pekala ulaşabilir!
Ulaşamaz mı?
Günün Sözü
“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”
Hz. Mevlana