Yaklaşık 16 milyon öğrenci için karneleri almaya geri sayım başladı.
Zayıflar, takdirler, teşekkürler, ağlamalar, gülmeler, hediyeler, neden bana hediye yok diyenler…
Eğitim sektörü kantincisinden, öğretmenine bir iş sahası olduğu gibi öğrenciler içinde adete bir iş. Mini mini birler çalışkan ikiler derken 12 yıl bitiveriyor bir çırpıda. Yüksekokul, üniversite, yüksek lisans, doktora derken hayatının çeyrek bölümü öğrencilik mesleğinde geçiyor.
Staj dönemi en uzun süren meslektir öğrencilik.
Yol parası, yemek parası, kalem, defter, silgi, okul aidatı hep aileden kesinti yapılır.
Anne ve baba çocuklarını maaşa bağlar bu durumda.
Yılın işvereni olmak için tüm aileler büyük bir çaba içinde…
5 yaşında anaokulu, 6 yaşında ilkokul, 9 yaşında sınav stresi çocukla beraber tüm aileyi sarar. Babalar öğrenci işçisinin maddi giderlerini karşıladığı için manevi ihtiyaçlar anneye kalır genelde.
Bu manevi güçle çocukla çalışılan dersler o kadar etkiler ki çoğu ebeveyni; nasıl olsa ben de ders yapıyorum, bari dışardan sınavlara gireyim de diplomam elimde olsun düşüncesiyle sınavlara girilir ve azımsanamayacak bir başarı elde edilir.
Evladım paranı veriyorum, arkadaşlarınla geziyorsun benim ödülüm bu mu olacak? İnternet, telefon yasak diyen ebeveyne öğrenci işçisinin cevabı hep aynıdır. “Tamam, ikinci dönem düzelteceğim, olmadı seneye, vallahi okuyacağım.” Çaresiz kabullenir aile bunu.
Birçok ebeveyn “çocuğum bırak şu telefonu” der, saatlerce telefonda konuşur.
“ Evladım sana bilgisayarın başından kalk demedim mi ben? ”der,sanal bahçesindeki meyveleri sebzeleri kontrol eder.
Bir de “Bu çocuk hiç ders çalışmıyor, kitap da okumuyor ne yapacağımı bilemedim” diye altın günlerinde verimsiz işçisini çekiştirir.
Ailelerin birçok konuda haklı olduğunu biliyorum. Emeklerinin karşılığını almak, çocukları için iyi bir gelecek istemek hakları.
Ama kitap okuma konusunda ya da internet kullanma konusunda çoğu anne baba oldukça bilinçsiz. Örnek oldukları tablonun farkında değiller.
Her olayda bir otorite olması gerektiği gibi eğitim konusunda da ciddi bir otorite sağlanması gerekiyor. Tabi bu şiddetle sağlanabilecek bir durum değil.
Elinizden gelen herşeyi yaptığınızı fakat çocuğunuzun hala eğitim alanında başarısız olduğunu biliyorsanız ve görüyorsanız daha fazla kendinizi kandırmayın derim. Ortaöğretimde üst üste kalan ya da biraz torpille geçen çocuğunuzun öğrencilik stajını uzatmanın size ya da kendine ne faydası olabilir.
**
Aslında tüm iş alanlarında terfi etmek için verilen karne keşke dernekçilere ve siyasetçilere de verilse yazılı belge olarak.
Karnenin sol tarafında olan Matematik, Türkçe, Fen Bilgisi, Din Kültürü, Sosyal Bilgiler dersleri dışında sağ tarafında yer alan sosyal durumları nasıl olurdu acaba?
Düzenli Beslenme alışkanlığı konusunda dernekçilerimiz ve siyasetçilerimiz “Pekiyi” alırdı muhakkak.
Katılımın sağlanması için toplantıların yemekli olması şartı kabul görmüştür çoğunlukla.
Grup çalışması konusunda çoğu sınıfta kalırdı.
“Ne gerek var canım, bir iş yapılacak da, herkes göz önünde olacak da, Eee ben nerde olacağım bu oluşumda, ya geri planda kalırsam” fikri grup çalışması konusunda sınıfta bırakırdı.
Kendini tanıma konusunda “vasat “olsalar da tanıtma konusunda “ takdir” belgesi alabilirler.
Karne stresi olmadığından olsa gerek; siyasetçi ve dernekçilerimizin bu kadar rahat tavırlar sergileyebilmesi…