NUH’UN TADI SİYEZ BULGURU
Aslına bakarsanız Malatya’da kayısı, Antep’te fıstık ne ise Kastamonu’da da Siyez Bulguru o olabilir bence. Bu buğday türü Türkiye’de sadece Kastamonu’nun özellikle İhsangazi, Seydiler ve Devrekani ilçelerinde üretiliyor. Üretilen buğdayın bir kısmı hayvan yemi olarak kullanılırken kalanı bulgura işleniyor.
Adından söz ettirmesinin sebebi ise besleyici özellikleri!
Ekmeklik buğdaya göre daha yüksek protein, düşük karbonhidrat içerir ve kan şekerini daha dengeli yükseltir, tokluk hissi sağlar. Bu açıdan diyabet hastaları ve diyet yapanlar için uygundur. Tabi porsiyon kontrolü her yemekte olduğu gibi burada da devrede olmalı. Bol lifli olmasından dolayı sindirim sisteminin çalışmasını destekler.
Bulgurun pirinç pilavına tercih edilmesi içerdiği posa/lif yönünden önemlidir. Kalori bakımından farkı yoktur. Kabızlık sorunu yaşayan, diyabetik beslenen ve kilo vermek isteyen bireyler pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tercih edebilirler. Tabii o öğündeki ekmeği iptal etmek doğru bir yeme davranışı olacaktır.
Siyez buğdayı genetiği hiç değişmeden günümüze gelen ilk buğday türüdür. Sıkı kavuzlu yapısı sayesinde hastalıklardan korunur. Sarı renkli bulgurlar gibi üretilirken rengi açılmadığından besin değeri düşmemektedir. Verimsiz toprağa ve kuraklığa karşı dayanıklı bu besleyici buğday türü yurt dışına ihraç çalışmaları devam etmektedir.
Adına yaraşır bir biçimde her sene İhsangazi Siyez Bulguru Festivali düzenleniyor.
Ayrıca Nuh’un tatları olarak da bilinen Slow Food Biyo Çeşitlilik Vakfı, İhsangazi Siyez Bulguru’nu Türkiye’deki ilk ve tek Slow Food Presidia’sı olarak ilan etmiştir. Bu yapılacak çalışmaları arttıracak bir gelişme…
