İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. NEHİR YAĞMURU

NEHİR YAĞMURU

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 NEHİR YAĞMURU

Çok uzun yıllar önce kendine dolanmış, yönünü bulmaya çalışarak akan, derununda taşıdığı kum misali duyguları denize ulaştırmaya çalışan bir nehircik varmış.
Bir yandan akarken bir yandan da yatağı büyüyormuş, büyüdükçe denize ulaşma arzusu da şiddetle artıyormuş. Bir ses duymuş bir akşam…
“gel” diyormuş. “bana ak”
Önce rüya zannetmiş, inanamamış.
Sonra da merak etmiş.
Deniz şiddetle çağırmaya devam etmiş:
“gel, bende seni bekliyorum, bana ak!”
Nehir akışını hızlandırmış, duyuşunu arttırmış, yatağını düzeltmiş ve denize doğru yol almaya başlamış.
Yaklaştıkça kavuşma isteği artar ya, öylesi bir coşkuyla akıyormuş.
Nihayet denize ulaştığında onu saran güçlü kollarıyla karşılanmış.
Billur bir bakış ve duyuşla özlemle bırakmış kendini.
Biraz yorgunluk biraz dinginlik, biraz sakinlik, biraz coşku varmış şimdi denizin sardığı kolların arasında…
“Hayat bu” demiş nehir kendi kendine…
“bunca zaman çoğalarak akışım, yatağımda kıvranışım bugünümü yaşamak içinmiş meğer!”
Deniz içten bir “hoş geldin” der nehrine.
O da onu beklemiştir hep.
Yatağından kopup gelişine açık durmuştur hep.
Yumuşacık bir kalple, derin bir özlemle, sessizce ve iştahla bu günü beklemiştir.
Birbirine dolandıklarında okyanusa benzer bir tatları oluvermiştir birden.
Deniz amacına ulaşmıştır.
Onun hayali okyanus olmaktı ve bunu sadece onu duyan bir nehirle yapabilirdi.
Öyle de oldu…
Çok mutluydu deniz.
Nehir de öyle…
Uzun zaman birbirlerinin dalgalarıyla konuştular…
İyice karıştı tuzları birbirine, tıpkı ruhları gibi…
Lakin deniz bu…
Arada bir kabarır, coşar, öfkelenir…
Nehrin alışık olmayan narin hali yadırgar önce, sonra izler, durulmasını bekler denizin.
Sabreder.
O sabrettikçe deniz daha çok kabarır, daha çok coşar, daha çok öfkelenir.
Nehrin sabrı taşar bir gün” ne istediğini sorar ona, öfkesinin nedenini” sorar.
Deniz sığ derinliğinden sıkılmıştır, dada çok büyümek ister, yol almak ister.
Nehre de yoluna dön diyemez. Hal bu ki hoşnuttur da onunla dolaşmaktan.
Ayağında bağ olduğunu düşünmeden de edemez.
Nehir ferasetlidir.
Suskunluklar kadar coşkunlukları da okur.
Anlamlarını da bilir.
Geçiştirilen her sözün ne anlama geldiğini anlayacak kadar da almıştır hayattan payesini.
Bir sabah erkenden toplar yatağını, geldiği yola doğru akmaya çalışır.
Çalışır çalışmasına da, ne o geldiği yataktır artık, ne de o eski nehir.
Geri gelmek daha da acı veriyordur.
İleri de gidemez.
Gururu tutar onu.
En sonunda akışını durdurur.
Güneş boş durmaz, ışığını iyice arttırır., sıcaklığını da hoyratça boşaltır nehrin üstüne.
Usul usul sularını buharlaştırır.
Canı o kadar yanar ki aslında.
Çaresizliğin içinde gün be gün küçülmeye devam eder.
 Uzun sürmez, azaldıkça azalmıştır artık.
Suları güneşinde yersiz çabalarıyla buharlaşmaya başlamıştır bile.
Bu sırada deniz onun değerini anlamıştır. Yokluğunu hissetmiştir iyice. 
“Vazgeçtim” der, ” hırçınlıktan, öfkeden, hırstan, dön geri…”
Ne var ki nehir küsmüştür bir kere.
Kendini tüketerek güneşe bırakmıştır kendini damlacık damlacık.
Kendini yırtarcasına son damlasını da yok etmiştir.
Güneş haline acır, insafa gelir;” söz veriyorum” der. “Sen bana damla damla geldin, ben de seni yeryüzüne damla damla tekrar kavuşturacağım.”
Nehir sularındaki hüzünlü acıya gülümseme katarak güneşe teşekkür eder.
O günden beri yağan her yağmurda biraz sevinç biraz hüzün olması bundandır.
O günden beri denizin okyanusa kavuşma hevesinin kalmaması da bundandır.
Tek avuntusu ve yalnızlığının tek tesellisi üzerine düşen yağmur taneleri olan denizin nehirle çoğalma, onunla mutlu olma arzusu bencilliğinin kurbanı olmuştur.
Ne yazık ki olan nehire olmuştur.
Hayallerine İnanmasının bedelini kendisini yok ederek ödemiştir.
Ne kalabilmiştir ne de tam gidebilmiştir.
Ne varolabilmiştir, ne de tam yok olabilmiştir.
Ne birlikte olabilmiştir, ne de ayrı.
Ne susabilmiştir, ne de konuşabilmiştir.
Bir damlaya tüm sözcükleri sığdırır, tüm hüzünlerini toplar ve kendisi gibi hüzünlü yüreklerin avuçlarına bırakır.
Ve denizin gözyaşlarını bereketlendirir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!