Genç Nesile Genç Sahabiler’den Örnek Hayatlar – 1
MUS’AB BİN UMEYR – 1
Mekke…
Miladi 7. asırdayız…
İki Cihan Serveri’nin Nübüvvetinin ilk zamanları…
Umeyr bin Haşim ve karısı Hunnas binti Malik… Mekke’nin en soylu ailelerinden Abdüddaroğullarının mensupları…
Ve Kabe’nin liva(sancaktarlık), sidane veya hicabe (Kabe Muhafızlığı) görevleri bu ailenin sorumluluğunda…
Ve Hunnas binti Malik’in biricik oğlu, gözbebeği…
Ve bir genç Mekke sokaklarında…
Bir bakan bir daha bakıyor…
Genç kızların yürekleri yanıyor o alına salına yürürken Mekke yollarında…
Mekke’nin en yakışıklısı, en güzel giyineni, en güzel kokuları sürüneni…
Onun giydiği elbiselerin kumaşı kimselerde yok, süründüğü kokuların benzerine sahip olan yok ve onun gibi yakışıklısı görünmüş değil Mekke delikanlıları arasında…
Gıpta edilesi bir hayat… Kıskanılası bir zenginlik ve refah…
Ama yürekte bir boşluk…
Dünyanın zenginliği, ailenin şatafatı, hayatın lüksü bedeni, nefsi doyuruyor ama ruh aç! Kalp ritimsiz!
Ve Mekke sokaklarında bir dedikodu;
“Muhammed-ül Emin İslam diye bir dinin Peygamberi olduğunu iddia ediyor ve insanları bu dine davet ediyor!”
Kulaktan kulağa fısıldanan bir adres; Erkam’ın evi…
Erkam’ın evinde bir hareketlilik var o gün… Mekke’nin en yakışıklısı, en güzel ve pahalı giyineni, en güzel kokuları sürüneni ve en soylu ailelerinden birisinin gözbebeği orada… Hunnas’ın oğlu Musab bin Umeyr’in gözleri Muhammed-ül Emin’i aramakta…
Kainat’ın Efendisi’ni görüp de etkilenmemek mümkün mü? Musab da, Muhammed-ül Emin’i görür görmez yüreğinin çağladığını, kalbinin ritminin arttığını ve gönlünün tarifini yapamadığı bir huzurla dolduğunu tüm iliklerinde hissedenlerden birisi…
Ve Erkam’ın evine giderken kalbini, yüreğini, belleğini işgal eden tüm soruların, tüm açlıkların, tüm huzursuzlukların ilacı, Efendiler Efendisi’nin bakışlarında…
Henüz 18 yaşında…
Hayatının baharında, en deli dolu çağında…
Hayata, dünyaya, dünyanın zevklerine ve debdebesine en çok ram olunan bir yaşta…
Musab bin Umeyr, 18 yaşında, 18’inci Müslüman…
İslam’a daveti kabul eden 17’nci şerefli insan…
***
Mekke…
Adına Cahiliye Devri denilen karanlıkların en kara zamanlarında…
Aydınlık bir ufka gebe…
Nur dolu bir doğumun arifesinde…
Daha doğrusu içinde, tam merkezinde…
Erkam’ın evi artık 18 kişilik!
Fahr-i Kainat ile birlikte 17 şerefli insan…
17’nci Musab bin Umeyr…
Hunnas’tan ve herkesten gizler Müslüman olduğunu…
Biz açıktan kılmazken namazımızı, o gizliden gizliye yapar ibadetini…
Ve yaşar insanın ihanetini…
Annesine uçurulur “Musab namaz kılıyor!” jurnali…
Yokluk başlar artık, açlık, sefalet ve hapislik…
“Ya bu dinden döneceksin ya da aç ve sefil olarak hapis kalacaksın!”
Dönmez Musab…
“Ya bu dinden dönersin ya da Hunnas kahrından ölür!”
Annesinin en büyük tehdidi ve kozudur bu kasem!
Ve Musab’ın cevabı;
“Allah’a yemin olsun ki, bin Hunnas ölse de bu dinden dönmem”
(Devam edecek…)