Bir seçimin sonuçlarını irdelemek oldukça zor ve risklidir. Hata olasılığını en aza indirmek için akademik yöntemleri olabildiğince kullanmak zorundasınız.
Oy verenlerin yaş grupları, mesleksel dağılımları, cinsiyet faktörü; beklentiler, beklentilerin karşılanma düzeyi; liderler ve yerelde adaylar; vaatler, yatırımlar, istihdam, yaratılan refah ve bu refahın dağılımı gibi bir çok etken birlikte ele alınarak değerlendirilirse sağlıklı bir sonuca ulaşılabilir. Bu anlamda benim burada yapacağım değerlendirme gözleme dayalı kişisel bir düşünceden öteye gitmez, gidemez. Okurumuzun da böyle okuması dileğimdir. Tabi ki hoş görerek yaklaşılırsa mutlu olurum.
Kastamonu genelinde AKP ağırlığını iki nedene dayandırıyorum. Bunlardan ilki AKP’nin iktidar gücüne sahip olarak seçimlere girmesi, elindeki kamu kaynaklarını genel yarar ilkesinden daha çok seçim yatırımı olarak doğrudan bireylere yönelik “kıyak” olarak kullanmasıdır. Özellikle yaşlı nüfusun yoğun olduğu köylerde yapılan doğrudan yardımlar sonuçlar üzerinde etkili olmuştur. Bu yöntem daha çok İl Genel Meclisi oylarında kendisini hissettirmiştir. Yoksa Kastamonu kırsalında göze değen bir farklılaşma ve iyileşme görülmemektedir. Zaten yaşlı nüfusun “genel yarar” beklentisi de yoktur. “Mevcudu korumanın, yolu mevcut iktidarla olanaklıdır” bakış açısı egemendir. Yatırım, istihdam gibi bir beklenti olmayınca günü birlik iyileştirme destekleri prim yapmaktadır. Öyle de olmuştur.
Kastamonu’da AKP’yi öne çıkaran ikinci “kıyak” muhalefet partilerinin Kastamonu ile ilgili etkileyici ve inandırıcı politika üretememiş olmalarıdır. Açık söylemek gerekirse Kastamonu, muhalefet partileri için üzerinde çalışılması gereken bir kent olarak görülmemiş, ajitasyonlarla idare etme yoluna gidilmiştir.
Belediyeler boyutunda ise benim dikkatimi çeken ayrıntıları şöyle özetleyebilirim:
Kastamonu merkezde MHP, belediye başkanlığını “ garanti” görmüş ve yeterince “asılmamıştır”. Seçim öncesi gelişen gündemle AKP’ye fark atması gerekirken ( ve beklenirken) seçimi kaybetmiş, AKP’ye Tahsin Babaş’a vermiştir. Bu sonuç, Hamzaoğlu ve ekibinin ciddi bir özeleştiri yapması gereğini ortaya koymaktadır.
CHP açısından Sayın Yıldırım’ın, seçimden sonra genel merkezi sorumlu/suçlu göstermesini ise bir türlü anlayabilmiş değilim. Ya oturup doğru düzgün bir ön değerlendirme yapılmadan sürece girilmiştir ya da CHP genel merkezi Kastamonu’da belediye başkanlığını kazanmamak istemiş, Sayın Yıldırım’ı harcamıştır. Oysa Sayın Yıldırım, deneyimli bir politikacı olarak kimi gelişmeleri öngörebilir ve işi sona bırakmayabilirdi.
Önemli saydığım bir gelişme Bozkurt sonuçlarıdır. MHP ile belediye başkanlığına başlayan ve AKP ile uzun süre devam eden Başkan Cambaz, “banko” gibi duruyor algısı etkindi. Demek ki; AKP’ye geçince Bozkurt’un klasik MHP misyonunu taşıyamadı. Bozkurt, MHP özüne yöneldi ve seçimi Abdullah Bozkurt Ekeş kazandı.
Cide’yi AKP, Nejdet Demir’le ( %51) aldı. Bu ilçemizde Sayın Demir’in AKP’nin önüne geçtiğini ve kişisel bir başarı sağladığını söylemek çok yanlış olmasa gerek.
İnebolu’yu Engin Uzuner aldı (MHP), Daday’ı Hasan Fehmi Taş (CHP) aldı. Abana’da seçimler öteden beri AKP ile Şevket Yazgan (CHP) arasında yaşana geliyordu ve Yazgan kaybetti, AKP, Rıdvan Oyar ile aldı. Tosya’da Kazım Şahin bir önceki dönem MHP adayı olarak aldı ve bu kez AKP’nin adayı olarak koltuğunu korudu. Araç’ta AKP kazandı Mustafa Ayanoğlu ile, Küre’de MHP ve Kamil Aydınlı birlikte kazandı. Ağlı’da da aynı şekilde Şahin Çolak ve MHP birlikte kazandı. Azdavay’da Osman Nuri Civelek, Doğanyurt’ta Ahmet Kaya, Hanönü’nde Serkan Uçar, İhsangazi’de Zühtü Danacı, Pınarbaşı’nda Mehmet Yılmaz, Seydiler’de Mehmet Şahin, Şenpazar’da Cem Çınar ve Taşköprü’de Hüseyin Arslan ilçelerinde belediye başkanlıklarına adaydılar ve AKP ile birlikte kazandılar…
Devrekani’de seçimi kazanan dik duruşu ve seçmeniyle bağımsız aday Mümtaz Aliustaoğlu oldu.
Çatalzeytin’de AKP ile MHP arasındaki yarışın 30 Mart turunda seçim iptal oldu. 1 Haziran seçimlerinde CHP ve adayı çekildiler. AKP oyunu artıran, Musa İhsan Uğuz ile seçimi kazandı. Çatalzeytin’deki durum bir Türkiye klasiği olarak tarihe geçti denilebilir, çünkü herhalde AKP-CHP ittifakı sadece bu ilçede yaşandı.
Seçim sonuçlarının sonuçları:
1.Kastamonu, siyaset sahnesinde ağırlığı olamayan ve tartışılmayan bir kent olarak var olmaya çabalamaktadır.
2.Muhalefet, Kastamonu’da (bireysel başarılar dışında) neredeyse yok gibidir. Muhalefet kendisine çeki düzen vermek zorundadır.
3.AKP’ye oy veren seçmenler, günlük çıkarlardan arınıp daha genel, uzun vadeli yararlara yönelik istemlerde bulunulmalıdırlar çünkü verdikleri oy ile bunu iktidardan isteme hakkına sahip olduklarını göstermişlerdir.
4.Metropol kentlerde yaşayan varlıklı ve etkili Kastamonuluların, yalnızca seçim öncelerinde sahne alma alışkanlıklarını bırakıp her zaman ve her yerde Kastamonulu olduklarını hatırlamaları gerekmektedir.
TÜM SEÇİLENLERE BAŞARI, KASTAMONU’YA DA GÜZEL GÜNLER DİLİYORUM…