Göl Anadolu Öğretmen Lisesi mezunu olduğumu daha önceki yazılarımdan birinde yazmıştım. Hayatımın dönüm noktalarıdır o yıllar. Kitap okumaya o yıllarda başladım. Şiir yazmaya da… Ders çalışmanın ne kadar kıymetli olduğunu, illa bir spor dalı ve illaki bir enstrüman çalmam gerektiğini de o yıllarda öğrendim. Bir şey daha var ki; o da tiyatro. Okuduğum her yıl bir tiyatro oyununda görev aldım. Tiyatro oynamak benim için yaşamın bir provası gibiydi. Her yıl ekim ayında tiyatroda oynayacak olan öğrenciler seçilirdi. Nisan ayında da oyunu sergilerdik. Sadece kendi okulumuzda değil birçok yerde sergilerdik. İnebolu, Taşköprü, Kastamonu ve Daday aklımda kalanlar. Benim için inanılması güç bir işti. Çoğu oyun bir saati geçkin sürüyordu. Onlu yaşların ortalarında bir grup izleyici tarafından takdir edilmek te güzeldi.
Tiyatro sahnesinin tozunu yuttuktan sonra daha birçok sahneyi kullandık. Tiyatrodan farklı olarak kendi rolümüzü canlandırdık. Tiyatronun yaşamımın her alanda sağladığı katkıları yadsıyamam. Bundan dolayıdır ki eğitimde tiyatroya önem verilmelidir diyorum.
Günümüzde ilkokullarda yaratıcı ve eğitici drama ile kendini hazırlayan daha sonraki ortaokul ve lise yıllarında ise tiyatro oyunları ile kendi meyvelerini verebilmeli tiyatro. Öyle ki özgüven ve özdenetimini gerçekleştirmiş bir nesil ortaya çıkması belki de bununla olacaktır. Tiyatronun kazanımlarını sayarak derse çevirmek istemiyorum yazımı. Ancak çocuklarımızın amatör de olsa tiyatro ile ilgilenmesini sağlamalıyız.
Kastamonu’da doksanlı yıllarda hemen hemen tüm ortaöğretim kurumlarının tiyatro sahneleri vardı. Şimdi ise çoğu konferans salonu oldu. Konferans salonu elbette ihtiyaç olabilir. Ancak çocukları en temel ihtiyacı olan kendini ifade edebilme kazanımını elde etmek için tiyatro muhakkak önemli bir yer tutar.
Belki de tiyatro denildiğinde Kastamonu ile bütünleşmiş bir isim Rıfat Ilgaz aklımıza gelir. Bu isim benim için Kastamonu refleksi de denilebilir. Tabi oyunlarında Kastamonu’yu anlatan Hadi Çaman’ı unutmamak lazım. Usta’nın izi tiyatro sahnelerinde hala devam etmektedir. Tabi ki Cihan Ünal ve Melek Ökte gibi tiyatro sanatçılarımızı da unutmamak lazım.
Günümüzde ise tiyatro oyunlarının şehir tiyatroları ve devlet tiyatrolarında oynanıyor olması şaşırtıcı. Doğal olarak da oyun yazılması da zorlaşıyor. Özel tiyatroların çoğalması ile birlikte yazılan tiyatro oyunları da çoğalacaktır. Peki, Kastamonu’yu anlatan tiyatro oyunları var mı? Oysa orta oyununda bir Kastamonulu karakter vardır. Oyunları izleyenler bilir ki; Oduncu Kastamonulu Himmet Ağa orta oyunda önemli bir karakterdir. Konuşması ile tam bir Kastamonuludur.
Sözün özü olarak tiyatronun çocuğun hayatında yer etmesi adına çalışmalar yapmalıyız. Belki Kastamonu’yu tiyatro ile daha iyi anlatabiliriz. Bir zamanlar İstanbul’da bu işi Cazibe Çalışma Grubu Tiyatro ekibi yapıyordu. Şimdi bu alanı kullanan sivil toplum kuruluşu maalesef yok. Ama Kastamonu’da iyi işler yapıldığını duyuyor ve takip ediyorum. Yapanların eline sağlık. Rıfat Ilgaz gibi ülkemize değer katmış yazarlar ve Hadi Çaman gibi sanatçılar çıkarmak ancak erken yaşta tiyatro çalışmaları ile olabilir.
Not: 1 Kasım 2015 günü yapılacak olan Milletvekili Seçiminde muhakkak sandığa gidiniz. Seçimi kim kazanır bilmem ama sandığa giden seçmenin kazanacağını biliyorum.
Sağlıcakla kalın…