Millet olarak yıllardır aramızda dolaşıp hainliklerini gizleyenler için “münafık” teriminden başka diyecek bir kelime bulamıyorum. Çünkü ben cehennemin en derin yerinin onlara ayrıldığını biliyorum. Ayetle sabit çünkü… Benim münafıklıklarına kızdığım kadar nankörlükleri de bu insanların… Bu nasıl bir hırstır! Bu nasıl bir basiretsizlik ve karaktersizliktir işte buna daha çok şaşırıyorum. Haydi şahsiyetini kaybettin, şuurunu yitirdin, imanını da susturdun ve fikrini kiraya verdin de biz sizi mütedeyyin Müslümanlar olarak bellerken secdeye vardığınızda kimin önünde eğildiğiniz de mi size hatırlatmadı varoluş sebebinizi!
Ah canımızı acıtan en çok da ihanet ve inayetsizlik 15 Temmuz gecesi.
Yüzünüze ve yüreğinize ne kadar ah etsek az.
Şehitlerimizin yakınları için bu darbe hiçbir zaman bitmeyecek ve hesabının bütün acısıyla ahirette görülecek. Çünkü yaptıklarınızın cezasını ve acısını hafifletecek bir mahkeme ve verilecek ceza yok henüz. İdam bile edilseniz bu böyle. Öyle bir azap yaşamalısınız ki ölüp ölüp dirilmelisiniz. O azabı ebediyen çekmelisiniz bir hain olarak.
Peki ya gazilerimiz…
Onların da ciğerinde habis bir ur gibi öfke ve nefretle yaşıyorsunuz. Pek çoğunun vatanseverliği “neden şehit olamadım!” boyutunda.
Ne şehit ne de gazi olamayıp sokaklarda yaralanan ve şehit olanlara yardım etmeye çalışanların öfkesi de bambaşka. Hepsi de öfkeden ve nefretten bir yaprak şimdi siz hainlere karşı.
Bir de bu darbe girişimini kırk sene evvel yaşayıp o zamanın tepkisizliğinin pişmanlığını aşikar etmeye imkan bulanlar var. Onlar ne yapıldığının oldukça farkında ve yıllardan özür dilercesine cansiperane tankların ve kurşunların önünde durdular.
Allah tüm şehit ve gazilerimizden razı olsun.
Hepimize sabır versin.
Benim öfke duyduğum diğer güruh ise darbe girişimi akşamı “sular durulsun, rüzgara göre hareket ederiz” diyen beyaz Türkler. O akşam seslerini yutmuş ve biteviye saatlerce hareketsizken dahası öncesinde de hükümete ve seçilmiş Cumhurbaşkanımıza küstah tavırlar gösterirken Milli İrade Mitinginde en parlak vatansever gibi görünmeleri.
Ah ülkem…
Seni inciten ne çok insan var bağrında dolaşan.
Bir ses versen ve sitemlerini bırakıversen ne çok kişi utanırdı yaptıklarından belki.
Belki…
Ne acı ki belki…
Şimdi toz duman bir nebze dağılmışken ve o vahim geceyi iliklerine kadar solumuşken önce Rabbime sonra kendime sonra da çevreme karşı sükûnetim arttı. Daha çok düşünüyorum, daha az konuşuyorum. Daha fazla öfkeleniyorum hainliklere, nankörlüklere…
Benim başka vatanım yok, başka devletim yok, başka bayrağım yok, başka toprağım da yok.
En ufak bir hain imalarına da tahammülüm yok!
Gerek buradaki adalet gerekse ahiretteki adalet ebedi azabınızı yaşatana kadar buğzedeceğim size hainler…
Ve dua edeceğim ülkemin baharlarında çiçeklerin hep açması için.
Ve daha daha daha çok çalışacağım ülkemde barış ve huzur içinde yaşamak için…