İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BAYRAM AŞK DEMEKTİ

BAYRAM AŞK DEMEKTİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Yine bir bayram telaşı sardı hepimizi öyle değil mi? Klişe gibi olacak ama “Nerde o eski bayramlar” demeden geçemeyeceğim. Hepimizin bildiği üzere dini bayramlarımız Anadolu misafirperverliği ruhuna uygun olarak yaşanır. Yöre ve örf adetlerine göre farklı şekilde kutlanır. İşte o illerden biri de benim de mensubu olduğum Kastamonu’ya 185 kilometre mesafedeki Karadeniz’in cennet bahçesi olan Bartın ilimizdir. Çocukluğum ve gençliğim şanslı bir jenerasyonda geçti. 1980-1990’lı yıllardan bahsediyorum. O yıllarda Ramazan ve Kurban Bayramları Bartın’ın belirlenmiş köylerinde her sene sırayla 3-4 gün kutlanırdı. Bayram namazından sonara büyüklerimizin elleri öpülür kurbanlar kesilir, etler ihtiyacı olan hanelere dağıtılırdı. Her evde Bartın ve çevre illere ait yöresel yemekler pişirilirdi. Bir gün önceden köy evlerinin bahçesinde bulunan taş fırınlarda, çöven dediğimiz kalıplarda mısır ve buğday unu karışımından ekmekler pişirilirdi. Tepsi tepsi merdane baklavası, su böreği açılırdı. Karalahana dolması, bakır sinide pişirilmiş kuru yufkadan tavuklu börek, tuzlu sütlaç saymakla bitiremeyeceğim yemeklerimiz bayrama yetiştirilirdi.

          Bayram günü çevre köylerden gelen eş-dost, tanıdık ya da tanımadık herkes istediği eve rahatlıkla girebilir. Burada kimse davet beklemez, her misafire yer sofraları kurulur, hazırlanan o enfes yemekler misafirlere ikram edilirdi. Köy meydanı panayır yeri gibi olur seyyar satıcılar sabah erkenden açardı tezgâhlarını. Genç kızlar evlerde cam kenarlarında oturup mani söyleyerek kendilerini gösterir, bekar erkekler ise pencere altlarında beğendikleri kızlara cevap verirlerdi. Bunun adına Bartın şivesinde yangunculuk günümüzde ise flört deniyor. Gençler bu şekilde eşlerini bulur seçerdi. İşte o meşhur Bartın manileri yine köyün kızları tarafından Bartın şivesiyle yazılır okunurdu. Bu güne kadar gelen o manilerden sizler için bir iki tane seçtim.  ‘Pencereden bakıyosuy. Bana ışmar çakıyosuy. Sende bu güzellik varken her delikanlıyı yakıyosuy’, ‘A benim aslan yârim. Darabaya yaslan yârim. Daraba seni çürüdü. Bağrıma yaslan yârim.’

           Böyle yaşanırdı benim çocukluğumda gençliğimde bayramlar. Bayram coşku, heyecan, aşk, yeni kıyafetler, yeni iskarpin (ayakkabı) demekti. Arkadaşlarla buluşmak, eğlenmek demekti. Şimdikilerin sosyal yaşam dedikleri bir gecede, bir saatte yaşayıp bitirdikleri eğlence anlayışı o zamanlar daha masumane senede iki defa yaşanırdı. Aylarca heyecanla beklenen bayram çok kıymetli olurdu bizim için. Bayram bayram gibi kutlanır, insanlar kaynaşır, yardımlaşırdı.

          Ben güzel bir bayram anısı paylaştım sizlerle. Bilen bilir ama bilmeyende bilsin diye. Temennim bu güzel değerlerimizi unutmamak, yaşatmak. En güzel bayramların en güzel anılarına sahip olmanız dileğiyle. Kurban Bayramınız mübarek olsun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!