featured

Sürmanşet’in Konuğu : Cevat Yaman

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in Konuğu : Cevat Yaman

39 ilçeli, 14 milyon nüfuslu dev bir anakent İstanbul. Eğer belli bir kesim bu şehirde var olduğunu iddia ediyorsa; karar mercilerinde muhakkak rüştünü ispat etmeli.İşte o zaman bu şehre sığınmadığımızı sadece sığdığımızı ve yer bulduğumuzu anlamış oluruz.

Mekânlar ve şehirlerde niyetlerimizin ebatlarını taşırlar. Kastamonulular olarak, ebatla ilgili bir sorunumuz olduğu alenen aşikâr. Ayrı ayrı taraflardan tutulan ve kontrolün git gide yitirildiği bir ortamda bulunuyoruz. Güç gördüğümüz noktaya yığılıyoruz ancak yükün altında kalanı düşünmeye nedense pek fırsatımız olmuyor.

Genelde terazinin ağır basan tarafı siyasetçilerden yana oluyor. Temsiliyet az, beklenti çok… İstiyoruz, nasıl olsa hemşeriyiz diye.

İstanbul’daki sayılı temsilcilerimizden Pendik Belediye Başkan Yardımcısı Cevat Yaman da bu isteklerimizden yeterince pay alıyor.

İstanbul’un Anadolu’ya açılan güzargahında, Anadolu insanına has duruşla karşılıyor bizi; doğma büyüme İstanbullu olsa da…

Bencilliğin başını çektiği günümüzde iyi niyet ve özveriyle görevde bulunduğu Pendik’te her kesimin sevgisine mahzar olması boşuna değil…

Hırslarından arınmış olmak, kendisine zararı olduğunu bile bile yapılan kötülüklerin üzerine çektiği sünger onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik.

Ve bu haftaki SÜRMANŞET’in konuğu da; Kastamonu sorunlarının sadece konuşarak çözülmeyeceğini söyleyen, siyasette nasıl yer aldığını, gerektiğinde aracı kullanmanın mubah olduğunu belirten Pendik Belediye Başkanı Yardımcısı İnebolulu hemşerimiz Cevat Yaman…

***

Malumunuz nüfusumuza rağmen İstanbul’un hiçbir ilçesinde Kastamonulu belediye başkanı bulunmuyor. Hal böyle olunca hemşerilerinizin sizden beklentileri daha fazla oluyor. Kastamonulu bir belediye başkan yardımcısı olmanın avantajları ve dezavantajları nedir?

Meclis üyesi olmak isteyen veya iş ihtiyacı için bize başvuru yapan hemşerilerimizdeki algı; Kastamonu kontenjanından yararlanma yönünde. Oysa böyle bir kontenjan yok. Nüfus yoğunluğuna göre birileri hemşerileri tarafından temsil edilmek ister ancak bu nüfusla olmaz. Bunu birilerinin istemesi ve zorlaması lazım. Bu zorlama ise teşkilat içerisinde çalışmakla olur. Buda yetmez, nitelik ve donanım da gerekmektedir. Pendik’te 26 bin kayıtlı Kastamonulu var. Nüfus itibariyle 4’üncü sıradayız. Belediye başkanını telefonla arayıp, istediği konu hakkında ricacı olan bir kişi dışında kimseyi hatırlamıyorum. Teşkilatta yoksan, belediye başkanıyla özelde paylaşımın bulunmuyorsa isteklerin yerine gelmesi zorlaşır.

Peki, bir belediye başkan yardımcısının yetki alanı neyi kapsar?

Mesele başkan yardımcısı olup olmamak değil. Önemli olan bulunduğunuz ilçede icranın içinde yer alabilmektir. Misal ben; ilçe kaymakamının makam aracından tutun da ilçe emniyet müdürlüğüne kadar birçok kuruma araç temin ediyorum. Kamu kurumlarında etkim fazlasıyla mevcut. Bu güç icranın içinde yer almamdan kaynaklanıyor.

Mesai saatleriniz nasıl geçiyor?

Her ayın ikinci Pazartesi ilçe meclisi var. Salı günleri belediyemizin halk günleri vardır. Her ayın 2’inci Pazartesi günü öğleden sonra ise İstanbul Büyükşehir’de meclis olur ve 5 gün orda oluruz. Her Çarşamba mahalle toplantısına gideriz. Hafta araları 2 kez grup toplantısı yaparız. Cumartesi günleri önü açık grup toplantıları yaparız. Dış ilişkiler bende olduğu için yurt içi ve yurtdışı gezilerini planlar,bunların bir kısmına katılırım. İMES OSB kurucu üyesiyim. Ayda bir sefer onun toplantılarına katılıyorum. Mahalle başkanlarıyla görüşürüm. Mahalleleri gezerim. Yani dolu dolu geçiyor.

Pendik Belediyesi’nde kaç Kastamonulu çalışan var?

Nitelikli birkaç mühendis ve işçi hemşerimizin belediyede çalışmasına vesile olduk. Ancak 7 yıldır TÜBİTAK’la yaptığımız protokol kapsamında sınavla işçi alımı gerçekleştiriyoruz. Bu sistemle belediyeye alınacak elemanlar belirleniyor. Her yıl Eylül ve Ekim aylarında işçi alımı için ilan veriyoruz. Başvuruları da girilen sınav sonrası değerlendiriyoruz. Benim bu evreye kadar hiç kimseye etkim olamaz. Ancak mülakat safhasında devreye girebilirim. Hemşerilerimizin o sınava girmesi ve 70’in üzerinde puan alması gerekiyor. İmtihanı genelde Trabzon, Erzurum, Kars ve çevre illerinden giren adaylar başarıyla tamamlayabiliyor. Hemşerilerimizden imtihanı kazanan çok olmuyor. Yeterli ilgi de gösterilmiyor zaten.

Sizin siyasete adım atmanız nasıl oldu?

Eşim Ayfer Yaman, Tayyip Bey’in başbakan olduğu dönemde partinin İstanbul il yönetiminde uzun yılar çalıştı,kadın kolları başkanlığı yaptı.Daha öncesimde de siyasetin içerisindeydi. Ben aile şirketimizde ticaretle uğraşıyordum. Siyasete de eşimin tavsiyesi üzerine girdim. Sağ olsun Kemal Akar da bize çok destek verdi. Pendik Belediyesi’nde 2004 yılından bu yana meclis üyesi ve 2009 yılından itibaren de başkan yardımcısıyım.

Özel sektörde uzun yıllar kendi işinizin patronu olduktan sonra, bir bakıma emir altına girmek sizi zorlamadı mı?

Sabri Yaman Ağaç Makineleri İmalatı AŞ.olarak İstanbul’un köklü firmalarından biriydik.Benim siyasete girmemle birlikte işyerimizi de kapattık.Ticaret gerçekten çok zor bir alan. Vergisi, işçisi, kıdem tazminatı, elektriği, sigortası, aklınıza gelecek her şeyi düşünüyorsunuz. Koşturuyorsunuz ve arkanızda açığınızı kapatacak kimse yok.

Ticaret her zaman para kazandırmaz. Belli dönemlerde para kazandırır o da idare ederseniz. Ancak siyasette böyle bir durum söz konusu değil. Burada hizmet odaklı çalışıyorsunuz, belli bir kaynağınız her zaman mevcut. Daha verimli hareket edebiliyorsunuz. Bende görev yaptığım alana yenilikler, farklı düşünceler getirdiğimi ve çok başarılı işlere imza attığımı düşünüyorum. Bu başarılar da beni sevilen bir insan konumuna getirdi.

2007 genel seçimlerinde milletvekilliği aday adaylığı süreciniz de olmuştu. Aday gösterilmemenizin sebebini neye bağlıyorsunuz?

Evet, maalesef aday gösterilmemiştim. Buradaki yerel basında hakkımda çok olumlu yazılar çıkmasına rağmen il yönetimi beni göstermedi.

Bazen görevinizde çok başarılı olmak yetmiyor. Sizin başarılı olmanız birilerini ürkütüyor olabilir. Bazen sizden rahatsız olunur ve önünüz kesilmeye başlar. Siyasette bir yere gelmeniz için mutlaka bir üstünüzün yani destekçinizin olması lazım. Fazla nezaketi kaldıran bir ortam değil. Talip olacaksın sonra göreve gelmek için tüm imkanları zorlayacaksın.Misal; Belediye meclis üyeliğimin 2.döneminde Tayyip Bey, bana görev verilmesi noktasında belediye başkanını aramıştır. Meclis üyeliğimin 3. dönemimde beni almadılar. Yine onun talimatıyla göreve geldim. Belediyede 3 dönemdir 1. sıra belediye meclis üyesiyim. Bu konumda büyükşehir meclisinde benimde aralarında bulunduğum 26 kişi var.Pendik’te 8 yıl Denetim Komisyonu ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı yapan benden başka kimse de yok.

Az önce sizde bahsettiniz kendisinden,birçok platformda da bir aradasınız… Siyaset, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarında önemli görevleri alanKastamonu’nun akili deyince akla gelen ilk isimlerden biridir Kemal Akar. Kendisi sizin gözünüzde nasıl biri?

Her şeyden önce çok iyi bir Kastamonulu. Kastamonu problemlerini kendine dert edinen biridir. Gece yarısından önce de eve gitmeyecek kadar toplumla iç içe ve fedakar. Çok gayretli ve çalışkan, her tarafa koşuyor. Ben onun kadar koşamam açıkçası. Tabii benim gördüğüm kadarıyla eşi Ayşegül Hanım’ın da bu başarıda büyük katkısı var. Emeğine ve işine saygı duyması Kemal Bey için büyük bir kazanç olmuştur.

Siyasetin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarına da vakıfsınız. Kastamonu sivil toplum kuruluşlarının mevcut yapısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sivil toplum örgütlerimizi maalesefproje fakiri olarak görüyorum. Proje üretip toplumun her katmanından insanları dahil edemediğimiz aşikar. Önümüzdeki genel seçimler için listeler açıklanmadan önce vakıf ve bazı sivil toplum kuruluşu başkanlarımızla birlikte, başbakanımız ve cumhurbaşkanımızın da katılmasını planladığım büyük bir buluşma düşüncem vardı. Böylece milletvekili aday adaylarımızın listelerde ön sıralarda yer alması sağlanabilirdi ama olmadı. Sivil toplum kuruluşları siyaseti destekleyici güçte olmalı. Siyasette bir yerlere gelmek için talep edilmeli ancak talep ederken de biraz güç gösterisi yapılmalı. Siyasetçi kalabalıktan anlar. Bu açından varlığımızı hissettirmemiz lazım.

İstanbul 1. Bölgede sizinle birlikte 2, 2. Bölgede 3 Kastamonulu belediye başkan yardımcısı var. Bir araya gelip Kastamonu sorunları hakkında istişare yapıyor musunuz?

Konuştuğumuz paslaştığımız konular oluyor ancak bizim bir araya gelmemiz Kastamonu sorununu çözmeye yetmez. Ortada bir proje yok ki bir tarafından tutalım, kaldıralım.

İnebolulu olduğunuzu biliyoruz. Memleketinize hangi sıklıkta gidersiniz?

Benim bütün ailem çok uzun yıllar önce İstanbul’a gelmiş. İnebolu’da toprağımız var ama evimiz yok. Dolayısıyla çok sık gidemiyoruz Kastamonu’ya. Ancak bu sevmemize engel değil. İstanbul’da hem iş hem de arkadaş çevrem hemşerilerimle doludur. Oturduğum site çevresinde Kastamonulular yoğunluktadır.

Kendinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz bir huyunuz var mı?

Hiç hırslı değilim, açıkçası bu huyumun biraz eksiklik olduğunu düşünüyorum. Tayyip Bey İstanbul Belediye Başkanı olduğu zaman benimde arasında olduğum bir gruba ‘Yanımdan ayrılmayın, size ihtiyacım var’ demişti. Eğer hırslı olsaydım, bugün farklı noktalarda olma ihtimalimiz vardı.

Öte yandan hiç kimseyi kıskanmam, dedikodu yapmam ve olumsuz düşünmem.Geçmişte bana yapılan kötülükleri hemen unuturum, kin tutmam. Hiç geçmişe bakmam, daima önüme bakarım. Bu özeliklerimi sevdiğimi söyleyebilirim.

Son olarak, hemşerilerinize ve gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Tahsil hayatı boyunca 16 bin saat okuyan insan başarılıdır. Bu da günde 2 saatlik okumayı gerektiriyor. Bunu yaptığınız takdirde başarılı olursunuz. Okulları geziyorum. Okullarımızda içeriden çocuklar kaçmasın diye dikenli teller var. Burası hapishane mi? Çocuklarımızda da insanlarımızda da okullara öğrenmek için gelme isteği çok az. Bizde sistem sınıf geçmeye dayalı. Çocuklar üniversiteyi bitiriyor ancak hiçbirşey olamıyor. Ben çocukların okumasını stajını iyi yapmasını istiyorum. Siyasete atılacak olan kişilerin ise mutlaka bir işi olması lazım. Kimse siyasete para kazanmak için girmesin. Yoksa sonuç hüsran olur.

Cevat Yaman kimdir?

1951 yılında İstanbul’da doğdu. Aslen Kastamonu İnebolu Evrenye nüfusuna kayıtlı olan Yaman, Galatasaray Makine Mühendisliği ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Bölümü’nden mezun oldu. Aile şirketi olan ve makine imalatı yapan firmasında iş hayatına atıldı. İstanbul Sanayi Odası’nda 15 yıl meclis üyeliği ve meslek komitesi başkanlığı, Kastamonu Holding’de kurucu ve yönetici olarak çalıştı. İMES Dilovası OSB kurucularından olup denetçi ve müteşebbis heyet üyesidir. Ayrıca AkşemsettinVakfı , Pesiad ve İSO Eğitim Vakfı üyesidir. Siyasete Ak Parti’de başladı. 2003 yılında AK Parti Siyaset Akademisini tamamladı. 2004, 2009 ve 2014 yılında Pendik ve İBB meclis üyesi oldu. İBB bütçe komisyon üyeliği, Pendik Bütçe Komisyonu ve Denetim Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2009 yılından itibaren Pendik Belediye Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.İngilizce bilen Cevat Yaman, evli ve 1 çocuk babasıdır.

Röportaj: Hüseyin Karadeniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!