featured

İhtilalden Sivilleşmeye Büyükşehrin Tanığı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in konuğuİBB Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı Nurten Uğursoy…

Sene 1982…

Sıkı yönetimin devriye gezdiği dönemde 19 yaşında genç bir kadın İstanbul Belediyesinde daktilograf olarak işe başlıyor; yapışkan zemin ve merdivenlere aldırış etmeden.

Çalıştığı kurumun büyüklüğünden ürkerken kendine güvenmekten de vazgeçmiyor.

Emekli Korgeneral Abdullah Tırtıl’dan sonra 1984 yılında büyükşehir statüsü kazanan İstanbul Belediyesinin emekleme dönemlerinin şahidi oluyor. İBB büyürken o da kendini geliştirmekten geri durmuyor hem çalışıyor hem de üniversite eğitimini tamamlıyor. Okula gittiği günlerdeki işleri aksatmamak için dersler sonrası mesai bitiminde kuruma dönüyor. Yıllık izinlerini tatil için değil sınav dönemlerinde kullanıyor. Müfettiş yardımcılığı sınavına girerken hamile olması ona engel olmuyor.

Teftiş Kurulu Müdürlüğünde Müfettiş Yardımcısı olarak çalışmasının ardından başarılı bir sınav sonrası Büyükşehir Belediye Müfettişliği görevini yürütüyor; göreve başladığı tarihten itibaren 20 yıllık süre zarfında Bedrettin Dalan, Nurettin Sözen, Recep Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna’nın yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kadrosunda yer alıyor.

Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal döneminde ise İBB’ye ara verirken kariyerine Gaziosmanpaşa ve Avcılar Belediyelerinde Teftiş Kurulu Müdürü olarak, Marmara Belediyeler Birliğinde ve farklı kurumlarda eğitimci olarak devam ediyor.

Ekrem İmamoğlu’nun başında olduğu İBB’ye 2019 yılında dönüşü muhteşem oluyor; cam tavanı olağan gücüyle deliyor.

Sürmanşet’in konuğu; 11 yaşında ayrıldığı İnebolu’daki çocuk özlemleri gözünün önünde, yılların tecrübesi ceplerinde İBB Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı Nurten Uğursoy oluyor…

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışma hayatına nasıl başladınız?

1982 yılında İstanbul Belediyesi’ne daktilograf olarak girdim. O zaman lise mezunuydum. Çok büyük bir kuruma girdiğimi fark ederek baya bir ürkmüştüm. Hata yapmaktan çok korktum. Daktilolarda yazı yazarsanız hatayı düzeltmeniz çok zor. O yüzden hatasız yazı yazma konusunda ciddi çabalarım olmuştur. İnsan kaynakları müdürlüğünde 7 sene kadar daktilograftım. İlk işe girdiğimde bir ömür daktilograf olarak kalacağımı düşündüm. Daha sonra kendime düzgün bir üniversite aramaya başladım, Marmara Üniversitesi İktisat Bölümünü kazandım. Devam mecburiyeti olmasa da o dönem hocalarımızın bazıları gelmediğimiz takdirde derslerinden geçirmeyeceklerini söylüyordu. Süreç içinde çok mücadele ettim. Müdürümden izin aldığım zamanlar oldu. İzin aldığım zamanları mutlaka işe geri dönerek yazmam gereken yazıları tamamlamak için mesai saati dışında da çalışarak tamamladım. İşimi hiç aksatmadım bu nedenle de yöneticim bana destek verdi. Okulu bitirdikten sonra müfettiş yardımcılığı sınavı açıldı; 3 kişiye kadro verilecekti. Sınav açıldığında hamileydim, doğum iznindeydim. Apar topar dilekçemi vererek başvurdum. Doğum yapmadan hemen önce sınava girdim, 54 kişi arasından seçilen 3 kişiden biri oldum. Yazılı sınav ve mülakatı geçtim. Marmara Belediyeleri Birliğinde mülkiye başmüfettişleri tarafından ciddi bir eğitime tabi tutulduk. Eğitimlerin ardından yaklaşık bir iki yıl sonra girdiğimiz yeterlilik sınavını da kazanmam sonrası büyükşehirde müfettişlik hayatım başladı.

Mesleki alanda ön plana çıkmanızın sebebini neye bağlıyorsunuz?

En önemli yanım öğretici olmamdır; benim için aslolan rehberlik etmektir. Teftiş ve denetim, önceki klasik tanımından bizlerle uzaklaştı. Soruşturma yapmadan önce o alanda düzeltilebilecek bir konu varsa önce onları öğrettik, düzelttik, ondan sonra işlemlerimizi devam ettirdik. Kamu kurumları için öğretici olmak çok önemli. Mevzuatıyla öğreterek örtüştürücü olmak çok önemli. Böyle olunca adım duyuldu, ön plana çıktım. 2009-2015 yılları arasında Erhan Erol’un teklifi üzerine Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde teftiş kurulu müdürlüğü yaptım. 2015-2019 yılları arasında ise Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’nin teklifini değerlendirerek, aynı görevi sürdürdüm.

İBB’ye dönüş kararınızda etkili olan ne oldu?

Ekrem Başkan’ın göreve gelmesiyle geri döndüm. Kendisinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde arkadaşım orada hem teftiş kurulu müdürü hem başkan yardımcısıydı. Arkadaşımın görevlendirilmesi Beşiktaş Belediyesi’ne yapılınca onun yerine geçmem konusunda gelen teklifi kabul ettim. Beylikdüzü Belediyesinde görev alan 3 müfettişi yetiştirme konusunda çalışmak beni heyecanlandırmıştı. Ülkeye hizmet edecek iyi bireyler yetiştirmek çok önemsediğim bir davranış biçimidir. Güzel bir çalışma yapacağımı düşündüm ancak bunu hayata geçirmek büyükşehirdeki o dönemki yönetimden kaynaklı mümkün olmadı. Çalışmalarımın içeriğini yakinen bilen Ekrem Başkan göreve gelince beni Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı olarak atadı.

Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanlığının görev kapsamı nedir?

Daire başkanlığımıza bağlı dört birim var; arşiv, yazı işleri, meclis ve encümen. Belediyenin karar organları meclis ve encümenin sekretaryası konumundayız. Bu ikisi belediyenin çok önemli karar organları, faaliyetlerin yürütülmesi konusunda kanunlarımızda öncelikle karar alınması gereken konularımız ağırlıklıdır, bu hususta mevzuatı gereği alınması gereken kararların düzgün bir şekilde rotasının oluşturulması, ilgili mercilere iletilmesi ve yayınlanması aşamalarının tamamının birimimiz tarafından takibi gerekiyor

Arşiv müdürlüğü, arşiv mevzuatına ve Devlet Arşivleri Başkanlığının yayımladığı kurallara uygun kurum arşivinin oluşturularak kullanıma sunulması hizmetlerini yürütüyor. Arşive sahip çıkıp, onu elektronik ortama aktarmak, zamanı geldiğinde hızlıca ulaşılmasını sağlamak, muhafaza etmek, belgeleri devlet arşivine düzgün şekilde ulaştırmak görevini üstleniyor.

Yazı işleri ise yapılan tüm başvuruların kurum içinde ve kurum dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ve vatandaşlarla yazışmaların yürütüldüğü, sıralı bir şekilde sayı aldığı, yazışmaların düzgün bir şekilde resmi yazışma yönetmeliğine uygun düzenlenmesi ile ilgili sorumluluk üstlenilen bir birim.

Göreve gelmenizle birlikte birimde neler değişti?

İlk yaptığımız yenilik, işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesi konusunda adım atmaktı. E-imza uygulamasını fiili olarak gündeme getirdik. 2009 yılında kurulan elektronik sistem düzgün işletilmemiş. Sadece kurum içindeki yazılar elektronik olarak ilgili birimlere ulaştırılmış ama kurum dışıyla elektronik irtibat sağlanamamış. Biz tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla elektronik olarak yazışma yapabiliyoruz. Elektronik imza, mobil imza kullanarak resmi yazılarımızı gönderip alabiliyoruz.

Yeni çalışma düzeninizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu an işimden çok memnunum. Çok büyük bir sorumluluk ve çok çalışmayı gerektiriyor. 4 müdürlükte toplam 139 personel var. Çok yoğunum, çok sorumluluğum var ama çalışmayı sevdiğim için mutluyum. Personelle iletişimim de çok iyi. Biz bir ekibiz. Diğer daire başkanlarını ya da beni birbirinden ayıramazsınız. İstanbul’daki her sorun beni ilgilendirir. Gece vakti bir vatandaşım arayıp parktaki su boşuna akıyor dediği zaman derhal ilgili birimlere haber veriyorum. Konu benim birimimle ilgili değil diye sorunu ekarte edemem.

Biraz da Kastamonu’dan bahsedelim… Hissiyatınız nedir doğduğunuz yer ile ilgili?

11 yaşına kadar İnebolu’daydım, ilçede çok düşük bir bütçe ile yaşıyorduk. Babam çaycı ve araba tamircisiydi. Annem ev temizliklerine gidiyordu; okuma yazması yoktu ama eğitime çok önem veren bir kadındı. ‘Okuyun çocuklar benim gibi olmayın’ derdi sürekli. Tüm maddi olumsuzluklara rağmen sevgi dolu bir evde büyüdüm. Babam vefat ettiğinde 10 yaşımdaydım, hayattayken bir dediğimi iki etmedi. Annem büyük ablamın çocuk esirgeme kurumu sınavlarını kazanmasıyla birlikte İstanbul’a gelmeyi daha uygun buldu, ben 5. sınıfa gidiyordum. Biz köye gitmeyi tatil bilirdik; İnebolu’da istediğimiz zaman denize girebiliyorduk, ağaca çıkmak, anneanneyle tarlada ekin biçmek, hayvan gütmek çok eğlenceli gelirdi. Ömrümün en güzel dönemi çocukluk dönemimdi.

Peki, İstamonu Gazetesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tarihi geçmişimizde genlerimizde hep yeniliğin işli olduğunu görüyoruz. Kastamonu insanının karakterinin ikiye ayrıldığını söylemek mümkün. Karasal iklimde yaşayanlar biraz daha içe kapalı. Sahilde yaşayanlar ise yeniliğe daha açık. Sahilde karakterler yumuşuyor. İç kısımda daha sert. Çok kozmopolit bir yapıya sahibiz. Genlerimiz çok öz ama karakteristik özellikler ilçeden ilçeye değişiyor. Yeniliklere açık bir Kastamonu’yuz biz. Doğal olarak eğitime, bilime önem veren insanlar yetişiyor. İstamonu’nun da geleneklerine bağlı yeniliğe açık, bir o kadar samimi ve gerçekçi bir yapıda olduğunu görüyorum.

1963’te İnebolu’da doğdu. 1980 yılında İstanbul Nişantaşı Kız Lisesini bitirdi. 1982’de İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Daktilograf olarak göreve başladı. 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdi. 1989 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Müdürlüğünde Müfettiş Yardımcısı olarak çalışmaya başladı. 2009-2015 yılları arasında Gaziosmanpaşa Belediyesi, 2015-2019 yılları arasında Avcılar Belediyesi Teftiş Kurulu Müdürlüğü görevini yürüttü. 1997 yılından itibaren belediyelerin farklı statülerdeki personel ve yöneticilerine mali ve idari konularda seminerler verdi. İlk olarak müfettiş personele 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ve Sayıştay Kanunu ile ilgili seminer verdi. Marmara Belediyeler Birliği tarafından yayımlanan Belediyelerde Ayıklama-İmha Devir-Teslim İşlemleri konulu kitabı bulunmaktadır. İki çocuk annesidir. 01.07.2019 tarihi itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı olarak atanmıştır.

Haber: İSTAMONU IÖZEL

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!