Sektöründe Büyüyenlerin Konuğu: Savaş Kaya

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Karadeniz ile Sektöründe Büyüyenlerin bu haftaki konuğu: Savaş Çetin Kaya…

Geçtiğimiz hafta Kâğıthane Hamidiye Mahallesinde bulunan işyerinde ziyaret ettiğim Abanalı hemşerimiz Savaş Kaya ile sohbetimiz esnasında, memleketten ayrı kalmanın zaman içinde uzayan ağaç dallarının gövdesinden uzak kalmasına benzediğini fark ettim. Öyle ya çoğalan dallar rüzgarlarla başka ağaçlarla salınıp durur. Gövde ise toprağa dilediğince kök salar. İşte bizim de ne kadar uzak durursak duralım köklerimizin sıkı sıkı bağlı olduğu memleketimiz en özgür olduğumuz yer.

Bu düşünceleri fark etmemi sağlayan Savaş Bey de 1 yaşında ayak bastığı İstanbul’da köklerine bağlanıp bir daha kopmamak için gün sayan hemşerilerimizden biri. Baba mesleği olan mobilya sektörüne aşk ile bağlılığı, Stil Art imzasıyla birçok önemli proje ve dekorasyon çalışmalarında yer almasını sağlamış. Ekonomik gücünü; çalışkanlığı ve azmiyle genç yaşta elde etmesine rağmen başarısının altındaki sır verilen öğütleri her daim hatırında tutması olmuş.

Sektöründe Büyüyenler’de bu hafta mobilya ve proje üretim merkezi olan Stil Art Mobilya İmalat İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limitet Şirketi Sahibi Abanalı hemşerimiz Savaş Çetin Kaya ile olan söyleşimiz takdimimizdir…

***

Savaş Bey, genç yaşta başarıyı elde etmiş bir iş adamısınız. Ticari faaliyetlerinizden söz etmeden önce sizin hayat hikâyenizin nasıl başladığını öğrenebilir miyiz?

Kastamonu’nun Abana ilçesinde 1970 yılında doğdum. Henüz 1 yaşındayken ailem İstanbul’a göç etmiş. Babam mobilyacıydı. İlk iş yerinide 1974 yılında Çağlayan’da açmış. Dört kardeşiz. Ben de küçük yaşlardan itibaren baba mesleğini sürdürüyorum. 1994 yılından günümüze de mobilya sektöründe kendi kurduğum firmayla yer alıyorum.

Stil Art firması olarak çalışma alanınız nedir?

Başlangıçta sadece mobilya imalatı üzerine çalışmalar sürdürürken şimdi kaba inşaattan başlayıp, dekorasyon projeleri ve uygulamasına kadar uzanan geniş bir yelpazede faaliyetlerimiz bulunuyor. Her türlü tasarım ile elektrik, mekanik sistemleri de kapsayan bütün ince yapı uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Kendimize mobilya ve proje üretim merkezi demeyi uygun buluyorum. Aslına bakarsanız terzilikle de bire bir örtüşüyor mesleğimiz. Sitil Art imzasıyla insanların istediği her ürünü, istediği ölçüde yapıyoruz.

Nasıl bir kadroya sahipsiniz?

İmalatçılarımızın yanı sıra mimar ve iç mimarlardan oluşan tasarım ve uygulama ekibi, teknik yönetici ile güçlü bir danışman kadromuz mevcut.

Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

Sadece kendi bünyemizde 40 kişi istihdam ediyoruz. Bunların 10’u Kastamonulu. İşine gücüne bakan, hır çıkarmayan, güvenilir kişiler bizim memleketimizin insanı. Bir asaletimiz var. İnşallah onu koruruz.

Yurt dışı bağlantınız var mı?

Hem ülkemizde hem de yurt dışında mobilyanın her alanında varız. Yurtdışında Libya ve Moskova ağırlıklı çalışmalarımız mevcut, hali hazırda orada devam eden projelerimiz de bulunuyor.

Sizi diğer dekorasyon firmalarından ayıran özellik nedir?

Tasarım, mimari ve teknik danışmanlık, mobilya üretimi, inşaat ve tadilat, ince yapı ve dekorasyon uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede çalışıyor olmamız bize ayrıcalık tanıyor. Her mekana göre tasarım yaparken, müşteri istekleri doğrultusunda birinci ve tek elden üretim ağımızla memnuniyetimiz artıyor. Meslektaşlarımın çoğunun bizim çalışma stilimizde olduğunu düşünmüyorum.

Sadece konut projeleri üzerinde mi çalışıyorsunuz?

Hayır, birçok sektörle bağlantımız bulunuyor. Eğitim, otel sektörü bunun başında geliyor. Konut projelerinin yanı sıra ofis projelerimiz de mevcut.Türkiye ekonomisine yön veren çok sayıda iş adamının çalışma ofisinin projesini hayata geçirmenin ayrıca hazzını yaşıyoruz.

Stil Art, tescilli bir marka mıdır?

Firmamızı 1994 yılında kurduğumuzda ‘Stil’ markasıyla başlamıştık. Ancak 2001 yılında marka tesciline başvurduğumuzda başka bir hemşerimizin bu markayı kullandığını öğrendik. Çoğu zaman sanatsal çalışmalar açığa çıkarıyoruz. Bu sebeple de ‘Stil Art’ markasıyla marka tesciline gittik.

Mobilya sektörünün sizce en önemli sorunu nedir?

En büyük sıkıntımız yurt dışından gelen mobilyalar. Devletin bu konuda ciddi bir kota koyması gerekir. Yavru vatan olarak adlandırdığımız Kıbrıs’ta bile Türk mobilyacılar ciddi ekonomik yükün altına giriyor. Kıbrıs Hükümeti bölgesindeki mobilyacıları korumak adına imal ettiğimiz ürünün fatura bedelinin yüzde 30’u kadar bizden vergi alıyor. Öte yandan ülkemizdeki vergi yükümlülüğü de çoğu sektörde olduğu gibi mobilya sektörünün büyük sorunu. Yüzde 18’lik oran hem müşteri hem de imalatçı için ağır bir bedel. Bu oran en azından yüzde 10’a indirilmeli.

Sizin bilinen bir diğer yönünüz de memleketinize olan bağlılığınız. Ne hissediyorsunuz Abana’ya gidince?

Kastamonu’nun her yeri ayrı güzel. Abana’ya da gidince tamamen farklı bir kişiliğe bürünüyorum. Eşim ticareti bırakıp, köye yerleşeceğim günü beklediğini söylüyor. Memleketin havası, suyu adeta büyülüyor beni. İstanbul’daki yoğun temponun aksine köye gidince her şeyi unutuyorum, sakinleşiyorum. Arabanın ya da evin kapısını açık unutsan bile gözün arkada kalmıyor. O güven duygusu bile yetiyor. Oradaki sakinliği seviyorum. Yeşilyuva köyündenim, telefonlar çekmiyor orada. Bu durum bile beni son derece memnun ediyor. Abana’ya gitmek için hep fırsat kollarım; kar kış fark etmez. Oğlum da bana benzedi. Ne mutlu ki Türkiye’nin en kıymetli topraklarına sahibiz. Günümüzde küresel ısınmadan bahsediliyor. Küresel ısınmadan en az etkilenecek illerden biri Kastamonu. Allah’ın bu lütfunun kıymetini bilmemiz lazım.

Evlisiniz, kaç çocuğunuz bulunuyor?

1’i kız, 1’i erkek 2 çocuğum var. Oğlum Serdar Emir Kaya 13 yaşında. Kızım Sezen Nur da 16 yaşında. Kızım milli eğitim müdürünün karşısına en çok çıkan öğrencilerden biri. İnanılmaz kitap okuyor. Katıldığı yarışmalarda 2 tane ikinciliği, bir tane de birinciliği bulunuyor.

Kendinize ayırdığınız vakitlerde neler yaparsınız?

Benim tüm özel hayatım Stil Art. Bir de açık öğretimden lise okuyorum.

İstanbul’daki hemşeri dernekleriyle bağınız var mı?

Kastamonu Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin üyesiyim. Bunun yanında kısa adı SARKASDER olan Sarıyer Kastamonulular Derneği’ne geçtiğimiz yıl yönetici oldum. Rahmetli babamın ilgilendiği bir dernekti burası, fırsat bulup gidememiştim çoğu zaman. Geçtiğimiz yıl kız kardeşimin bir telefonu, benim derneğe yönetici olmamı sağladı. Sarıyer’in merkezinde çok güzel bir noktada yeniden yapılanma sağladık. Ben 46 yaşındayım, 50 yaşımdan sonra bir şekilde kendimi memleketime adayacağım. Tüm insanların bu düşüncede olması gerektiğine inanıyorum. Herkesin memleketine olan borcunu ödemesi gerekiyor.

Kastamonulu iş adamlarının faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sahibi Kastamonulu olup da Türkiye ekonomisine güç veren, dinamo görevi gören binlerce firma var. Kurtuluş Savaşı’ndan buyana ülke için üreten, ülkenin geleceğinde söz sahibi olma meraklısı bir yapımız var. Tüm bu yapıya rağmen İstanbul’daki Kastamonuların uyuyan bir dev olduğunu gözlüyorum. Daha sık bir araya gelmemiz lazım. Herkesin bu halkada yer alması lazım.

Gazetemizi yakından takip ettiğinizi biliyoruz. İstamonu sizin için neyi ifade ediyor?

Hemşerilerim neler yapıyor, hangi işlerle uğraşıyorlar öğrenme imkanı buluyorum. Gazetelerin hepsini saklıyorum. Reklamları bile ilgimi çekiyor. Bir şey lazım olsa hemşerilerimden alırım diye reklamları inceliyorum. Tebrik ederim iyi ki böyle bir gazete ile bizi birbirimize tanıtıyorsunuz. Gurbette sılaya özlemi hafifletiyorsunuz.

Hayatınızda unutamadığınız bir anınız bulunuyor mu?

İş yeri açacağım zaman dedem bana ‘ Sen kimsin de iş yeri açıyorsun.’ dedi. Anlam veremedim bu söylemine, iki gün sonra dayanamadım sordum. Meğer su testisi kırılmadan önce kulağımı çekmek istemiş. Genç ve bekar olduğum için parayı boşa harcayacağımı, aileme kötü söz getireceğimi düşünmüş. O gün bana ‘Para için asla maymun olma, hırsızlık yapma. Bırak para için insanlar seni dolandırsın, sesini çıkartma. Gün gelecek sana diz çökecekler Çünkü dünya o kadar büyük bir dünya değil.’ şeklinde verdiği hayat dersini hiç unutmam.

8 soru, 8 cevap

İstanbul? Tımarhane

Kastamonu? Cennet

Stil Art? Çocuğum

Baba? Çınar

Anne? Su

Acı? Olgunluk

Emek? Tarifsiz

Para? Rezillik

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!