featured

“Al Gözüm Seyreyle Pınarbaşı’nı”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu haftaki yolculuğumuz, eşsiz doğal cennet Pınarbaşı’na… Orda mısınız?

Yazar Yaşar Kemal’in bir romanının adıdır “Al Gözüm Seyreyle” Türkiye’ye genel bir bakışı anlatan… Görseydi yazar Pınarbaşı’nı gerek görmezdi her halde başka yerlere seyre dalmaya.

Doğa sevgisinin insan sevgisiyle harmanlandığı dünyadaki cennet Pınarbaşı, “gözün görebileceği güzelliğin son noktasıyım” dercesine endamlı, mağrur.

Geçilmez kanyonları ölümüne bir maceraya davet ederken bir yandan, şelalelerinin yaptığı özgün bestelere ritim tutma imkânı sağlar her yandan.

Yazılası romandır Pınarbaşı, başı milattan öncesine dayanan, finali sonsuzluğun huzuruna uzanan. Doğasının güzelliğinin, yüzüne yansıdığını görürsünüz çarşısında gezen insanlarının… Pınar Bebek’ler karşılar sizi asırların yöresel kıyafetiyle… Dile geliverecek sanırsınız cansız minik bedenleri.

PINARBAŞI

Pınarbaşı; zümrüt yeşili ormanları, eşi bulunmaz kanyonları ve mağaraları, ahşap evleri, şirin köyleri ve geleneksel yaşam tarzı ile Anadolu’nun kuzeyinde, güzel bir yerleşim yeridir. Pınarbaşı; Küre Dağlarının güney kesiminde yer alır. İlçe, Doğusunda Azdavay, Batısında Bartın-Ulus, kuzeyinde Cide, Kuzeydoğusunda Şenpazar, Güneyinde Daday ve Eflâni ilçeleri ile çevrilidir. Yüzölçümü 571 km2, rakımı 650 metredir. İlçe idari olarak bağlı olduğu Kastamonu’ya 100 km. mesafede bulunmaktadır.

1.698’i ilçe merkezinde olmak üzere köylerle birlikte toplam nüfusu 5.071’dir.

Kaymakam Ömer Faruk İlhan, Belediye Başkanı Mehmet Yılmaz’dır.

Tarihçesi

Kastamonu İline bağlı Pınarbaşı İlçesi, bir milyon yıllık oluşumu ve M.Ö. 2000 yılına ait insan yaşantısı izleri bulunan Ilgarini Mağarası’yla; “Vahşi Cennet” olarak da tanınan dünyaca ünlü Valla ( Varla ) Kanyonu’yla; adeta bir tabiat harikası olan Ilıca şelalesi ve zümrüt yeşili ormanları ile keşfedilmeyi bekleyen gizli bir doğa cennetidir.

1987’de ilçe olan Pınarbaşı, 1461 yılında Osmanlı İmparatorluğuna katılana kadar, M.Ö. İyonlar, Pontuslar, Doğu Roma Danişmend Oğulları, Cenovalılar, İsfendiyar Oğulları gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.

Pınarbaşı, Azdavay’a bağlı bir köy durumunda iken, 1987’de çıkan kanunla ilçe olup, 1988’de resmen ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Pınarbaşı ve çevresinde sırayla Gasgaslar, Kimmerler, Lidyalılar, İranlılar, Helenler, Pontuslar, Romalılar, Bizanslılar, Çobarlar ve Osmanlı İmparatorluğu hâkim olmuştur.

Çamkışla köyü, (Erkemle) ve Çalkaya köyü, Roma ve Bizanslılar döneminde kalabalık ve önemli yerleşim merkezi olmuştur.

Tarihi kalıntılar bakımında zengin sayılan Pınarbaşı ilçesinde, Sümenler Köyü sınırlarında bulunan Ilgarini Mağarası, yine aynı köyün Kayadibi mahallesinde Hacet Kayası, Çalkaya köyünün batısında bulunan Kurtgirmez tepesinde büyük bir mağara, aynı köyün güneyinde Kedikayası, Ilıca köyünde Bizanslılardan kalma hamam, Çamkışla köyü, Benle mahallesindeki Kızkayası bunlara örnektir. Bazı duyumlara göre altın gömülüdür.

Coğrafya

Başlıca dağları; Kurt girmez Dağı 1338 metre, Büyük Dağı 1151 metre, Gâvur Harman Dağı 1136 metre yüksekliğe sahiptir.

Önemli akarsuyu Zarı çayıdır. Çavuş köyü hudutları içinden doğan bu çay güneyden kuzeye akarak Ilıca köyünde Devrekani Çayı ile birleşir. İklim Karadeniz iklimi ile kara iklimi arasında geçiş iklimidir. Kışlar uzun ve soğuk geçer yazlar kısa ve sıcaktır. İlçe orman bakımından oldukça zengin olup, yörenin %63’ü ormanla kaplıdır. Yükseklerde iğne yapraklı ağaçlar yaygın olup, alçak kesimlerde çayır ve makiye benzer bitki örtüsü bulunur.

Horma Kanyonu (Anbar Gölü)

Zara Çayı üzerinde olup, suyun taştaki kireçleri aşındırması ile oluşan derin kazanlar şeklinde çukurlar mevcuttur. Eski dönemlerde yaşayan insanların kayaları oyarak su kanalı açıp, bu kanaldan su ile çalışan un değirmenine su akıtmaları yine ayrı bir dikkat çekmektedir.

Ilıca Şelalesi

Pınarbaşı Ilıca Köyü sınarları içersinde bulunup, 12 km uzaklıktadır. Ilıca Köyünden itibaren patika yoldan yaya yarım saat sürmektedir. Su yaklaşık 10 metre yüksekten dökülmekte ve bu suyun döküldüğü yerde doğal olarak bir havuz oluşmuştur. Bu şelalenin en önemli özelliği de oluşan bu havuzun etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü ile çevrili olmasıdır. Yine Şelalenin üst kısmından gidildiğinde yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu kayalarda oluşan çukurluklar ve oymalara ayrı güzellik katmaktadır.

Ilgarini mağarası

İlçe merkezine uzaklığı 36 km olup, Sümenler Köyü Kazla mahallesi Top Meydana mevkiine kadar vasıta ile ulaşmak mümkündür. Sorkun Yaylasından itibaren dik ve kayalık orman içi patika yoldan yaya olarak 2 saat yürüyerek mağaraya ulaşmak gerekir.

Valla Kanyonu

Pınarbaşı İlçesi Muratbaşı köyü sınırları içerisinde bulunan Valla Kanyonu’nun ilçeye uzaklığı 26 km’dir. Muratbaşı Valla mahallesine kadar stabilize, Kanyona kadar olan 1.5 km’lik kısmı ise orman içi patika yoldur.
Valla Kanyonu, Devrekâni Çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği bölgeden başlamakta olup, Cide ilçesi istikametinde 12 km uzunluğunda, yan duvar kayaların yüksekliği yer yer 800–1200 metreye ulaşan, girişi son derece zor olan ve Muratbaşıköyü Valla mahallesinin altından orman içi 1,5 km’lik yolculuktan sonra bu iki çayın birleştiği yerden seyredilebilmektedir. Bu Kanyonda bulunan sarp kayalıklar kartal, akbaba, atmaca, doğan ve diğer tüm yabani av hayvanlarını bünyesinde barındırmaktadır.

Valla Kanyonu 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen 4 öğrencinin burada kaybolup, 14 gün sonra Cide ilçesinden çıkmaları ve burasını Vahşi Cennet olarak tanımlamaları ile basında yer almış, doğaseverlerin ziyaret yeri haline gelmiştir. Geçtiğimiz ay bir dağcı grubunun ziyareti sırasında mahsur kalan dağcılar kurtarılırken, içlerinden biri kanyonda kaybolmuş, cesedine ulaşılamamıştır. Kanyonun teçhizatsız geçilmesi mümkün değildir.
Kanyon girişine yakın olan Bakacak kayasının üzerine çıktığınızda. Bir yanda Pınarbaşı ve Azdavay’dan gelen Devrekâni çayı, bir yanda da Kanlı çay akmaktadır. Kavuştukları noktadan ise sola dönüp derin kayaların arasından kıvrılarak Cide’ye doğru yol almaktadır.

Paşa Konağı

Paşa konağı, sadece ağaçtan yapılmış olan eski bir yapıdır. Pınarbaşı, kültürel ve tarihi özellikleri koruma ve canlandırma adına 2001 yılında turizm merkezi haline getirilmiştir.

Pınar bebek

Rengârenk Pınarbaşı kıyafetleri giydirilen Pınar Bebekler yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. 2001 yılında Sebahat Açıkgöz tarafından yapılmaya başlanan Pınar bebeğin ilçede geçim kaynağı haline geldiği, birçok evde kadınların bebek üretimi yaptığı söyleniyor. Barbie bebeğin yerini Pınar bebek alıyor.

Pınarbaşı Belediye Başkanı Mehmet Yılmaz

Editörün notu:

Bir belediye başkanında aranan özellikler arasında elbette ki ilçeyi kalkındırma konusunda “Üstün maharete sahip olma” aranır. Ancak bilinir ki, sahip olunan o maharetler kişisel anlamda “Üstün” olmaya yetmez. Pınarbaşı belediye başkanı Mehmet Yılmaz, karakteristik özellikler bakımından herkes tarafından kabul görmüş üstün insani yönü ağır basan bir kişiliktir.

2009 yerel seçimlerinde göreve gelen başkan Mehmet Yılmaz, her küçük ilçenin ortak kaderi olan imkânsızlıklarla boğuşarak Pınarbaşı halkına hizmet etmeye devam ettiklerini, belediyenin kaynağının olmamasının en büyük sıkıntıları olduğunu ifade etti.

Yılmaz şöyle konuştu: “Bizler göreve geldiğimiz günden itibaren ilçemiz halkına en iyi hizmeti sunabilmek için gayret ettik. Her belediyenin asli görevi olan altyapı ve yol yapım çalışmalarında bulunduk. Belediyemize hizmet araçları kazandırdık. Bunun yanı sıra, ilçemizi turizme hazırlamak, turizm potansiyelini geliştirebilmek adına girişimlerde bulunduk. Meslek edindirme kursları açtık. Bilindiği üzere Pınarbaşı turizm alanında dünyada örneği olmayan güzelliklere sahiptir. Kanyonlarımız, şelalelerimiz, mağaralarımız, yöre kültürümüz yerli ve yabancı turistler tarafından yeni yeni keşfediliyor. Amacımız Pınarbaşı’mızı dünyaca bilinir ve ziyaret edilir bir turizm merkezi haline getirmektir.”

İlçede sosyal ve kültürel faaliyetlerin de sürdüğünü söyleyen başkan Yılmaz, her yıl düzenledikleri “Pınarbaşı Doğa Turu Ve Kültür Festivali’nin sıladaki ve gurbetteki hemşerilerinin kaynaşmasında önemli rol oynadığını, bu etkinliklerde yerel sanatçılara yer vererek halk-sanatçı kaynaşmasına da imkân sağladıklarını belirtti. “2 yıldır fotoğraf yarışması düzenliyoruz, Pınarbaşı’nı İstanbul ve Ankara’da düzenlenen fuarlarda temsil ediyoruz” diyen Mehmet Yılmaz şöyle devam etti: “Sizin aracılığınızla, halkımıza birlikte hizmet ettiğimiz ancak geçtiğimiz günlerde çıkan kararname doğrultusunda ilçemizdeki görevinden ayrılan Sayın kaymakamımız Mehmet Emin Taşçı’ya, verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Yeni atanan kaymakamımız Sayın Ömer Faruk İlhan’ın daha göreve başlamadan kafasında Pınarbaşı için oluşturduğu projelerden dolayı duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. Birlikte güzel işlere imza atacağımıza inancım tamdır”

Başkandan son söz: “Herkesi, turizm bakımından hızla gelişmekte olan, kanyonları, şelalesi, yöresel giysileri, bakir ormanları, eşsiz doğasıyla bezenmiş şirin ilçe Pınarbaşı’nı görmeye davet ediyoruz.”

 

HAZIRLAYAN: Murat GÜVEN

Bu yazı içeriğinin tüm hakları www.istamonu.com’a aittir. İzinsiz yayınlayanlar hakkında hukuki işlem başlatılacaktır

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!