İstamonu Yazarlar

YAZ- BOZ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Herşey kontrol altında panik yapmaya gerek yok.

Güç kimdeyse denetleme kurulu o.

Güçsüz olan her zaman çoğunluğa uymak zorunda…

Sorun olduğunu düşünmek yersiz(!)

Okul üniformalarında denetimli serbestlik dönemi başlıyor…

Çoğu öğrenci denetimli olarak pijamalarıyla okula gitme planı içinde.

Gençlerin bu istekleri gerçekleşecek mi?

Sivil kıyafetli öğrenciler daha mı başarılı olacak?

Bugün ne giysem problemi yüzünden kaç öğrenci okula geç kalacak?

Sosyal sınıf farkı psikolojilerini daha da mı bozacak?

Her şeyi zamana bırakmaktan başka çare gözükmüyor.

“Ben yaptım O-LA-CAK”  fikri çoğunlukta.

Kıyafetlerin tek düzen olması; sosyal sınıf farkının biz nebze olsun gizlenmesi için Cumhuriyetin ilk yıllarında siyah önlüklü, beyaz yakalı öğrencilerin karatahtada eğitim görmesiyle başladı.Siyahın manevi baskısının ağırlığında ezilen yönetim,  mavi önlüklere “merhaba” denmesini istedi.

Eğitim eşit standartlarda veriliyorsa kıyafet te standart olmalıydı.

Sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilmesiyle; her okul kendi öğrencisini, diğer okuldan ayırmak için kıyafet standartları belirledi.

Renkleri farklı ceketler, pantolonlar, süveterlerle okullarını temsil etti öğrenciler. Hiç bir modacının tasarımı olmayan kıyafetlere kendi tasarımlarını da eklediler zaman içinde.

Gömleğin üst üç düğmesinin açık olması, kravatın o hizadan başlaması, eteklerin diz üstünde olması kuralı, yasal olmasa da zaman içinde okul yönetimi tarafından kabul gördü.

En çok genelge yayınlanan konulardan biri olan öğrenci kıyafetleri yine gündemde.

Şimdi nerden çıktı bu okullarda sivil kıyafet uygulaması?

Evet, hepimizin aklında bir şüphe var.  Çocukların sivil kıyafetlerle okula gidecek olması, aralarındaki sosyal sınıf farkının açığa çıkma ihtimali endişe yaratıyor.

Maddi durumu iyi olan öğrenci her gün farklı kıyafetle okula giderken, arkadaşının giydiği kıyafeti kıskanan öğrencinin psikolojisi bozulursa ya da ailesinin
psikolojisini bozarsa…

Çocuğunun ihtiyaçlarını kısıtlı imkanlarla karşılayan ve bulunduğu maddi çıkmazı kabul etmeyen çocukların ailelerini zor günler bekliyor.

Fakat üniformalı eğitimde öğrencinin maddi imkansızlık çektiği saklanabiliyor düşüncesi de oldukça yersiz. Özellikle yapılan bağışlar bir yaraya merhem olsa
da, başka yaralar açıyor derinden…

Her yıl maddi imkanı kısıtlı olan öğrencilere yapılan çanta, ayakkabı, mont yardımı arkadaşlarının karşısında, törenle yapılıyor.  Çünkü hatırı sayılır bağışçı bu
alkışları hakediyor.

Aileler ne yapacağı konusunda belirsizlik yaşarken; okul yönetimi ve mağaza esnafı da oldukça dertli…

Onlar da düşeceği zorlukları düşünüyorlar.

“… Okulu üniformaları gelmiştir,  stoklarda sınırlı sayıda kalmıştır”  mağaza tabelaları da tarihe karışıyor.

Kalitesiz kumaşlardan yapılan ve yüksek maliyetle satılan okul kıyafetlerinin olmaması, bir gelir kapısına kilit vuruyor.

Okul aile birliği de okulun özel armasını “ cüzi” fiyatlarla öğrencilerine veremeyeceği için bir nebze de olsun üzgündür.

Ancak eğitimcinin, yabancı bir öğrencinin okul sınırlarına girdiğini anlaması zor olacağı düşüncesiyle olsa gerek(!) her okul yönetimi kendi sivil kıyafet standartlarını belirleyecek.

Durum onu gösteriyor ki Arkadaşları arasında aynı kıyafeti iki gün giydiği için haftanın rüküşü seçilen öğrenci, moda kıyafetleriyle haftanın şık öğrencisi
haberlerini medyada çok kısa zaman sonra takip edebileceğiz.

Eğitim, öğretim ve kıyafet sistemi sürekli bozulmaktan, doğru dürüst yazılamadı.

Denetimli serbestlik ne sonuçlar getirecek, ne kadar denetlenebilecek hepimiz ilerleyen günlerde göreceğiz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!