Kimse kusura bakmasın ve alınmasın, kandırılıyoruz. Birileri kavramları kendilerine değmeyecek biçimde yontuyor ve sivri ucunu biz ötekilere doğrultuyor. İçine de korkaklığımızın boyasını katıp yediriyor.
İsyan, insanın gerçekten insan olarak yaşamak isteğine yönelik milyonlarca yılın sonucunda ortaya çıkmış insani bir kazanım ve haktır. Kimse, kimseden daha öncelikli ve daha çok insan değildir. Sorunun farkında olan tüm dinler de bunu böyle yazmıştır kutsal kitaplarına.
Olaya hangi pencereden bakarsanız bakın aynı manzarayı görürsünüz. Biz insanların, bizim gibi insanların kulu ya da kölesi olma dayatmalarına karşı, sırf insan olduğumuz için isyan hakkı vardır.
Üretme ile bölüşme arasında bir hinlik gördüğümüzde, sırf insan olduğumuz için isyan etmemiz gereklidir. Biz insanlar, bu isyan hakkını kullanalım diye insan olmaya çabaladık.
Ben, benim benimi yok sayan bir öteki benin, tepemde dans etmesine izin vermemek için isyan etmek zorundayım. Bunca yüz yıl bunun için ölmedik mi?
Ben, benimle arama giren ötekinin, benden daha ayrıcalıklı olmadığını bildiğim ve kendi benimin yeryüzünde hem ilk hem de son olduğunun farkında olduğum için isyan edebilmeliyim.
Yapılacak işleri bir kar hanesi olarak gören ve beni tüm bu süreçlerden benim vergimle alınmış silahla, copla uzaklaştıran “ben”ciliğe ve bencillere isyan etmeliyim. Bunca bin yıl, kendi benimize değer bulmak için kavgalara girip çıkmadık mı?
Bana, kendi emeğimle karnımın doymasına izin vermeyip, benim emeğimle şişinenlere artık eyvallah demeyecek kadar büyümüş olduğumu göstermek için isyan etmeliyim; çünkü nereye baksam benden bir parça var…
İsyan, insancıl ve insanın insan olmaya yaklaşmış olması ölçüsünde güçlü bir değerdir. İtaat, bir kaba güç ve güçsüzlükten kaynaklanan küçülmüş, sıvışmış canlı ilişkisidir. İtaat ettiğinizin içerisinde kendiniz varsanız eyvallah. Ama, sizi yok sayan bir kaba güce itaat, olsa olsa size sunulmuş yüce cana ihanet olur.
İsyan hep vardı tarihte ve hep insani içerikleri taşıdığı sürece masumdu. Demokrasi ( ben pek inanmıyorum ama demokrasiye) bu masumiyeti kerhen de olsa onayladı. Hepimiz demokratız ama hepimizin ödü kopuyor; hepimiz demokratız ama bizim eve gizlice gelen torbalar… Hepimiz demokratız ama bizim çocuk… Hepimiz demokratız ama şu sizin vergilerinizi paylaşırken bana (dokunma !) ilişme…
Yaşamın ne olduğunu bilmeyen, kendine kutsalca sunulmuş süreçten haberi olmayan ve kendisini en ucuza sattığında kendisini bir şey zanneden insanların isyan etme becerileri olamaz ki. İsyan, farkında olmayı gerektirir, isteme hakkını tartmayı ve tartışmayı becerebilmeyi gerektirir. İsyan, hakların tanımını ve dağılımını adalet ölçüsünde bilmeyi gerektirir. İsyan, insan olmayla anlam kazanır kısacası.
İnsan, isyan etmedikçe “daha ileri” diye bir süreç olmaz.
O zaman da şöyle derler: “ınh demiş, babasının burnundan düşmüş!”
Yani, isyan etmeyi beceremiyorsanız, konuşmayalım.
Akif,” Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal” derken, haklarına gasp edilmiş bir ulusun isyanını anlatıyordu aslında ama…