İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kastamonu Marka Kent Olur mu?

Kastamonu Marka Kent Olur mu?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Soruyu kendimiz sorup kendimiz yanıtlamak durumundayız galiba. Valimiz Sn. Bektaş’ın bu konuda uykularının bölündüğünü biliyorum.  Amaa,  bu konuda Kastamonu’nun Kastamonu dışındaki potansiyelini harekete geçirmekte zorlandığını da!  Bunun anlaşılır nedenleri var tabi. Yollar üzerinde değilsiniz, bu bir. Sahibi olduğunuz turizm değerleri henüz yeterli desteği almış değil ve bu yüzden düşleriniz, düşünceleriniz olamıyor, bir anlamda tıkanıyorsunuz.

Coğrafya haritalarınızda Kastamonu hala İç Anadolu’mu Batı Karadeniz mi belli değil ve yüksek sesle “biz buyuz !” diyemiyorsunuz.

Kastamonu’nun Kastamonu dışındaki nüfus ve emeğini Kastamonu’da yatırıma dönüştüremiyorsunuz çünkü bu kompleks bir risk taşıyor; tek başınıza vali olarak bu riske göğüs geremezsiniz.

Her kamu yöneticisinin, kamu görevi yaptığı yerlerde bir iz bırakmak istediğini yönetim anlayışının en zevkli yanı olarak algılamakta zorlanmayalım. “ Anılmak isteyen bir kamu yöneticisinin, kamunun kendine sunduğu olanakları uzun uyumak için değil, uykusuz kalmak için “ kullanacağını bilmeye yakın olanlardanız.

Tabi ki biz, aklımızın ermediğini de söyleyebiliriz. Değerlendirmeye alınıp alınmaması da haddimizle ilişkilidir.

 Şimdi;  bir deli bir kuyuya bir taş atmış örneğinde olduğu gibi davranacağım.

Kastamonu, Batı Karadeniz’de matematiksel koordinatlar olarak ulaşımı rahat bir kent. Bir de havaalanı açılınca bu özelliği daha da anlam kazanıyor.  

Rakım olarak, tercih edilebilecek bir yükseltisi var.

Başkent ile bağlantı olanağı güçlü.

Yakın benzerleri ile (Karabük-Çankırı) küçük ataklarla arayı açabilecek doygunluğu var. Hatta artıları var; Karabük bir sanayi kenti olmasına karşın iyi planlanmamış bir alt yapı zorluğu yaşamakta. Başkan Vergili bunun farkında ama zamana ihtiyacı var. Çankırı, belki iddialı olabilir ama hinderlantı (denize ilişkin) kapalı. Sinop, bu anlamda bağımsız algılanmalı çünkü kendi özgün değerlerini şimdilik üretmiş durumda. Bolu, özel yetenek alanlarını (Abant gibi, aşçılık gibi…) kazanım alanına daha erken sürmüş ve verime yaklaşmış durumda.

Kastamonu, değerleri açısından iyi organize edildiğinde ve ortaya çıkması olası yarar adil paylaştırıldığında denizi, ormanı, milli parkları, oksijen çekiciliği, kültür zenginliği ( ki İstanbul’da yemek konusunda ilk olmayı başarmıştır), yitmeye yüz tutmuş ama nostalji turizmine esas olabilecek anılarıyla, etnik barışmalarıyla ( ben, Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde yatılı okudum. Hiç unutmam, benim pantolonumu görüp ‘çıkar ulan o pantolonu paçasını doğru yapmamışlar’ diyen Garbis Mayuk amcamı) çevresindeki kent yerleşimlerinin gözdesi olabilir.

Ankara’da başlattığımız “Başkentte Kastamonu Günleri” artık Kastamonu merkezli olmalıdır. Kastamonu’yu Fesane’ye , Ankara AKM’ye, Bursa’ya taşımak adına yeterli özveriler yapılmıştır ve  bundan böyle artık oralar Kastamonu’ya gitmek için fırsat beklemelidir. Milyonlarla adlandırılan Kastamonu dışındaki Kastamonuluların birer kuruşunu çalmadan çırpmadan ovasına, suyuna, dalına, aşına, yatırmalarının güvencesi sağlanabilirse eğer, bu uğurda ter dökenler yeni birer Abdurrahmanpaşa olacaklardır. Bundan, tüm Kastamonu nüfusuna kayıtlı olanlar da onur duyacak, kendilerini anlamlı bulacaklardır.

Bütün bunların arkasına eklememiz gereken en acil durum da şudur:  Biz valiyi beklememeliyiz. Vali, yarın veda edebilir ama biz topraklarımıza veda edemeyiz.

El birliği, gönül birliği işte o zaman o valiyi uğurlarken işe yarar.

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!