Zaman en değerli armağan hepimize… Ne kadar doldurabiliyoruz içini nitelikli anlarla, ne kadar kaliteli yaşayabiliyoruz asıl önemli olan o. Yani mezar taşındaki ölümle doğum arasındaki çizgiyi ne kadar uzatabiliyoruz, asıl önemli olan da o.
Ömür dediğimiz; bir kelebeğinki de bir ömür, bir kaplumbağanınki de bir insanın da.
Her canlı bir misyonla doğuyor. Vizyonla da gidiyor bu dünyadan. Yani amacını gerçekleştirebildi mi gerçekleştiremedi mi ona bakmak lazım. Yolunda gidebildi mi? Ona biçilmiş elbiseyi taşıyabildi mi? Varlığını yansıtabildi mi? Ona bakmak lazım.
İnsan eğer fark edebilirse her şeyde bir ibret levhası görebilir. Bir yaprağın dalından koparak usul usul yere ahenkle düşmesiyle, kocaman bir kayadan düşen küçük bir taş parçasının hayata kattığı ses aynı.
İkisi de varlığını anlatıyor kendi halince, yani rengini belli ediyor. Konuşmadan ses veriyor. Bağırıyor adeta, tabi duyabilenler için…
Bu yüzden ıskalamamak lazım.
Bu yüzden fark etmek lazım.
Ne kadar insan olduğumuz ne kadar farkındalığımızın olduğuyla doğru orantılı. Ne kadar farkındalığımız varsa hayatı o kadar keyifle yaşayabiliyoruz. Zaman zaman anlamsız olduğunu düşündüğümüz hayatın içinden sıyrılabiliyoruz. Bu, aynı zamanda tefekkürün kapılarını da açıyor, tevekkülün ve teşekkürün de…
Deruni olmanın bir yolunu bulabilenler için geçilebilecek bir merhale.
Özellikle bu günlerde, ramazanda…
Rahmetin, mağfiretin ve affedişlerin ötelere ulaştığı zamanlarda…
Şimdi ramazan… Hayatın rengini fark edebilmenin zamanı…
Gökyüzündeki ahengi, rüzgarın susuz bedenleri ferahlatabilme çabasını, yıldızların kandil gibi görünüşünü, yağmurun rahmete dönüşmesini, açlığın yeryüzündeki muhtaç insanlarla kurdurduğu bağı… Hepsini anlamak için fırsat bugünler.
Kur’an-ı Kerim’i okuyorsak düşünmenin, tefekkür etmenin, tezekkür etmenin zamanı…
Bizi bizden alan özümüzde olup yaşayamadığımız tüm safi hallerin bir teşekkülüne dönüş zamanı…
Bu ramazan hayatın rengini tekrar fark edebilme zamanı…
Peygamber hikayelerini, evliya menkıbelerini tekrar gözden geçirme zamanı…
Dostluklarımızı, arkadaşlıklarımızı, sıla-i rahimlerimizi yeniden gözden geçirme zamanı…
Eksiklerimizi, kusurlarımızı görme zamanı…
Kim bilir bu ramazan belki de son ramazanımızdır…
Kim bilir?