İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ÇANKAYA’DAN AK-SARAY’A

ÇANKAYA’DAN AK-SARAY’A

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son günlerin hatta haftaların ve hatta ayların en sıcak konularından birisi yeni Cumhurbaşkanlığı binası…

Yani Ak-Saray!

Bu yapıya hükümet ve Ak Parti karşıtlarının üstüne basa basa “KAÇ-AK SARAY” demelerini ezikliklerine bağladığımı ifade ederek, naçizane şahsımızın bu husustaki fikirlerini beyan edeyim.

***

Ankara…

Yeni bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti!

Ve ülkenin yönetici tabakasının ikamet ettiği yer.

Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı’nın yani…

Arada bakanları ve başbakanı es geçtim…

Unuttuğumdan değil!

Milletvekillerini de ayıp olmasın diye yazdım!

Çünkü 1938 yılına kadar yöneticiler değil yönetici vardı!

***

Ankara bir devletin yani ülkemizin başkenti olması hasebiyle, dış devlet temsilcilerinin de ağırlandığı, karşılandığı yer olacaktı haliyle…

Peki, bunları nerede karşılayacak, nerede ağırlayacaktınız?

Ülkenizin temsilcisi yani Cumhurbaşkanı hangi mekanda buyur edecekti misafirlerini…

Bir Cumhurbaşkanlığı makamı şarttı yani…

O zamanlar için oldukça mütevazı bir bütçeyle ve mütevazı bir görünümde Çankaya Köşkü yapıldı.

Tahminen bugünkü rakamlarla 102 bin lira diyor bazıları. Bu rakamı abartılı bir şekilde az bulanlar da var.

O günlerde Çankaya Köşkü’ne ihtiyaç var mıydı?

Hem de fazlasıyla…

Ve Atatürk 1932 yılında tamamlanan Çankaya Köşkü’nde vefatına kadar ikamet etti.

***

Gelelim bugünün Ak-Saray’ına!

Ben gidip görmedim ve odalarını da saymadım! Ama söylenenlere göre:

Bin odalı bir yapı.

Maliyeti dudak uçuklatacak cinsten…

Bir milyar 370 milyon lira!

Peki, böyle bir yapıya şu konjonktürde ihtiyaç var mıydı?

Bence yoktu!

Son on iki yılda Türkiye’nin aldığı mesafeyi kimse inkar edemez!

İnkar edenler de ya bilmediklerinden ya hazımsızlıklarından ya da siyaset gereği inkar eder…

Her şey güllük gülistanlık mı peki?

Elbette değil!

İşte herşeyin güllük gülistanlık olmadığı hususunun danışmanlar ve müşavirlerce yöneticilere iyi anlatılması lazım…

Birileri diyebilmeliydi:

Şu zamanda böylesine yüksek maliyetli ve böylesine debdebeli bir yapı yapılmamalı…

Bence bu yapının zamanı değildi!

Hatta böyle bir debdebeye hiç gerek yoktu!

***

Tarihte bir Hazar Hakanlığımız vardı bizim…

Pax-Hazaria denilen bir dönem yaşadı!

Bolluk, refah, güç, huzur dönemi…

Hemen bu dönemin ardından hızlı bir çöküş dönemi yaşadı…

İlginçtir, çöküşü hazırlayan aslında Pax-Hazaria dönemi oldu!

Lüksün ve israfın had safhaya ulaşması, zenginleşen Türklerin artık askerlik yapmaktan kaçınıp ticarete başlaması, paralı askerlerin orduda ihdas edilmesi ve aşırı zenginlik Hazarların sonunu getirdi!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!