Gazetemizin 128. sayısında İstanbul’dan aday gösterilen Kastamonuluların haberi vardı.
Sayfaya dikkatle baktığımda gördüklerimi özetlemeye çalışacağım.
1) Aday olanlardan/gösterilenlerden 5’i AKP’den, 2’si MHP’den, 1’i Saadet Partisi’nden ve bir kişi de bağımsız.
Bu partiler ‘eğilim yoklaması’ yaptıklarını söyleseler de son karar tepeden çıktı. Yani liderler, Kastamonululara listelerde yer verme “teveccühü” göstermiş oldular. Sağ olsunlar !..
Ama adayların listedeki sıralarına baktığımda aynı ‘sağ olsunlar’ı diyemiyorum. Çünkü AKP’den aday gösterilen hemşerilerimizin en şanslısı 8. sırada. Diğerleri 14, 17, 18 ve 20. sıralardalar.
Bu yerleştirmeye bakarak AKP’den garanti denilebilecek en çok iki adayımız olabilir, diye düşünüyorum.
MHP’den Başeskioğlu’nun yeri her zamanki gibi garanti. Ama diğer adayımız 23. sırada. Yani MHP’den de bir adayımız parlamentoya girebilecek gibi.
Saadet Partisi’nden katılan adayımız ile bağımsız adayımız baraj sorunu ile uğraşacaklar. Umarız istedikleri sonucu alırlar. Ancak, görünen köy “3” diyor. Bu sayı, İstanbul’daki Kastamonuluların parlamentodaki temsili açısından siyah bir görüntü.
Yani diyorum, acaba aday göstererek İstanbul’daki Kastamonuluların siyasi gazı mı alınmaya çalışılmış?
2) Ana muhalefet partisi CHP’den hiç adayımız yok. CHP ön seçim yaptı ve aday adayı hemşerilerimizden hiç biri listelere giremedi. Bunu farklı irdelemek zorundayız.
Eğer CHP ön seçim yapmayıp, merkez yoklaması ile aday belirleseydi ve aynı sonuç çıksaydı, CHP genel merkezine demedik söz bırakmazdık, öyle değil mi?
Acaba CHP, İstanbul’daki Kastamonululara yönelik yeterli üye çalışması mı yapmadı? Sorun, aday adayı olan arkadaşlarımızın performansları mı? Kastamonulu seçmenin hepsi mi yelpazenin sağında yer alıyor da bu yüzden mi CHP’nin ön seçiminde bir Kastamonulu ağırlığı olamadı? Ya da başka ayak oyunları mı döndü?
Ayrıca CHP, kontenjandan da Kastamonulu aday göstermedi. Etkili isimlerimiz mi yok, ya da CHP, Kastamonuluların oylarından mı vaz geçti?
Bu soruların tümü, bilimsel ve özenli bir çalışma ile yanıtlanabilecek çetrefilli sorular olarak önümüzde durmaktadır.
3) Can alıcı bir gerçeklik olarak karşımıza çıkan sonuç ise Sivil Toplum Örgütlerimizin siyasi partiler üzerinde etkilerinin olamadığıdır.
Yüzlerce dernek ve bunların üst kuruluşları var. Birleştirici olamadıkları, dahası bir araya bile gelemedikleri açık olarak görülüyor.
Hem merkez yoklaması ile yapılan aday belirlemedeki sıralamadan, hem de ön seçimden elimizin boş çıkması başka ne ile açıklanabilir ki?
Mikrofon bulunca mangalda kül bırakmamak pek işe yaramıyor anlaşılan. İnsanlar, sonuç görmek istiyor, nutuk dinlemek değil.
Kaba bir hesapla, parlamentoda bulunabilecek Kastamonulu arkadaşlarımızın her biri İstanbul’daki Kastamonuluların 160 binini temsil edecekler ve her birinin ilgilenmesi gereken sayı da bu olacak. Yani, neresinden bakarsanız bakın on vekilin sorumluluğunu üstlenmiş olacaklar. O zaman da mırın kırın etmeyeceğiz.
Şimdi herkesin, bulunduğu yerden aynasına bir kez daha bakma zamanı.
Ha, iyi bir şey yok mu? Var tabi ki.
Listelere giren adaylarımızdan dördünün kadın olması. Keşke seçilip gelebilseler…