Küreselleşen dünya ekonomisi içerisinde mevcut konumlarını korumak ve rekabetçi piyasa koşulları karşısında yerini güçlendirmek isteyen firmalar, rakiplerinden farklılaşarak ve değişen koşullara uyum sağlayarak bu amaçlarına ulaşabilirler.
Farklılaşmak için farkında olmak, gelişim için ise; değişimin kaçınılmaz olduğunu unutmamakta fayda var. Dünyamızın, çevremizin, kendimizin farkında olmak, istek ve ihtiyaçları belirlemek, ne istediğimizi ve neyi hedeflediğimizi net bir şekilde ortaya koyabilmek bu sürecin ilk adımları belki de. Yazımı yazmadan evvel tesadüf bir şekilde! karşıma şu bilgi çıkıverdi; Dünya saatte 1670 kilometre hız ile kendi ekseni etrafında, saatte 108.000 kilometre hızla güneş etrafında dönüyor. Her an bir değişim varken bu değişim ve gelişime açık olmak, farkında olmak, yaradılışın bizden beklediği.
Farklılaşmanın somut hali ise “marka” olarak düşünülebilir. İşletmeler; güçlü ve orijinal markalar oluşturarak, bu markaları çeşitli stratejilerle destekleyip geliştirerek rakiplerinden ayrışmaktadır.
Markalaşma süreci ile ilgili pek çok anlatılabilecek nokta var. Ancak vazgeçilmez olanlarını özetlemeye çalışırsak;
Pazarlamaya çalıştığınız ürün ya da hizmetin durumu nedir?
Piyasada rekabet içinde olacağınız diğer markalardan farkınız ne olacak?
Markanızı nerede görmek istiyorsunuz?
Sizleri farklı kılan etkenler neler?
Hedef kitleniz var mı? Var ise vaatleriniz neler?
Markanızı destekleyecek diğer yardımcı elemanları (reklam-medya gibi…) belirlediniz mi?
Tüm bu durumlar yaşanırken dışarıdan bir gözle; markanızı gözlemleyin, değerlendirin ve güncelleyin.
Ekibiniz sağlam mı?
Tam olarak farkını ortaya koyan, bu farklılıkların altını çizen kuruluşlar kendilerine yeni alanlar yaratırken, yeni ve daha sadık bir müşteri kitlesine sahip olmanın kazanımlarını yaşıyor. “Yeni ihtiyaçları belirleyerek bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik ürün ve hizmet modelleri geliştirmek, bunları en iyi şekilde sunabilmek” markalaşma yolumuzda rotamızı belirleyen önemli unsurlar.
Bu süreçte değinilecek çok fazla nokta olmakla birlikte, ilerleyen yazılarımızda bu bölümlerin her birine ayrı ayrı değinmeye çalışacağız.
Tüm bu oluşumların başında ise elbette markanın koruma altına alınması gerekmektedir. Markanın oluşma, piyasadaki yeri ve tutunma süreci ile geçen zamanı düşündüğümüzde kat edilen yol azımsanamaz. Benzer olarak çıkabilecek olan markalar, logolar, sloganlar her an markanızı koruma altına almanın ve takip etmenin önemini bir kez daha öne çıkarmaktadır. Günümüzde özellikle markanızı tescil etmek kadar izlemek de vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. Bu izleme ise ancak profesyonel olarak bu işi yapan firmalar tarafından Türk Patent Enstitüsü’nün aylık yayınladığı marka bültenleri takip edilerek yapılabilir.
Uzun, zorlu, maddi-manevi emek verdiğiniz markanızı korumak ve sahip çıkmak, takip etmek ve kontrolünü sağlamak istiyorsak tescili kadar izlenmesi de önemlidir.
Farkında, gelişim ve değişime açık, kendimiz olabildiğimiz günler diliyorum.
