İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YARIM BİLE DEĞİLİZ

YARIM BİLE DEĞİLİZ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaz ayları bitti. Sonbahar aylarından birincisini de tamamlamak üzereyiz. Koca bir mevsimi sessiz geçiren dernek faaliyetleri de -durdu duracak derken- tamamen durdu.  Milletvekili seçimlerinin yaklaştığı bugünlerde üç-beş dernek kapısını milletvekili hemşerileri açıp poz vermekten öteye geçememekte.

Kastamonu dernekçiliği çalışmaları neredeyse aynı köyde iki derneğe kadar inmiş durumda. İl dernekçiliği farklı mı diyeceksiniz? Zaten balıkta baştan kokuyor. İş böyle olunca yönetilmek de kolay oluyor. Doğru okudunuz. Yönetmek değil yönetilmek. Böl, parçala ve yönet. Sanki birileri bunu uyguluyor üzerimizde.

Bölünmüşseniz bir olmak için çok enerji harcamanız gerekir. Liderlerinizin kaprisleri bazen birleşmenizdeki en büyük engeldir. Dışarıdan da çok rüzgar yersiniz. Bazıları ipin ayrı ayrı uçlarını tutmuş ve beline dolamıştır. Hangi ipi çekseniz o gelir kaşınıza. Ve kapı gibi durur önünüzde… Onu aşıp gidemezsiniz ileriye. Bazılarında ise davul başkasındadır, tokmak başkasında. Siz tokmağı bulsanız, davulu bulamazsınız. Kimi ise iyice siyaset suyuna bulamıştır derneğini. Neresinden tutsan ellerine siyaset bulaşır. “Hatta…” diye başlayan cümleler bile kurulabilir. Bir de derneği kızakta tutanlar vardır. Bir türlü onarımı bitmemiştir. Yenilik yapılacaktır. Ya da baştan aşağı sistem değiştirilecektir. Ne yazık ki bu arada ayaklar gittiğinden başın söylediklerini duyan yoktur.

Eskiler vardır. Dernekçilikte yaşının onlar basamağını birler basamağı gibi tüketen. Kimi yılmıştır. “o olmaz, bu olmaz” diye dolaşır ortalıkta. Kimi de hala yirmili yaşlarının sonundaki heyecanla sesini yükselte yükselte İtalyan opera sanatçılarının edası ile seslenir. Oysaki yeni nesil, sesin yükseltilmesinden ziyade sözün yükseltilmesinden hoşlanmaktadır. Şimdikilerin gaz depoları yüksek sesden ziyade sözle dolmaktadır. O da sosyal ağların anlık refleksleriyle sınırlıdır. Mesela saat on’da Şehit Şerife Bacı Parkında toplanacağız deseniz, üç gelir-beş gelir. Gerisi keyiftedir. Ama bilmem hangi kuşun programında trend-topic yapalım deseniz “Şehit Şerife Bacı Parkı”nı yazarak gelirler.

Yani bildiğiniz biz, bilemediğimiz bizlerle mücadele edip duruyoruz. Her sene bizler bu köşelerden sesleniyor, yine bizler duyuyoruz. Lafın kısası bu yılı da kaybettik. Sayın Karadeniz, çeyrek kala diyorduk ya; şimdi yarım bile değiliz.

Bir şiirle selamlayayım sizi,

Köy evlerinin kırık pencerelerinde

Soğuk kar günlerinde

İçimizi titrete titrete sarıldığımız

Soğuğa sevdamız

Az az kırmıştı düşlerimizi

Yazlar sıcaktı, kışlar soğuk

Öyle öğretmişti mektepteki öğretmenimiz

Hayal kurmak ucuzdu

Kalın gocuklara sarılmış bedenimizle

Yün çoraplarımızın sıcaklığında

Okumak, düş kurmaktı

Uzak şehirlerin

Okul koridorlarında

Islığımızı dinlerdik

Hayallerimizde

Kuzinenin üstünde

İnebolu kestanesinin

Sıcakla söyleşisiyle

Hayal kurmak ucuzdu

Okumak, düş kurmaktı

(Okumak Düş Kurmaktı, Erdoğan ERGİN, 2015)

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!