– Baba seni biri çağırıyor.
– Yanımıza gelsin.
– ‘O buraya gelsin’ diyor.
– Tamam geliyorum…
*
– Buyurun beyefendi ne istemiştiniz?
– Derinizi.
– ?
– Sizin değil, korkmayın. Kurban derinizi istiyorum.
– Ben deriyi kuran kursuna ve…
– Sus! Saçmalama, cezaevine mi girmek istiyorsun?
– Neden girecekmişim hapse?
– Deriyi tek toplama yetkisi bize ait, kimseye veremezsin, ağır cezası var…
– Ama parasını ben verdim.
– Olsun fark etmez. Parasını versen de, eti senin derisi benim…
– Kurban kesmeseydim ne yapacaktınız?
– O zaman çocuğunuza gönderdiğimiz zarfla (zorunlu bağış) idare edecektik…
*
Bir dönem bu baskılarla geçti…
“Kurban derisini sadece ben alırım” diyen bir kafa vardı…
Ve bu kafa…
Vatandaşı, Türk Hava Kurumu’na düşman etti…
*
Yönetim değişmesine rağmen, halk hâlâ tepkili…
Eski alışkanlıkların devam ettiğini düşünenler var…
*
Baskıcı anlayış devam ediyor mu, bilmiyorum…
Ama bir dönemin faşist uygulamalarından en çok zararı,
THK gördü, onu biliyorum…
*
“THK’na bağış yapmak zorundasınız!” diyenler,
Bunu yıllarca dinin emrini kullanarak yaptılar…
Bayram tatillerinde sahillere akın eden bu zevat,
Uygulanan baskıları umursamadan tatilin tadını çıkarıyorlardı…
*
Kurban Bayramı fırsattı faşistler için…
Bir gün önce Müslüman’ı aşağılıyor,
Bir gün sonra dört dörtlük Müslüman oluveriyorlardı…
Bayram bitince de tekrar eski hallerine dönüyorlardı…
*
Devlet; Cumartesi, Pazar ile birlikte Cuma’yı da tatil etse…
İlk kabul edecek bu zevattır…
Ancak tatil gününü arttırmadan,
“Pazar yerine Cuma olsun” deyin.
İlk karşı çıkacak yine bunlar olur…
*
Aynı kişiler;
eğer vakit namazlarında “rant” olsa…
Cami önleri bu kişilerden geçilmez…
“Namaz vakitleri resmi tatil olsun” gösterilerine bile çıkarlar…
*
Ayrıca…
“Allah rızası için” para isteyen, deri isteyen kurumlar;
“Allah rızası için” yaşayan insanlara ne verdiler bu güne kadar?
Hiç…
Mesela ,
Kaç fakir vatandaşın çocuğu THK’ya gidip “uçak” yüzü gördü?
Kaçına “paraşüt eğitimi” verildi?
Ne yaptılar toplanan deri paralarıyla?
Durun ben söyleyeyim:
Kokteyllerde kafayı çekip,
Zenginlerin çocuklarına hizmet ettiler…
*
Bazen, “Bunları biz mi yaşamız” diye şaşırıyor, inanamıyorum…
“Faşizme nasıl katlanmışız” diye düşünüp, hayretler içerisinde kalıyorum…
*
Şimdi…
Şimdi ise çok şey değişiyor…
Çünkü hükümet bu ezberi bozdu…
Dedi ki,
“Artık isteyen istediği yere bağış yapabilecek”
Yani başka bir deyişle, “kimse Deli Dumrul ayağına yatıp, haraç toplayamayacak”
*
Özgürlük bu işte…
İster kuran kursuna yaparım bağışımı,
İster camiye…
İster cemaate, ister THK’na veririm…
İster atar, istersem satarım…
Kime ne!
—
Hür kalın…