Uzun zamandır yeni normal adı altında bir yaşama alışmaya çalışıyoruz malumunuz. Hayatımıza yeni kavramlar, yeni kurallar, yeni tutum ve davranışlar eklendi…
Taşımacılık, ticaret, sosyal yaşam, gazetecilik, esnaflık modelleri bile bu yeni dönemle birlikte yeniden şekillenmeye devam ediyor.
Ekonomi, sağlık, kültür sanat, edebiyat gibi birbirinden bağımsız birçok disiplin için ortak bir model geçerli; sınırlı sınırsızlık…
Örneğin her hafta sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiğimiz AJANDA programı için bile neredeyse tüm işlemleri (çekim, sunum ve aktarım) evimizden gerçekleştirdiğimiz bir yeni normaldeyiz. Konuklarımız da izleyenlerimiz de evlerinden bu hizmete ulaşıyor…
Daha geçen yıl bu zamanlar hayatımıza giren bir gözle görülmeyen devrimci yaptı tüm bunları… Hayatlarımıza öyle bir dokundu ki, zayıf halkaları aramızdan çekip aldı… Birçok insanımızı bu gözle görülmeyene kurban verdik.
Bu devrimci benim gibi aykırı insanların birçoğu için ise çok farklı ve neredeyse unuttuğumuz bazı hasletleri hayata yeniden olumlama fırsatı da sundu…
Covid 19 bilinen yaygın adıyla Corona’dan söz ediyorum.
İlk zamanlar yarattığı panik havasından mütevellit benim gibi soğukkanlı ve materyalist dünyayla bağları sıfır noktasında olanların bile her gün bakalım bugün neler olmuş diye ekran başına kilitlemeyi başarmış olan bu virüs aslında yukarıda da belirttiğim gibi çok güçlü bir devrim yaptı.
Siyasetin yetersizliğini, ekonominin acizliğini, üretimin gerçek yüzünü, tüketimin şımarık doğasını yüzümüze çarpan bir hakikat bildirici…
Dünya diz çöktü…
Ekonomiler, sistemler (sağlık, eğitim, sosyal doku vs.), doktrinler, kurallar, adet gelenek görenekler…
Ve dedi ki bize bu devrimci; maske mesafe temizlik ile sembolleşen davranış biçimiyle birlikte dünya ile ve yaşam ile aramızda bir hat oluşturmak zorunluluğunu kabullenmemiz noktasında zorlayıcı bir gerçekle hayatımıza daldı.
Tartıştığımız konular, korkularımız, umutlarımız, bakış açılarımız, heyecanlarımız, öfkelerimiz, psikolojik sınırlarımız…
Bu devrimcinin en etkin olduğu alan ise cezalandırma sistemiydi; yeni normale direnen ölür…
Bambaşka bir çağa adım atıyoruz…
Yeni normal denilen yaşam biçimine…
Siyaseti, ekonomiyi, sistemleri, felsefe, mantık ve tüm doktrinleri hizaya getiren bir yeni döneme doğru ilerliyoruz…
Sınırların, bayrakların, cinsiyetin, dilin dinin ve tüm insan uydurması kuralların rafa kalktığı ve tüm insanlığın ortak kaygıyla bütünleştiği, kenetlendiği bir fotoğraf var önümüzde…
Oysa şöyle bir düşünelim, zaten insan olarak yaratılışımızın özünde olan ama şımararak, haddi aşarak cehenneme çevirdiğimiz dünyada böyle bir derse çoktan ihtiyacımız vardı…
Corona ile acı bir şekilde tecrübe etmiş olduk…
Vesselam…