İstamonu Yazarlar

Merhaba

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hayatımızdaki bütün başlangıçlar bir kararla başlar.

Ben de bugünden itibaren sizlere Kastamonu’nun İstanbul’daki sesi İstamonu Gazetesi’nde “Merhaba” demeye bir karar verdim.

Uzun senelerdir yazmak isteyip de  “Şimdi sırası değil” dediğim günlerin artık bir sonu olduğuna ve bugün de yazmanın tam da zamanı olduğuna karar verdim.

Bu kararı vermemde İstamonu Gazetesi yazarlarından Nejla Sakarya’nın çok önemli bir payı var. Beni cesaretlendirdi ve bu başlangıca bir vesile oldu.

Nejla Sakarya daha yeni tanıştığım ama tanımaktan çok mutlu olduğum güzel yürekli bir insan. Nejla Hanım’ı her gördüğümde J. Rousseau’un bir sözü geliyor aklıma “İnsan düşünmek, inanmak ve sevmek için dünyaya gelmiştir”. Bu sözün canlı örneğidir Nejla Sakarya… Sevmek için yaratılmış diyebilirim. Doğayı, insanları, hayvanları ve özellikle kedileri… Kendisine bana cesaret verip yüreklendirdiği için edebiyat ve yazıya olan aşkımı tekrar alevlendirdiği için sonsuz teşekkürler…

Evet değerli okurlar bugün itibariyledir ki; yazılarımla bana emanet edilen bu köşede her hafta sizlerle olacağım. Eminim ki adımı yeni duyanlar olacak, adıma aşina olanlar olacak, beni tanıyan dostlar ve tabii yazılarımdan sonra beni anlayamaya çalışacak bir sürü okurum olacak. Hepinizin hoş geldin dediğini duyuyor gibiyim.

Hoş buldum…

Yazma serüvenine İstamonu ile başlıyor olmak “Safkan Bir Kastamonulu” olarak benim için ayrıca çok güzel ve çok keyifli bir deneyim olacak.

Bu gazeteye yakınlık duymamın başında elbet isminin İstamonu olmasının payı büyüktür. Sizlerin de çok iyi bildiği üzere, İstamonu Gazetesi hemşehrilerimizi bir araya getirmeyi ve onları birbirleri ile yakınlaştırmayı amaç edinmiş bir basılı yayın organıdır.

Gazetecilik yönünden ise, İstamonu’nun ilginç bir tarafı var: Hali hazırda çıkan günlük bir sürü gazeteden farklı olarak sayfaları doyurucu yazılarla dolu. Ben dahil birçok kişi ve ayrıca kurumlar haftalık çıkan bir yayının gazete değil ancak dergi olabileceğini düşünüyorduk. Ta ki İstamonu ile karşılaşana kadar. Doyurucu habercilik anlayışı ile hemşehrilik duygusunu pekiştiren İstamonu Gazetesi’nin sahibi Hüseyin Karadeniz Bey’e de bu vesile ile teşekkürlerimi sunuyorum.

Merak ettiğinizi görür gibiyim. Burcu Kösem her hafta sizinle buluşacak ama ne yazacak?

Aslına bakacak olursanız yazılı basın sektörü benim hiç de uzağımda olan bir saha değil; tam tersine profesyonel hayatıma ilk adım attığım bir dünyadır.

Popüler yayınları olan bir şirketler grubunun finans alanında ilk iş tecrübelerimi yaşadığımı söyleyebilirim. Hali hazırda bu organizasyonun Mali İşler ve Finans Direktörü olarak görevimi sürdürmekteyim.

Gerek içinde bulunduğum sektörün dinamikleri gerekse ihtisasına sahip olduğum işimin doğası, beni her daim toplumun her cephesinde yaşanan gelişmelere karşı aşırı duyarlı ve takipçi olmaya zorunlu kılmaktadır.

Ekonomik ve siyasi alanda yaşanan veya yaşanabilecek her türlü evrilmenin veya gerilemenin takibini yapmak hatta izini sürmek bir anlamda işimin olmazsa olmazı.

Hayli yorucu ama özünde gerçekten çok zevkli bu süreç bana aktüel sahada gözlem yapma,  bilgi biriktirme şansı sağlamaktadır.

Ve hemen eklemeliyim: Profesyonel hayatımın dışında çok mutlu bir ailenin dinamik bir annesiyim.

İş ve aile hayatımın dışında ülkemizdeki ve dünyadaki sadece iktisadi gelişmelerini değil, siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyorum. Dolayısıyla muhtemel koalisyon sonuçları ve buna bağlı ekonomik, siyasi gelişme ihtimallerine veya bir sonraki FED kararları yönünün ne olabileceğine ne kadar kafa yoruyor olsam da, ailemin, çocuklarımın sağlığı, mutluluğu ve aydınlık geleceği için yoğun bir ama bir o kadar da keyifle kafa yormakta ve uğraş vermekteyim.

Özetle değerli okurlarım, hayli tempolu geçen gündelik hayatım bana otomatik olarak pek çok gözlemi yapma, olayları yorumlama, geniş bir sahada mütalaa etme kısacası tecrübe biriktirme imkanı sağlamaktadır.

İşte bu noktada amacım, bu naçizane birikimlerimi sizlerle paylaşmak.

İlhan Selçuk bir yazısında şöyle diyordu:

“ Köşe yazısı yergidir. Denemedir. Öykücülüktür, oyundur, mizahtır, eleştiridir. Direniştir, söyleşidir, açıklamadır, günden güne değişir, renkten renge dönüşür.”

Sevgili okurlar bana emanet edilen bu köşede bende sizlerle günden güne, haftadan haftaya değişecek, bazen içinde mizahı, bazen direnişi, bazen güncel konularla açıklamaları ve tabi ki yorumları barındıran yazılar paylaşacağım.

On yedi yıllık iş hayatımda gördüklerimi, yaşadıklarımı, tecrübelerimi güncel konularla pekiştireceğim. Bazen eleştireceğim, bazen övgüyle bahsedeceğim ama her zaman bu kalemle doğruları/doğru bildiklerimi/düşündüklerimi yazacağım.

Yusuf Has Hacib der ki:

“ Kimin düşündüğü ile söylediği bir olursa işte doğru insan odur”

Hoş buldum sevgili okurlarım…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!